Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
목요일 아침에 다시 눈을 떠 (Yine bir Perşembe sabahı açıyorum gözlerimi)🎼 내 눈은 행복으로 빛난다 (Gözlerim ışıldar mutlulukla)🎼 당신을 보고 기뻐서 달리고 있어 (Seni görmenin mutluluğuyla koşuyorum) 당신은 다시 호수 건너편에 앉아 있습니다. (Yine gölün karşısında oturmuşsun)🎼 꽃보다 아름다운 (Çiçeklerden daha güzel)🎼 태양보다 더 밝게 (Güneşten daha parlak)🎼 오 아름다운 동백 (Ah güzel kamelya)
Plağın iğnesin'den sızan sözlerin naifliği nemli loş odaya yayılıyor du. Toprak tonlarında keten bir takımı giymesine yardım ederken sırtı ona dönük adamın omuzlarına avuçlarını sürttü.
Beyefendi son bir kaç düğmesini iliklerken şarkıya da eşlik ediyor kahyası'nın bu keyifli halinden yararlanmasına izin veriyordu. Ceketini giymesine yardım ettikten sonra bir kaç kelime geveleyiverdi.
"Bu giysi ile tıpkı babanıza benziyorsunuz, size baktıkça onu görüyorum sanki"
Cevap vermedi onu yerine aynanın karşısına geçip şarkısının nakarat kısmını söylerken pahalı kemik tarağı ile saçlarını taradı.
Ah güzel kamelya~ Güneş kadar parlak~
Herşey tıkırınday dı taki büyük aynada gözü odanın diğer ucunda ki kişiye kayana kadar.
Ellerini arkasında birleştirmiş, bir saat önce tıraş ettiği tertemiz tahriş olan suratı ifadesizce karşıya bakıyor. Saçlarını iki yana ayırmış ve düzgün kıyafetler giymiş. odanın diğer ucunda olmasına rağmen ondan yayılan ve beyefendinin burnuna gelen bir kokusu var.
O bir erkek, çiçek kokmaya utanmıyor mu?
"Bahçeye çıkın ve beni orada bekleyin" çekmecenin kulpunu çekerken kahyasına söyledi. Önünde hafifçe eğilip göz göze dahi gelmediği şarapçının yanından geçip kapıyı çarparak çıktı. Beyefendinin bu cılız kasaba çocuğunu bu denli yanında bulundurması'nın sebebini halen anlayamasa da bu zevki ve arzuya dil uzatmaya hakkı yoktu. Beyefendi kimi isterse onu yanında tutar, kimi isterse onun kanına girerdi.
Hep böyle olmuştu hep böyle olacaktı.
Plakta ki şarkı çoktan bitmiş kendini tekrar ediyorken elinde gümüş antika bir saatle omurgası dimdik ondan iki kelam söz bekleyen seungmin'e yaklaştı zira bu erken saatte, böyle önemli bir günde alkol alınmaz dı.
Suratında öylesine yaramaz bir ifade var ki her saniyesin'den keyif alıyor dalga geçiyor gibi o bitmiş şarkıyı söylemeye devam ederek gencin karşısına dikiliyor du. sol elindeki saat ve sağ bileğini ona uzatıp hiç birşey demeden ona baktı.
