Bölüm 1- Anılara Yolculuk

4K 307 53
                                    

10 Nisan 1980

Streç model kotumu giydim, üstüne de vatkalı mavi gömleğimi geçirdim, saçlarımı biraz fazla mı kabarttım acaba diye aynaya bakarken, halka küpelerimi takmayı unuttuğumu fark ettim. Selin'lerin evinde çay partisi veriliyordu, böyle bir şeyi nasıl kaçırabilirdim ki? Babamdan izin alana kadar göbeğim çatlamıştı, ama annemle bir olup onu ikna etmeyi başarabilmiştik. Şu geçen doğum günü partisinde tanıştığım, Barış da gelecek miydi acaba? Biraz hippilere benzese de, çok güzel gitar çalıyordu ve harika bir sesi vardı. Barış açık kumral saçları, ela gözleriyle, bütün kızların gözdesiydi, her gece yatağıma yatar, kasetlerimi müzik setine koyar ve onunla ilgili hayaller kurardım. Sadece bir kez konuşmuştuk onunla. Aşık mıydım bilmiyorum, aşkın ne demek olduğunu bilmiyordum. Bir keresinde Selin, aşık olursan anlarsın demişti, aşk sorulacak bir soru değildir, seni öyle içine alır ki, hayatında hiç görmediğin, bir girdabın içinde bulursun kendini. Böyle bir şey var mıydı? Yoktu. Bir gün aşık olur muydum bilmiyorum ama Barış'la kurulan hayaller güzeldi.

20 Mayıs 2015

"O günü hatırlıyor musun anne?" dedim gülümseyerek... Hastane yatağında kansere yenik düşmek üzere olan annem benden tek bir şey istemişti:"Bana o günleri tekrar anlat Öykü.." demişti.. Doktorlar bir saat önce beni hala duyabileceğini ama artık cevap veremeyeceğini söylemişlerdi.

"O günü hatırlıyor musun anne?" dediğimde, o cansız gibi görünen gözlerinden bir damla yaş süzüldü. Babamı dinlemek istiyordu, belki de yıllarca kızgındı ona, onu bırakıp ölüme teslim olduğu için, ama şimdi o her şeyi bırakıp gitmeye hazırlanırken anlamış gibiydi... Annemin son isteğini yerine getirmeye karar verip, anlatmaya başladığımın ertesi günü tüm kasları işlevini yitirmişti. Ne kadar zamanımız vardı bilmiyorum, ama o zamanlar yaşadığım hiçbir acıyı anneme anlatamamıştım. O'nunla hiçbir şey paylaşamamıştım. Şimdi günah çıkarma vaktiydi, şimdi geçmişten arınma vaktiydi. Bunca zaman annemin beni anlamasını beklemiştim, ama ben anlatmazsam nasıl böyle bir beklenti içine girebilirdim? Her çocuk gibi, onu da gözümde anlatmadan anlayacak kutsallığa eriştirmiştim işte. Anneler hep kutsal olmak zorundaydı çünkü, beklentisizce sevmeleri, onları böyle bir mertebeye eriştiriyordu. Şimdi ilk defa beklenti içindeydi. Ölüyordu ve ağzımdan çıkan her kelime, onun film şeridini oluşturuyordu bu sıcak ama beni üşüten hastane koridorlarında.

Anneme anlatmaya devam etmeden önce, bir sürü komik anım geçiyordu zihnimden, o yılların melodileri kulağımda çalmaya başladığında, ben çoktan 1980 yılına yolculuk etmiştim zihnimin içinde. Ama o komik anılarımın içine düşmedim, maalesef gittiğim gün, hayatımın ilk zor günüydü, sonraki günlerin daha da zor olacağını söyleyen gün! Büyüdüğüm gün..

10 Nisan 1980

Hazırlanıp evden çıkacağım sırada. Babam beni durdurdu. Bir an için , verdiği izinden vazgeçecek sanıp korkuyla ona baktım. Babamın yüzüne bana bakarken çok baktığım söylenemezdi, çekinirdim ben ondan.

"Hülya, sen gitmiyor musun kızla birlikte?"

"Markete kadar gideceğim, aymar kalmamış evde, alıp geleyim, oradan zaten hemen yan sokakta evleri Selin'lerin evi." dedi annem.

"Siz hiçbir şeyin ciddiyetinde değilsiniz, Tirebolu'da sağ görüşlü o çocuk ölünce sokağa çıkma yasağı ilan edildi, Ortadoğu gazetesinin başyazarı oğluyla beraber yaylım ateşine tutuldu. Siz çay partisine giderken, insanlar ölüyor, siz orada eğlenirken, ülke açlıktan, kan davasından, silahlı çatışmalardan yok oluyor." Diye isyan etti babam, ama tatlı bir isyandı onunkisi, öylece kızamazdınız ona.

Babamın söyledikleri o zamanlar benim için şu izlemeyi sevmediğim aksiyon filmleri gibiydi. Her şey film gibiydi, sanki sokaklarda ölen insanlar gerçek değildi, sanki mahallede kapanan dükkanlar ve ortadan kaybolan insanlar gerçek değildi. Önemli olan o güne kadar çay partileri, gitar çalan oğlanlar ve Saba televizyonumuzda çeken tek kanaldı. O güne kadar.. O güne kadar on yedi yaşımdaydım. O günden sonra büyüdüm ve bir daha hiç çocuk olmadım. Bir daha hiç çay partisine gitmedim.. O gün de gidemediğim gibi...

Öykümü Yeniden Yaz!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin