Bölüm 22 - 🌔

241 27 10
                                    

Rüya kralı, mesaj göndermek için Aurora'nın rüya diyarına giden Matthew'in geri dönmesini beklerken gelebilecek cevaptan dolayı endişeliydi. Lucienne ile yaptığı konuşmanın sonunda bir gerçekliğin farkına varmıştı.

İki rüya diyarının varlığı yüzünden insanlar rahat uykuyu sadece geçmişten bir anı olarak hatırlamak üzereydi ve kabul etmek gerekirse Aurora Morpheus'un ilk zamanları gibi kullanıyordu güçlerini. Kendisini bilinçsiz dahi olsa test ediyordu ve bu sebeple yarattığı rüyalar en kısa tabirle, vahşiydi. Morpheus ilk zamanlarında bunu yaparken daha insan denemeyecek basit canlıların egemenliğindeydi dünya. Şimdi ise ismine Homo Sapiens denen primatlar besin zincirinin en tepesindeydi.

Aurora ile ilgili kararını vermemişti ancak Lucifer ile savaşa hazırlanırken onu güçten düşürecek bir etkenin de başının üzerinde bir giyotin gibi sallanmasını istemiyordu.

Matthew rüya krallığının semasında küçük bir leke gibi görününce duruşunu dikleştirip kuzgunun gelişini mağrur bir bakışla beklemeye koyuldu. Aurora, eğer kendisine birazcık değer veriyorsa olumlu cevap vermiş olurdu.

"Merhaba patron."

"Cevabı ne oldu?"

"Seninle de hiç konuşulmuyor. Neyse, kabul etti. Uyanık dünyada buluşacaksınız."

Morpheus derin bir nefes aldı, bir kez olsun işler planladığı gibi gitmişti.

***

Karısı okulunun yanındaki küçük kafede oturuyordu. Morpheus onu orada görünce kendisinin Aurora'yı aynı masada beklediği zamanı hatırladı. Derdinin sadece basit bir kabus olduğu zamanı.

"Merhaba."

"Merhaba."

Aralarındaki soğukluğu umursamadan kızın karşısındaki sandalyeye oturdu ve ona sonsuzluk kadar gelen uzun bir zaman sonunda ilk defa Aurora'nın yüzüne baktı.

Canını yakacak kadar güzeldi.

Hamileliği dolayısıyla farklı bir enerjisi vardı ve eski sağlıksız görünümünden eser yoktu. Gören herkesin gününü aydınlatacak bu güzelliğin yanında kıskançlığın suya damlayan bir boya gibi içinde yayılmasına engel olamadı. Onu o anda kafede bulunan, rüyalarında gören, hayatına giren herkesten kıskanıyordu. Bu hissin normal olmadığını bilmesine rağmen engel olmanın bir yolunu da bulamamıştı.

"Nasılsın?"

Bunu sorarken kızın şişmeye başlayan karnına bakmıştı. Kız elini korumacı bir tavırla karnının üzerine yerleştirince bir utanç dalgası çarptı onu. Bunun sebebi kendisiydi.

"Gördüğün gibi iyiyim. İyiyiz."

"Buna sevindim."

"Gerçekten mi? Son hatırladığım şey beni öldürmeye çalışmandı da."

"Aurora, buraya bunu tartışmaya gelmedim. Önümde daha önemli meseleler var."

"Ahh, tüm dikkatim sende. Karını öldürmekten daha önemli ne meselen varmış merak ettim."

Onun iğnelemelerine dayanamayıp uzanıp kolunu kavradı. Kız her an ona saldıracakmış gibi duruyordu ve güçleri göz önüne alındığında bu hiç hoş bir manzara olmazdı.

"Bunları konuşmadan önce..." Kızı kendisine çekerken Aurora hala tek bir yanlış davranışında onu nakavt etmek üzere tetikteydi. "...onu hissetmek istiyorum."

Aurora'nın kasları Morpheus'un ciddi olduğunu anlayana dek gevşememişti. Onun samimiyetini anladığında ise Morpheus kızın rahatlayan figürünü memnuniyetle seyretti.

"Çocuğumuzu mu merak ediyorsun?"

"Evet."

Aurora Morpheus'un kolunu tutan elini kavrayıp yavaşça karnı üzerine yerleştirdi. Rüya kralı onun pek de büyük olamayacağını biliyordu ancak sanki saniyelerle yarışan minik kalp atışlarını hissetmeye başladığında çevresine sardığı gurur kalesinin çatlamaya başladığını hissetti. Nefesini tutmuştu. Fark etmediği şey ise Aurora'nın onun bebeğini hissederken değişen her mimiğini izlemesiydi.

Eğer biraz daha elini böyle tutarsa gözlerinin dolacağından emin olduğu için incitmekten korkarak elini yavaş bir hareketle çekti. Başını kızın karnından kaldırabildiğinde onun kendisini gülümseyen gözlerle izlediğini gördü. Yaşadıkları bu küçük an, her şey normal olsaydı yaşayabilecekleri şeylerin silik bir hayaleti gibiydi. Yeterli değildi.

"Lucifer ile savaşa gireceğim."

Bunu duyar duymaz kızın ifadesi donuklaşmıştı. Artık ciddi konulara geçmişlerdi.

"Neden?"

"Beni seninle sınadığı için. Seni benden çaldığı saç telleriyle yaratıp hayatımı mahvetmeye çalıştığı için. Kardeşim Arzu ile bir araya gelip beni sana aşık ettiği için. Daha saymamı ister misin?"

"Aşık olma konusunda onları suçlayamazsın. Eminim başta senin için kendini rahatlatacağın bir eğlenceden başka bir şey değildim."

"Haklısın ama..." Ona doğru eğildi. "...böyle güzel bir şey yarattığı için pek de şansım olduğu söylenemezdi."

Kızın yüzünün kızarması onu gülümsetmişti.

"Onunla savaşacağım için, rüya krallığında daha fazla karışıklık olmasını kabul edemem. Burada senden bahsediyorum."

"Ne demek oluyor bu?"

"Yarattığın krallığa insanlar gelmeye çoktan başladı. Kabusların uyuyanlara musallat oluyor. Rüya aleminde ikilik yaratıyorsun. Hatta bir kuzgunun bile var. Buna bir çare bulmalıyım."

"Teklifin nedir Morpheus?"

"Benim krallığıma gel. Ben savaştığım sürece orada yaşa. Krallığım zaten sen ben olduğun için emrinde olacak. Ben dönene kadar beni orada bekle."

"Ahh, şimdi anladım. Uslu küçük karın olarak beklediğim zamanları çoktan aşmadık mı Lord Morpheus? Üstelik savaşından sonra yapacağın ilk işin beni öldürmek olduğunu düşünürsek."

"Anlamıyor musun Aurora? Belki bu ikimiz bir arada olursak çok kötü şeyler olmayacağını kanıtlamanın yoludur. Şu an hala seni öldürmekten başka çarem yok çünkü seninle bir araya gelirsem krallığımın ne halde olacağına dair hiçbir fikrim yok."

"Sen... Ölümümü engellemenin yollarını aramaya mı başladın?"

"Evet, lütfen bana umut ver Aurora."

Çaresizce ona bakıyordu. Kız ona yaklaşıp boynuna sarıldığında ihtiyaçla başını Aurora'nın boynuna gömdü. Evindeydi.




Çılgın günler yaşıyorum ama sizi unuttuğumu sanmayın bebeklerim <3

Ayrıca son bölümlerde Morpheus'u ağlak aşık olarak çok yazdığımın farkındayım ama bunu Morpheus'un da anlaması lazımdı asdfgh yakında psikopat Morpheus geri dönecek ;)

Artık oy ve yorum diye hatırlatma yapmama gerek var mı?

Beklenmeyen | SANDMAN (+18) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin