Taehyung~
"Ağh! Biraz daha mı yavaş olsan acaba?"
"Pardon."
"Sırtıma da vurdu orospu çocuğu"
"Kaşınmasaydın? Kımıldamayı kes artık."
"Döv bi de istersen"
"Döven dövmüş zaten hoş sen ilginç bir şekilde dayak yemekten zevk alıyorsun orası ayrı..."
Sırıttım.
"...da!"
Diye devam edince Jisoo, bir an irkildim.
"Ya gerçekten sen akıllanmayacak mısın? Ben neden sürekli senin için endişelenmek zorundayım? Şu haline baksana afedersin ama göte benzetmişler seni! Hayır, insan ikinci de akıllanır sen ikinci de daha da gaza geliyorsun. Psikopat mısın be? Senin gibisini de ilk defa görüyorum. Hadi tamam ben de kavga ediyorum falan ama bu kadar da değil be kardeşim. Boku çıktı bunun. Yapmayacağım diyorsun yapıyorsun. Ben de her yapmayacağım deyişinde enayi gibi inanıyorum."
Kız kardeşimden kavga ettiğim için azar işitiyordum resmen. Aslında benim için sürekli endişe etmiş olmasındaydı en büyük suçum. Onu bazen gerçekten çok korkutuyordum ve sürekli bi daha olmayacağını söyleyip bi daha oldurtuyordum. Sonra dayak yiyip eve gelir bana pansuman yaparken söylendiği lafları dinlerdim.
"O dediğini düzelt çabuk."
"Tamam, inanmıyorum sadece inanıyormuş gibi yapıyorum."
"Onu değil, "goto bonzotmoşlor" cümleni. Sen bu yüze nasıl göt ders- Jisoo!"
"Pardon." Hâlâ gülüyordu. Dediği gibi kımıldamasam daha iyi olurdu anlaşılan.
"Bitti. Sen uyu annemler uyanmadan ben de odama kaçayım. Bir daha eve böyle ağzın yüzün dağılmış gelme ben döverim seni!"
Yüz ifadesinin aksine sesi gayet tehtidkar çıkmıştı ama bu söyledikleri kimeydi anlamadım gitti.
"Sana söylüyorum!"
"He canım he, hadi naş naş."
"İyi geceler."
"Sanada."
Odadan çıktı ve bende yatağımdaki yerime kurulup telefonumu aldım. Bir sürü mesaj birikmişti yine ama hiçbirine bakacak durumda değildim. Instagrama girip birkaç post beğendim. Bizim okuldan bir çocuğun hikayesinde üç kişi daha vardı ve biri Jungkook'tu. Hesaplarını etiketlemişti. Jungkook'un hesabına en son ne zaman baktığımı hatırlamıyordum bile. Zaten sadece ona ettiğim küfürlü mesajlar için girmiştim hesaba. Onun dışında paylaşımlarına hiç bakmamıştım. Bu zamana kadar da bakmak hiç aklıma gelmemişti. O an hesaba bakmamak için kendimi zor tutum. Gerçi, aramızda artık bir şeyleri düzelttik sayılırdı değil mi? Hâlâ birbirimizi sevmiyorduk ama en azından kavga etmeyecektik...yani öyle umuyorduk. Hesabına baksam en fazla nolurdu ki?
O an için her şeyi boşverip hesaba girdim. Üç bini aşkın takipçisi vardı. Jungkook'un okul dışında da çevresi ve peşinden koşanı olduğu için bu kadar takipçiye şaşırmamak lazımdı ve o sadece ailesi ve o beş arkadaşını takip ediyordu. Bi de ilk kez gördüğüm iki tane spor klübü hesabını. Biraz aşağı kaydırıp resimlere bakmaya başladım.
İnkar edilemez bir yakışıklığı vardı, kabul.
Neyse ki ben daha yakışıklıyım. Değil mi?
Küçüklüğünden bu yana birçok fotosu vardı. Arkadaşlarıyla, ailesiyle, tek başına. Nerdeyse her fotosunda yüzden fazla beğeni ve yorum vardı. Bi süre hesabı incelemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opposite Class | Taekook
FanfictionSon dönemde yaşanan kavgaları yüzünden okuldan uzaklaştırma alan Kim Taehyung ve Jeon Jungkook, birbirlerinden habersiz okula geri döndükten sonra nefretlerinin aşkla sonlanacağını düşünmemişlerdi. *** "Sen beni öyle öpersen benim neye dönüşeceğimi...