Üstüme geliyordu, biliyordum bu bir kâbus ama korkuyor insan.
Bu bir kâbus ama beynim bunu algılamak istemiyor.
"Yine kaldık baş başa."dedi iğrenç sesiyle.
Sessiz kaldım. Onunla konuşunca miğdem bulanıyordu. Yine elimde bir bıçak belirdi.
Ben onu öldürmeye çalışmaktan yorulmuştum. Üzerime gelmeye devam etti.
"Bu sefer öldüreceğim seni."dedim, bende ona doğru yürüdüm. Elimdeki bıçağı ona doğru savurdum, savurduğum an başka bir yerde belirdi. Bıçağı yere fırlattım, kendim de yere çöktüm.
"Yeter!"diye haykırdım. "Bırak artık peşimi. Öldün ama hâlâ beni boğuyorsun. Defol git artık."
"Yoruldum ben," diye sayıkladım, bacaklarımı kendime çekerek.
"Sen," dedi sağımda belirdi.
"Benden," dedi solumda belirdi.
"Kurtulamazsın, küçük kız." dedi tam karşıma oturarak.
Karnımda hissettiğim ağrıyla, elim karnıma gitti. Kan vardı.
Sıçradım, beyazlarla kaplı bir odadaydım, elim hâlâ acıyan yerdeydi.
Solumda koltukta uyuya kalmış bir Aral Şahbazoğlu gördüm.
En son çatışmadaydık. Umarım planı batırmamışımdır. "Beni mi izliyorsun?"dedi Aral gözleri kapalıyken.
Küçük bir kahkaha attım "Ne münasebet?"
Gözlerini açtığında, yeşil gözlerini gördüm, kafasını iki yana salladı.
"Ağrın var mı?"diye sordu.
Yoktu.
"Var."
Kapıya doğru gitti, kapıyı açtı, kapıda duran adama "Doktoru çağır!"dedi ve tekrar yerine oturdu.
"Ben vurulunca ne oldu?"
"Asıl soru bu değil, sen silah kullanmayı nereden biliyorsun?"diye sordu.
"Hah, benim abimin kim olduğunu unuttun galiba Safranoğlu soyundan geliyorum ben, senin bu sorunun cevabını kendin bulamaman, komik."dedim.
"Kamran'dan bile iyi silah kullandığın içindir belki de."
Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim.
"Abim dedim, unutma benim bir abim daha vardı."deyince yüzü yine dondu. Kandemir'le onun arasında gerçekten değişik şeyler olduğu belliydi.
Kapı açıldığında içeriye doktor girdi. "Beklediğimden erken uyandınız Akça Hanım." dedi kadın "Kurşunu çıkardık, ucuz atlatmışsınız, size söyleyeceğim tek şey dinlenmeniz, dikişleriniz patlarsa işler daha kötüye gidebilir. Sadece dinlenin. Geçmiş olsun."
"Teşekkür ederim. Dinlenirim."dedim.
Kadın odadan çıktıktan sonra, Aral'da toparlanayım diye çıkmıştı. Sonra çıkış işlemlerini halledip eve gelmiştik. Esin'e dersini verdiğim günden beri görmemiştim, iyi ki de görmemiştim.
Odamda saatler geçirdikten sonra aşağı inmeye karar verdim. Odadan çıktım, merdivenlerden inerken Aral'ın birisiyle telefonda konuştuğunu gördüm.
"Tamam ben geleceğim," dedi karşı tarafı dinledi.
"Gelene kadar birşey yapmayın, geldiğimde ben göreceğim onun hesabını." İşte bu elime geçen iyi bir fırsat. Ne yapıp edip onunla gitmeliydim.
