Final

14.7K 1.2K 675
                                    

Merhabalar, son kez iyi okumalar<3

*

"Ben artık, tehlikeli tavşanım!"

"Şu saatten sonra bana asla bulaşamayacaksınız, çünkü siz ve sizin gibilere bir daha asla boyun eğmeyeceğim!" diye hırçınca bağırıp omuzlarından sarstığı çocuğun yüzüne yumruk salladığında dudaklarımı büzerek ıslık çaldım.

Sandalyesi sallansa bile geriye düşüp az önce öldürdüğüm piç gibi devrilmedi. Yeniden vuracağı evrede arkasına geçip ellerimi karnına doladım ve dudaklarımı kulağına yaklaştırdım.

"Her geçen saniye mümkünmüş gibi daha çok aşık oluyorum sana." Sıcak nefeslerim eşliğinde fısıltımı bıraktım kulağına.

"Rahat dur Taehyung, intikam almam gereken konular var." diye sıktığı dişleri arasından tıslayarak, kollarımın arasından sıyrıldığı gibi dizini kaldırıp önündeki lavuğa geçirdiğinde kıkırdadım.

Her ikisinin de az önce gözleri önünde kafasına sıkarak öldürdüğüm piç yüzünden gıkı çıkmıyordu. Korkudan konuşamayacak hale gelmişlerdi.

"Ben de böyleydim işte! Siz beni itekleyip hor görürken, bana vururken, benimle dalga geçip beni aşağılarken ben de böyle titriyordum korkumdan. Ama artık eski Jungkook yok!"

Öfkesi gittikçe kabarıyor, sesi yükseliyordu.

"Baksanıza, onları tutun." Soluk soluğa korumalarıma işaret verdiğinde, korumalarım sadece benden emir aldıkları için hemen gözleri üzerime çevrildi.

"Hadisenize! diye tiz bir sesle bağırdığında, başımı olumlu anlamda sallayıp onlara onay verdim.

Hızlıca korumalardan birisi Jungkook'un önündeki sandalyede oturan erkeğin arkasına geçti, Wook ise diğer lavuğun arkasına geçerek sandalyelerin kolçaklarından sıkıca tutup kavradılar.

Jungkook memnun olmuş bir şekilde ellerini birbirine sürştü. Ardından önündeki adamın bacaklarının arasına isabet edecek şekilde sağlam bir tekme attığında, lavuk yeri göğü yaracak şekilde haykırdı.

Jungkook hızını alamayıp bir kez daha tekme atıp sonrasında da diğer intikam almak istediği lavuğun önüne geçti. Ona tekme atmak yerine yüzüne sağlam bir yumruk attığında, Wook'un sıkı tutuşu sayesinde sandalyesinin ayakları havalansa da yere çakılmadı.

Bir ona bir onagidip intikamını almak adına onları döve döve bağırıp yıllardır içinde biriktirdiği öfkesini kusarken, silahımı belime geri takıp kollarımı göğsümde birleştirerek onu izledim.

"İşte benim Jungkook'um." dedim imrenircesine, arkasından onu mest olmuş bir halde seyrederken.

Soluk soluğa kalana kadar onu durdurmadım, ama onları döverken kendisinin zarar görmesi en son isteyeceğim şey olduğu için bir süre sonra müdahale etmek amacıyla araya girme ihtiyacı duydum.

Kollarımı kasıklarına sarmalayarak onu geriye doğr çekiştirdiğimde bacaklarını çırparak ayak tabanlarını zeminden ayıracak şekilde zıplayıp ayakkabılarını yere vurdu.

"Bırak Taehyung daha intikamımı alamadım!"

"Sakin ol bebeğim, yorma kendini bu kadar. Bu döl israfları yüzünden incinmeni istemiyorum." dedim onu kollarımın arasında zaptetmeye çalışırken.

"Artık sen araca geç, ben de işlerini bitirip geleyim, hadi güzelim." diye eklediğimde kollarımdan tutunarak vücudunu bana doğru çevirip bakışlarımızı buluşturdu.

"Ben bitireceğim." diye hırladığında alt dudağımı ısırdım. "Şu an nasıl seksi göründüğünün farkında mısın?" Eğilip dudaklarına kaçamak bir öpücük kondurduktan sonra fısıltımı bıraktığımda belli belirsiz gülümsedi.

"İşime odaklanmalıyım, ver silahı Taehyung." Bir adım gerileyip elinin ayasını gösterecek şekilde elini önüme uzattı.

Onun bu istikrarı beni deli gibi yükseltirken sertçe yutkundum. Ardından dudaklarımı büzüp ıslık çalarken, elimi belime atarak usulca silahımı sıkıştırdığım yerden çekip çıkarttım.

"Emin mis-" Cümlemi tamamlayamadan silahı elimden kaptığı gibi sırtını göğsüme yaslayıp silahın namlusunu önündeki adamlardan birine yükseltti.

Silahın kabzasını sıkı sıkıya kavrarken, derin bir nefes çekti içine. Ellerimi karnına dolayıp kulağına, "Yapmak zorunda değilsin, bunu biliyorsun." diye fısıldadım.

Ama o yaptı. Bir an bile tereddüt etmeden tıpkı benim gibi başına hedef aldığı adamı tam da alnının ortasından vurdu.

Silah patlayarak gözlerinin önünde adamın alnına saplandığında titreyerek geriledi. Sırtı göğsüme abanırken saniyeler içerisinde gözlerimin önünden kayboldu.

Silah ellerinin arasından yere düşerken, ayakkabımın üstüne düşen küçük tüylü bedene bakarak kıkırdadım. Ah dönüşmüştü. Korkmuştu tabii.

Az önce ben ateş ederken bakmamıştı ve kafasına sıktığım adama öldükten sonra da bir an bile göz ucuyla bakmamıştı. Lakin şimdi kendi elleriyle birini öldürdüğü için korkmuştu ve haliyle de dönüşmüştü.

Eğilip tek elimle onun küçük gövdesini tozlu zeminden alırken, diğer elimle de zemindeki silahımı alıp geri doğruldum.

Kulaklarıyla gözlerini kapatmış ve elimin arasında titriyordu. Korumalarım şok olmuş bir şekilde kucağımdaki tavşan bedenindeki Jungkook'a bakarken onlara ters bir bakış attım.

Hızla başlarını önlerine eğdiklerinde Jungkook'un pamuk gibi yumuşak olan başını sıvazladım.

"Ben hallederim demiştim." diye kısık bir sesle söylendiğimde ofladı. "Korktum ben yaa."

Kulaklarını gözlerinden indirip başını kaldırarak bana baktığında kıkırdadım. "Ben de sana korkarsın demiştim yaa." Onun taklidini yapmaya çalışırken, sesimi sona doğru tizleştirip kelimeyi tıpkı onun gibi uzattığımda bu kez kıkırdayan o  oldu.

O sırada hızlıca silahın namlusunu kaldırıp tek sağ kalan lavuğunda kafasına sıktığımda, Jungkook kucağımda zıplasa da onu sıkı tuttuğum için düşürmedim.

"Görev tamamlandı." diye mırıldanarak silahın namlusunu dudaklarıma yaklaştırarak üfledim. "Ben de üfleyeceğim ben de!" diye çırpınarak küçük elleriyle göğsüme vurduğunda silahın namlusunu ona doğru hafifçe çevirdim.

Düğme gibi burnunu kımıldatarak dudaklarını büzüp üflediğinde, silahı indirip adamlarımdan birine fırlattığım gibi Jungkook'un kulağını yakalayıp ısırmayacak ve canını acıtmayacak şekilde  ağzımın içine çektim.

"Aaa beni yiyor musun Taehyung? Aa üstüme iyilik sağlık, kulağımı yiyor ağğğ." Son derece keyifli bir sesle homurdandı.

Dişlerimi bile saplamadan onun kulağını ağzımdan çıkartıp kıkırdadım.

Kollarımdan sıyrılarak boynuma tırmanıp küçücük ellerini boynuma sarabildiği ölçüde sarmaladı.

"İyi ki varsın Taehyung, sayende güçlü olmayı öğrendim." dedi ve sonra omzuma tırmanıp oraya otururken küçük elleriyle yüzüme basarak tutundu.

Düşmemesi için tek elimle onun küçük gövdesini tutarken, topuklarımın üstünde dönerek mekandan çıkmak için harekete geçtim.

"Gidelim tehlikeli tavşanım." diye homurdandığımda kıkırdadı. "Gidelim Taetae."

"Bu saatten sonra kimse sana bulaşamaz, hepsini toz edersin sen." dediğimde başını olumlu anlamda salladı.

"Herkes benden korksun! Ben dünyanın en tehlikeli tavşanı Jeon Jungkook'um!

**

Son...

Bitti:) Başka ficlerde görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın<3

DANGEROUS RABBIT • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin