DANGEROUS RABBIT • TAEKOOK ✓

19

İyi okumalar<3

Smut var bölümde haberiniz olsun:)

*

"Filmini izle bebeğim, ben de seni izleyerek işimi halledeceğim." dedim hırıltılı bir sesle, uygulamaya başladığım gel-gitlerimin hamleleri sayesinde şimdiden soluklarım düzensizleşmeye başlamıştı.

En son onunla birlikte olduktan sonra bırakmış gibi olduğum için bu konuda tereddüt yaşaması çok doğaldı.

Kasıldı vücudu beni izledikçe. Kucağında sabitlediği cips dolu tabağı sıkıca kavradı parmakları.

Burnumdan aldığım sert ve sesli nefesleri yine hırçınca havaya salarken, aralık ve seğirmeye başlayan dudaklarıma dişlerimi sapladım.

El işim hızlandıkça, çıkan ıslak ses kulaklarımda çınlıyordu. Genzimden fırlayan derin iniltilerim sesli soluklarıma karışarak filmin sesini böldüğünde, Jungkook kumandayı alıp televizyonu kapattığı gibi kucağındaki cips tabağını da uzanıp sehpanın üzerine bıraktı.

"Neden ohhh-neden kapattın?" diye soluk soluğa hırıltılı bir sesle homurdandığımda, doğrularak bana doğru döndü.

"Sen böyle yanımda... Ah dayanamıyorum." diye sitemkâr bir şekilde çıkıştığında dudaklarımı kemirmeye son verip çarpık bir şekilde gülümsedim.

Tanrı şahit, onu kışkırtmak için yapmamıştım, ama tahrik olabileceğini tahmin edebilecek kadar da tecrübeliydim.

"Dayanma Jungkook." diye mırıldanarak kendimi çekmeye son verip onun bileğinden yakaladığım gibi kendime doğru çektim.

Karşı koymak yerine kucağıma düştükten saniyeler sonrasında bacaklarını iyice aralayarak yerleşip çıplak ve sertleşen aletimin üstüne oturduğunda, başımı geriye atıp burnumdan sert bir nefes çektim içime.

Üstündeki kumaş engellerine rağmen onun sıcaklığını ve sertliğini iliklerime dek hissetmek bile başımı döndürüyordu.

Tek eli koltuk ile ensem araına sıkışarak parmaklarıyla tenimi kavrarken,diğer eli aralık dudaklarımı okşadı.

Dudaklarımı uzatarak onun parmaklarını öptüm. "Seni kırdığım için üzgünüm. Benimle sevişmek zorunda değilsin Jungkook." Parmaklarını öpmeye son verip sıcak soluklarımı tenine salarak kısık bir sesle homurdandığımda başını beni onaylarcasına salladı. "Zorunda olmadığımı biliyorum." dediğinde kucağımdan kakması için kalçasına vurdum hafifçe.

"Kalk hadi kucağımdan, devam edeyim işime-ohhh."

Ah siktir, kasıklarını öne iterek kendini bana bastırmış ve beni gafil avlayarak inletmişti. Boynum geriye doğru kayarken başım koltuğun başlığıyla çarpıştı.

"Kalkmayacağım." dedi alnını alnıma yaslayarak dudaklarımın üzerine fısıltısını bıraktı. İşte o anda, ben de devreler yandı ve hatlar koptu. Kalçalarından sıkıca tutarak onu kendime sıkıca bastırırken dudaklarına yapıştım. Alt dudağını ağzımın içine hiddetle çekiştirdiğimde, zevk içinde mırıltılar döküldü dudaklarından.

Benim hiç bir şey söylememi ya da yapmamı beklemeden, kucağımda zıplamaya başladığında onu kalçalarından sıkıca kavrayarak koltuğa yatırıp üstüne çıktım.

Bu esnada dudaklarımız istemsizde olsa ıslak bir sesle ayrılmak zorunda  kalmıştı.

"Eğer bunu yapmamı istemezsen, sana asla dokunmam, biliyorsun değil mi?" diye fısıldadım. "İstiyorum... Yap lütfen." dedi ve bacaklarımın altında kalan bacaklarını sıyırarak kalçalarıma doladı.