8.Bölüm

491 56 19
                                    

Aral Şahbazoğlu

Akça, "Kimsin lan sen?!"diye bağırmıştı. Daha yeni gözlerini açmış olmalıydı.

"Akça?"dedim burada olduğumu belli etmek için.

"Aral, neredeyiz, biz ne oldu?"diye sordu.

"Bilmiyorum, ama sakın ol."dedi.

"Sakinim zaten."dedi.

Hep böyle mi olmak zorundaydı ama herşeye karşı çıkması hoşuma gidiyordu.

"Bir kere de 'he' de be."dedim.

Bu oyunu ona oynamak istemiyordum ama şüphelerim doğru çıkarsa iyi ki diyecektim.

Eğer ki Kamran gerçekten komadaysa, onu benim kaçırdığımı bilmecek ve hayatımıza devam edecektik.

"Ooo, güzellik uykusundan kalkılmış."dedi Sadık.

Sadık güvendiğim adamlarından birisiydi.

"Kimsin lan sen?!"diye bağırdım. Akça'nın anlamaması gerekiyordu. Çok zekiydi ve onun zekasına yenilmek beni ürkütüyordu.

"Sakin ol Aral,"dedi adım sesleri yanımda oturan Akçay'a doğru gitti, daha sonra bana geldi. Burun bunları ayarlamıştı.

Bezi çıkarttığında, Sadık'a sinirle bakmaya başladım.

"Ulan it, sen kimsin de beni bağlıyorsun."

"Aral senin bu sinir sorununu çözmek gerek." Sadık şimdi alaylıydı ama ben ona gösterecektim.

"Sadık, çöz lan çabuk, çöz!"

"Benim seninle işim yok zaten."dedi.

Gözleriyle Akça'yı gösterdi. Akça "Ayy, Sadık, ne komik adamsın."dedi.

"Akça Safranoğlu. Abilerinin biriciği öyle mi"dedi Sadık.

"Sadede gel, Sado." Gülmemek için kendimi zor tuttum. Sado ne alaka?

Geleyim," dedi bana baktı "Duy bunları Aral, Kamran komada falan değil. Hatta yurtdışında bile değil!"

Akça, ya çok iyi bir oyuncu ya da gerçekten dürüst birisi.

Dürüst olduğuna her ne kadar inanmasamda, bir ihtimal.

"Tamam Sado, inandık sana, rahatladın mı?"dedi.

"Anlayacağım. Birazdan anlayacağım.

Telefonunu çıkartıp, benim adamlarımdan birisine verdi."Çek bakalım bu değerli anları." Bıçağın çıkarttı, Akça'ya doğru ilerledi.

"O güzel yüzünü alayım mı?" Alaycıydı.

Yüzüne sürttü, keserse ben de onu keserdim.

"Bırak lan kızı!" Bağırdım.

"Üzüldün mü ona?

Yumruğunu Akça'ya geçirdi.

Lan...

"Beni böyle korkutabileceğini mi zannediyorsun?" Bir insan nasıl bu durumda bile böyle olabilir.

Akça son yumrukla yere düşmüştü.

"Bırak lan!" diye bağırdım, Sadık çok abartıyordu.

Sadık, telefonun yanına gidip konuştu, "Kamran, eğer biricik kardeşinin benim elimden acı çekerek ölmesini istemiyorsan attığım konuma gel."dedi.

"Komadaki adama konum mu attın?" Alayla konuştu yine.

"Göreceğiz, komada mı, değil mi?" Sadık'ta alaylıydı.

AMİYÂNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin