Bölüm şarkısı : Only Love Can Hurt Like This
Keyifli okumalar.
*******
Bir şeye anlam yüklemek onu değiştirirdi. Yıllar önce dayımla sahildeki banka oturmuş sohbet ederken bana şunları söylemişti :
" Kızım sen bir kuşun uçmasına izin verirsen o kuş özgürlüğün ; eğer o kuşu kafese kapatırsan tutsaklığın sembolü olur. " demişti.
Hayatınızda verdiğiniz kararlar sizin kaderinizin parçası olurdu. Her şeyi değiştirmek bizim elimizdeydi. Tıpkı Uğur'un ölümündeki izleri gün yüzüne çıkarmak gibi.
2 saat boyunca günlüğün yaklaşık yarısını okumuştum. Fakat babamla ilgili tek bir cümle yoktu. Yaşadığı günlük olaylardan ve bana karşı bazı hislerinden az az bahsetmişti.
Belki de kendine de itiraf etmesi çok uzun zaman almıştı. Ona kızamıyordum çünkü onun duygularını anlamayan bendim. Bir sonraki sayfayı çevirirken kahvemden bir yudum aldım.
" Sevgili günlük , yine bir güneş battı ve o güneşin batışında seninleyim. Bugün o siyah bir elbise giyinmişti biliyor musun?
Güneşin sarılığının aksine onun siyah elbisesi onda güneşin sarılığından daha çok parlıyordu. İşte dedim ki sen eğer o yanlışı yapmış olmasaydın çoktan onla sevgili olabilirdin.Ama sen sevgili günlük... Sana onu anlatmaya cesaret edemediğim her yaprakta aslında sana onu anlatmayı en çok ben istedim. Bir gün onun ışığı bana söner diye çok korkuyorum. Umarım o günü görmeden onu siyah güneşi olarak ayrılırım bu dünyadan."
Gözümden akan yaş sayfalara damladı. Sayfalar bana haykırırcasına mürekkebini akıttı. Şimdi o kanlı yazılar benim kalbimi karalıyor , bulutlar benim göz yaşıma eşlik ediyordu. Dizlerim 17 yıl öncesine gidip o soğuk zeminde diz çöküyordu.
Ben ağladım bulutlar beni susturmak istercesine daha çok gürledi. Ben sustum o isyan edercesine damlalarını camıma daha sert vurdu.
Söyle şimdi Uğur sen siyah bir güneş olarak veda ettin peki ya ben ? Toprağımı aldılar güneşe sığındım. Kurudum döküldüm ama ışığım vardı. Sen giderken benim karanlık güneşimi aldın ben ise senden kalan anılarımı ...
Ne kadar oturdum o koltukta bilmiyorum. Kaç aydır yaptığım gibi tekrar düşündüm. Babam doğru söylüyor olabilir miydi? Yaptığı hata babamın dediği şey olabilir miydi ?Yoksa o nottaki kişi mi bana gerçekleri söylüyordu? Belki bana yol göstermek isteyen biri veya dalga geçen biri olabilirdi. O kişiyi bulmam gerekliydi.
***
Denizin karşısında oturmuş neler olucağını düşünürken cebimdeki telefonun titrediğini hissettim. Arayan kişiye baktığımda "Oktay" yazısını gördüm.
"Alo?Oktay nasılsın?"
"Belen , iyiyim sen nasılsın? Uğur olayından sonra pek konuşamadık. Neredeysen yanına gelebilir miyim? Tabii müsaitsen. "
Onaylayıp bulunduğum yerin konumunu gönderdim. Telefonumu kapatıp denizin dalgalarını izledim.Bir süre sonra aniden koluma dokunan elle irkildim.
"Dalmışsın sanırım kusura bakma."
"Sanırım."
"Baya soğuk bura ne kadardır buradasın? Hadi böyle olmaz benim eve geçelim. Kahve falan içeriz üşümüşsün belli."