Aklı olmayan herşey masumdur aslında, Sadece yaşamın doğası gereği her ölümlünün biraz fazla yaşamak için savunma mekanizması vardır. güllere kendilerini korumaları için diken, yılanlara zehir, insanlara bahşedilen akıl.Naif derinin altına kaynayan kan birbirine bağlanan damarlar içinde fokurdarken belkide yalancı ölüm sırasında oluyor herşey.
Çok karmaşık, çok mükemmel.
Bir zamanlar Tanrı etten ve kemikten bir beden yarattı.Herkes ona secde etti, onu üstün kabul etti. Lakin biri hariç. Ateşten yaratılmış şeytan kendince aciz bir kemik torbasına secde edemezdi. İtiraz etti. Tanrı bu karşı koymayla onu sonsuz acıya ve cehenneme mahkum bıraktı. Fakat şeytanın bir isteği vardı. Ateşte sadece o değil ademin soyundan gelenlerde yanmalıydı.
"Konuş!"
yüzüne bugün yediği en sert yumruk atılırken yaptığı tek şey patlayan dudağından kan akarken acı içinde inlemekti.
Beyaz kan sıçramış gömleğinin kollarını katlayıp terleyip alnına yapışan saçlarına dokunmadan tekrar sandaye de bağlı adamın yakasını tuttu.
"Demek malı jinhiye götürdün,"
işte bir yumruk daha. Bu sefer Kaşı patlamıştı.
Yüzü tamamen kan ve terle kaplıydı.
"Yıllardır yanımda çalışan sol kolum Kai" alayla tek kaşını kaldırdı "benim en büyük düşmanım jinhiye için benim malımı hortumluyor öyle mi?"
Arkada kahverengi yüksek sehpanın üzerine boy boy dizilmiş bıçakların başına geçip parmaklarını üzerinde gezdirdi.
Siyah uzun ince bir tanesini seçip onu inceleyerek sırtını ona korkuyla bakan sol kolu kai'ye döndü.
Bu sırada odada onlar dışında bekleyen bir diğer kişide sağ kolu wonyo idi.
Birazdan neler olacağını bilerek elinde yumuşak beyaz bir kumaş parçası tutuyordu.Bıçağı sağa sola çevirerek keskinliğini kontrol ettikten sonra ona yalvaran gözlerle bakan kurbanının yüzüne yaklaştırdı.
Bıçağın sivri ucunu debelenen kainin yanağından çenesine kadar batırarak ince kızıl bir çizgi çeki verdi.
"Cehenneme gittiğinde-" dedi belli bellirsiz kısık sesiyle "oradakilere mesajımı ilet, Lee minho işini asla yarım bırakmaz"
Bıçakla boynunu ince deriyi kalınca bir yarık açılacak kadar sertçe kesti.
Bir kaç hırıltı ve ciyaklamadan sonra kalbi durdu.
Wonyo'nun ona uzattığı beyaz bezi kanlı parmakları arasına alıp kırmızı akışkan sıvıyı ifadesiz suretiyle temizledi.
Tüm bu zaman boyunca olanları izleyen kahya, efendisi kirli elbiseleriyle alt kata inerken ceketini omuzlarından sakince almış geride cesetle beraber malikanenin en üst ve gizli bölümünde tek başına kalmıştı.
İndiği merdivenlerden kendi odasının olduğu kata indiğinde katta nöbet tutan korumalardan birinin önünden geçerken yüzüne bile bakmadan sağ elini havaya kaldırıp parmağını iki defa şıklatti.
Genç koruma başıyla selam verip o odasına girer girmez merdivenlere koşarak en alt kata büyük mutfağın önüne koştu.
"Kim seungmin, çabuk ol"
Görev basitti. Ona dönen sekiz kişinin bakışları arasında önceden hazırladığı gümüş Şarap ve bardağı eline alıp üst kata çıktı.
Yine tüm perdeleri kapalı odaya girdiğinde içeri sızan tek güneş ışığında durmuş üzerindeki gömleği çıkarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venom | 2min
RandomMinho azılı bir suçluydu seungmin ise önce evine sonra kalbine sızan bir zehir