İyi okumalar dilerim<3
*
Kırık sesiyle çıkıştığında sertçe yutkundum. Ona söylediğim yalanları hiç çekinmeden yüzüme çarpmıştı haklı olarak. Onu kırmıştım. Her ne kadar onu kullandığım konusunda yalan söylesemde tek kelime edemedim. Hayır öyle değil demek istedim sadece tek bir an. Ama yapamadım, yapamazdım, buna hakkım yoktu.
Omuzlarım aldığım sert nefeslerle yükselip inerken dilimle yanağımı dövercesine dürtüklemeye son verdim ve dudaklarımı usulca konuşmak adına araladım.
"Ben sadece... Kim o lavuklar? Benim yanıma geldiğin gece seni sıkıştıran ve kaçtığın piçler miydi yoksa?"
Gözlerini gözlerimden ısrarcı bir şekilde kaçırarak göğsümden itekledi. "Seni ilgilendirmiyor." dedi titrek bir sesle, beni geçiştirmek istercesine.
Sonrada arkasını dönüp bahçe kapısını açarak içeriye girdi. Kapıdan geçmek için adım atacağım sırada kapıyı gürültüyle suratıma çarparcasına kapattı.
Kapıya abanarak başımı kollarımın arasına aldım. Sinirden kaskatı kesilmişti vücudum. O piç kurularının Jungkook'a bu şekilde vurmaları benim nevrimi döndürmüş, çileden çıkartmıştı. Damarlarım patlayacakmış gibi şişiyordu öfkeden.
Kulaklarım uğulduyordu. Onu istediğim halde bu şekilde ayrılmak ayrıca sinirlerimi altüst etmişti, ona zarar veren orospu çocuklarını görünce hepten patlak vermiştim.
Gözlerimi yumup burnumdan sert nefesler çekerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Onunla uğraşan o lavukları bulacak ve gebertecektim. Ortadan kaldıracaktım hepsini. Ona kimse zarar veremezdi, buna izin vermeyecektim.
Ellerimi kapıya vurup geri çekildim ve kaçan piçlerin koştukları yöne baka baka aracıma ilerledim.
*
Jungkook'un evinin önüne ve etrafına adamlarımı yollamıştım. Caddeyi komple sarmalarını ve gözlerinin açık olması emrini vermiştim.
Buna rağmen tüm gün boyunca onu düşünmüş ve hava karardığında soluğu kapısının önünde almıştım. Onu görmek isteği tüm benliğimi kaplamıştı ve bir anda kendimi burada buluvermiştim.
İçkimi kafaya diktikten sonra viski şişesini aracın konsoluna gürültüyle bırakarak iç geçirdim.
Başımı çevirerek ön camdan eğilip evine baktım. İkinci katın tek bir odasının ışığı yanıyordu ve perdesi çekili olduğu için evin içi görünmüyordu.
Tüm gün aklımdan bir an dahi çıkmamıştı, hiç bir sikime odaklanamamıştım onun yüzünden. Sözlri kulaklarıma esir olmuştu. Çok kırmıştım onu, çok...
Tavşan bedenindeyken adamın kulağını ve bacağını ısırdığı zamanı anımsayınca kendi kendime gülümsedim. O zaman gerçekten de gözü kara davranmıştı. Hem de tavşan bedeninde olmasına rağmen. Tabii o zaman onun yalnızca bir tavşan olduğunu biliyordum, insan bedeninden haberdar değildim.
Onu bırakmayacağımı söyleyip birlikte olduktan sonra bir nebze yarı yolda bırakmıştım. Bu çok adiceydi, ama... Benim yüzümden tehlikeye bulaşmasını istememiştim. Ben kötü biriydim, onun aksine... Belanın takendisiydim, benimle olduğu süreç boyunca korkacak ve tehlike içerisinde yaşayacaktı. Benim bir sürü düşmanım vardı ve o bu kadar hassas, ürkek bir yapıya sahipken onu tehlike havuzuna çekemezdim. Sadece arkasındaki duvara ateş etmemle ne kadar korkmuştu, adam öldürdüğümü görse ne hale gelirdi düşünemiyorum bile...
"Lanet olsun şimdiden özlemiş olamam." diye fısıldadım başımı koltuğa sertçe vurarak. Hıncımı alamayıp direksiyonu yumrukladım arka arkaya hiddetle. Ben kimseyi sevemezdim ki... O bana ne yapmıştı böyle? Ona gerçekten de aşık olmuştum değil mi? Bu içimdeki garip duygular da neyin nesiydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANGEROUS RABBIT • TAEKOOK ✓
FanfictionYarı insan yarı tavşan olan Jeon Jungkook, her korktuğunda tavşana dönüşüyordu. Onu korkutanlardan kaçarken mafya Kim Taehyung'a sığınmıştı. Mini fic Semetae Ukekook İlk başlangıç tarihi: 11.02.2022