"Artık benim operasyonumdasınız," dedi "Birlikte çalışacaksınız." Anlamaz gözlerle Aral'a baktım.
Dudağı sağa doğru kıvrılmıştı.
Tekrardan Âgah'a döndüm. "Pardon?"dedim. "Buna sen mi karar veriyorsun?"
Âgah güldü, "Evet, ben karar veriyorum. Bir sorunun mu var?"
"Var!"dedim hırsla. "Ben kimsenin emri altında olmayacağım!"
"Zorundasın Gölge. Bana karşı geldiğin an da ne olacağını iyi biliyorsun."dedi gölgeyi bastırarak.
"Sakın!" İşaret parmağımı ona doğru kaldırdım "Beni tehdit etmeye kalkma!"
Yavaşça ayağa kalktı, Kamran'ın yanında durdu, kulağına eğildi bir şeyler fısıldadı. Kamran'ın gözleri kocaman açıldı. Gözleri yavaş yavaş bana baktı, Âgah yerine doğru gitti ve oturdu.
"Şahbazoğlu, senin düşüncen nedir?"diye sordu Âgah.
"Ben tamamım, Gölge yapamayackasa bu işte tabiki başkasıyla olurum. Sonuçta her yiğidin harcı değil."dedi.
Gülüyüm bari, ordan bakılınca gazla çalışıyor gibi mi görünüyordum.
Kamran, "Gidelim," dedi ayağa kalktı.
"Hayır, gitmiyoruz, bu işte ben yokum!"dedim.
Kamran ben susar susmaz "Varsın!"dedi.
Ne dönüyordu bu lanet yerde?!
"Sana mı düştü Kamran Safranoğlu?!" Sert sesim keskindi.
"Bana düştü Akça Safranoğlu, bir sakıncası mı vardı?" Kamran'a ne demişti de böyle olmuştu?
Masadan çantamı aldım, çıkışa doğru ilerlerken, Âgah'ın sesi geldi. "Yarın benim mekanda olmayı unutma, operasyon için."
"Operasyonuna sıçayım." Kapıdan çıktım, Kamran'da peşimden çıkmıştı.
Karşısında durdum, yanıma gelmesini bekledim. Gel sen gel. Kafamı neden sallıyordum bilmiyorum.
"Ne yaptın sen?!"
"Bir şey yaptığım yok Akça, operasyonda sende olacaksın bu kadar."
"Ne dedi sana?"
"Önemli bir şey demedi."
"Kamran ne dedi?!" Kesin bir şekilde sormuştum.
"Önemli bir şey demedi."dedi Kamran az önce söylediğini tekrar ederek.
"Önemli olup olmadığını sormadım, ne dediğini sordum."dedim.
"Bunu sana söylemeyeceğim."dedi.
"Öyle mi?"
"Öyle."
"Ben o adamla hiç bir operasyona girmem, sen benden nasıl böyle bir şey istersin?" Sesim ağlamaklı çıkmıştı.
Kamran'da bunu fark etmiş olacak ki. Başını sağa doğru yatırdı. "Biliyorum, biliyorum ama yapmak zorundasın." Beni kendine çekip sarıldığında istediğim hamleyi yapabilirdim.
Bacağımı büktüm ve Kamran'ın karnına geçirdim. Kamran acıyla geri çekildi.
Omzumu silktim "Hakettin."
"Pis oyuncu."dedi.
"Bu işte mükemmelim, anla tatlım."dedim gülerek. Arabaya bindim. Kamran'da kendisini toparlayıp sürücü koltuğuna oturdu.
Arabayı hızla eve sürüyordu, bense camdan bakmış olanları düşünüyordum. Operasyona katılmak istemiyordum ama o Âgah Kamran'ı mecbur bırakıyordu. Onunda sırası gelecekti ve ben ozaman hiçbirine acımayacaktım.