Bölüm 16 - 🌒

308 30 19
                                    

Morpheus sırtına seremoni ceketini geçirirken aynasına uzun zaman sonra ilk defa nasıl göründüğünü merak ederek bakıyordu. Saçlarını kısaltmak gibi radikal bir karar vermişti ve Aurora'nın onu görünce vereceği tepkiyi hayal etmeye çalışıyordu.

Lucienne elindeki kutuyla yanına yaklaştığında gergin bir gülümsemeyle ona baktı.

"Getirdin mi Lucienne?"

"Evet efendim." Kutuyu açarak içindeki kolyeyi gösterdi lorduna. "Kraliçemize çok yakışacağına eminim."

Morpheus gözlerini Aurora'yı rüya aleminin kraliçesi olduğunu ilan edecek gerdanlıkta gezdirdi. Rüya krallığında taç kullanılmıyordu. Statülerini kolyeleri gösterecekti. Dalgın bir şekilde Lucienne'in gözlemine cevap verdi.

"Güzel duruyor."

"Aurora odasında hazır bekliyor lordum."

"Onu altarda bekliyor olacağım."

Lucienne kıza eşlik etmek üzere odasından çıktığında derin bir nefes aldı. Kendisini hazır hissediyordu.

***

Sabırsızlıkla altarda kızı beklerken onun siyah bir kuğu gibi süzülen siluetini görünce duruşunu dikleştirdi. Kız daha önce Morpheus'a nasıl sahip olabildiğini sormuştu. Aynı soru Morpheus'un aklında da dönüyordu. Auora'ya nasıl sahip olabildiği cevabını bilmediği bir soruydu.

Kız titreyen ellerini sabit tutabilmek için önünde birleştirmişti ve yüzü pembenin en güzel tonlarından birinde parlıyordu. Elbisesi Morpheus'un rengini taşıdığı için simsiyah bir gece gibi onun küçük bedenini sarmalamıştı.

Aurora bakışlarını yerden kaldırıp Morpheus'a bakabildiğinde şaşkınlıkla nefesini tuttu.

"Kısa saç size yakışmış lordum."

Rüya kralı onun elini tutup kaldırdı ve dudaklarına götürdü.

"Bana en çok yakışacak şey sensin."

Bu iltifatı utangaç bir gülümsemeyle ödüllendirilmişti. Lucienne'in onların dikkatini çekmek için öksürmesiyle ikisi de bakışlarını ona çevirdi.

"Eğer hazırsanız başlayabiliriz."

Gözleri birbirine sadece bir saniyeliğine değdikten sonra ikisi de başını salladı. Lucienne bir hançer çıkardığında Aurora Morpheus'u tuttuğu elini sıktı. Morpheus'un sadık hizmetkarı, ikilinin birbirine dolanmış elleri arasına soktuğu hançeri hızlı bir şekilde çektiğinde Morpheus kendi kanının kızın sıcak kanıyla karışmaya başladığı hissetmişti.

İkisinin de ruhunu birbirine bağlayacak olan büyü başlamıştı. Ezberledikleri sözleri aynı anda söylemeye başladılar.

"Ezelden gelip ebede giden Yahweh'in huzurunda..."

Morpheus ikisinin hala birleşik duran ellerinin etrafında onları birbirine bağlayan kırmızı bir ip yarattı.

"...ömrümü ve ruhumu paylaşmak üzere buradayım."

Kızın küçük eli heyecandan Morpheus'un eli içinde titremeye başlamıştı.

"Gözlerim sadece seni görecek,"

Onu sakinleştirmek için boşta olan elini kızın yanağına yerleştirdi.

"kulaklarım sadece seni duyacak,"

Parmağını kızın yumuşak teni üzerinde gezdirdi.

"tenim sadece sana dokunacak ve kalbim senin için atacak."

Yutkundu. Büyünün etkili olduğunu gösteren mavi bir çember etraflarında süzülüyordu.

"Ben, kendi özgür irademle bedenimi sana adıyorum."

Mavi çember iyice daralarak sadece birbirlerini tuttukları elleri etrafına dolanmıştı.

"Yaşadığım sürece ve öldükten sonra senin yanında olmaya yemin ediyorum."

Çember ikisinin elini birbirine bağlayan kırmızı ip gibi düğümlenmişti ve son sözcüğü söyledikleri anda buharlaşarak yok olmuştu. Karşısında duran kız, artık karısıydı.

***

Aurora'nın saçlarını incitmemek için ağır hareketlerle tararken her bir telini tek tek birbirinden ayırmaya çalışıyordu.

"Seni ilk defa gördüğümde dikkatimi çeken ilk şey saçlarındı." Tarağı onun beline kadar uzanan saçlarında herhangi bir engele takılmadan inebilince bir kenara bıraktı ve açıkta duran omzuna küçük bir öpücük kondurdu. "Sonra gözlerin."

Aurora ona doğru dönüp kollarını boynuna dolayınca yüzündeki gülümsemesi genişledi.

"Ben de seni ilk gördüğümde çok yakışıklı olduğunu düşünmüştüm."

"Bana yalan söylemeyeceğine söz vermiştin." Güldü. "Beni beğendiğini gösterecek hiçbir şey yapmamıştın."

"Çünkü yürüyen bir ego torbası olduğunun o anda bile farkındaydım sevgili kocacığım." Dudaklarını onunkilerle birleştirmeden önce son bir kez daha gözlerinin içine baktı. "Eğer belli etseydim başıma dert açmış olurdum."

"Küçük şeytan..." Nefesi kesilene dek onu öptükten sonra cümlesine devam edebildi. "Sen zaten başına dert açtın."

Onu sırt üstü yatırıp çıplak bedenini ağırlığını vermeden üzerine yasladığında bedeni heyecanla titredi rüya kralının. Daha önce sevişmediklerinden değil ancak o an ilk defa karısıyla birlikte olacaktı.

Kız da beklenti dolu gözleriyle Morpheus'un yüzündeki her detayı beynine kazımaya çalışıyor gibi dikkatle inceliyordu. Rüya kralı onun içine zahmetsiz bir hareketle girerken, ki kızın isteğinin de yardımı büyüktü, gözlerini onunkilerden hiç ayırmamıştı. Onun zevk aldığı her anı görmek ve bunun farkında olmak istiyordu. Bu yüzden kızı çıldırtacak derecede yavaştı.

Aurora bacaklarını onun beline dolayıp tırnaklarını sırtına geçirince Morpheus bunların hızlanması için bir işaret olduğunun farkında olmasına rağmen yavaş hareketlerine devam etti. Sonuna dek onun keyfini çıkaracaktı.

Uzun süren yavaş danslarının sonunda dudakları onunkilerin üzerindeyken Aurora'nın titremeye başlamasıyla onun geldiğini anladı ve kendi tohumlarını da onun içine bıraktı. Kızın evlenme teklifini kabul ederken kurduğu aile kelimesi, ona hiç de uzak gelmiyordu.

***

Arzu, Lucifer'in huzurunda ona verilen rahat koltuklardan birine kurulmuş, aç gözlerle Mazikeen'i izliyordu. Bu kız onun zevk koleksiyonuna güzel bir ekleme olurdu doğrusu. Lucifer'ın yumuşak sesinin düşüncelerini bölmesiyle bakışlarını kızdan ayırabildi.

"Demek evlendiler."

"Evet, her şey sana anlattığım gibi gerçekleşti."

"O halde planımızı uygulamaya başlayabiliriz, ne dersin?"




İtlik ve şerefsizliğe başlıyoruzz :D asdfghjk

Hazırsanız ses verin ^^

Beklenmeyen | SANDMAN (+18) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin