Bölüm 43 - 🌙

334 27 37
                                    

Güneş ışığı kirpikleri arasından sızarken rahatsız olarak başını yana doğru çevirdi. Kim açmıştı perdelerini?

Hareket etmeye başladığında vücudunun hey yeri sanki o an bıçaklanıyormuş gibi sızlayınca ağzından küçük bir inleme kaçtı. Neler olduğunu hatırlamak için birkaç saniye geçirmesi gerekmişti.

"Kıpırdama sevgilim. Yaralarına pansuman yapıyorum."

Aurora'nın sesini duyunca duraksadı ve her şey o anda netliğe kavuştu rüya kralı için. Ölmemişti, ailesi güvendeydi ve bir şekilde Lucifer ile olan savaşını kazanmıştı. Gözlerini aralayıp kendisine sevgiyle bakan kadınını görünce zayıf bir şekilde gülümsedi ve onun üzerindeki elini tuttu.

"Hoş geldin sevgilim."

"Asıl sen hoş geldin Morpheus. Geri dönmeseydin eğer, gittiğin yerde seni bulur sürükleyerek geri getirirdim."

Canı yansa da kıkırdamasını durduramadı. Çünkü karısının gerçekten bunu yapabileceğini biliyordu.

"Ne kadar zamandır bu haldeyim?"

Aurora dudaklarını ısırınca duyacağı cevabın hoşuna gitmeyeceğini anlasa da merakla cevap beklemeyi sürdürdü.

"Birkaç ay. Çok zayıf düşmüştün, ölmenden çok korktum."

"Seni bırakıp hiçbir yere gidemem Aurora. Daha yetiştirmemiz gereken bir ufaklık ve düzeltmemiz gereken bir krallık var."

Aurora gözünden damlayan yaşı elinin tersiyle sildi ve ona kızmış gibi bakmaya başladı.

"Öncelik senin iyileşmen. Daha yeni gözlerini açtın." Elini tekrar onun yanağına koydu. "Hypnos'u getirmemi ister misin?"

Aurora'nın elini onun yanağına koyması Morpheus'a bir şey hatırlatmıştı. Şaşkınlıkla yanağındaki elin üzerine kendi elini koydu.

"O sen miydin?"

"Kim?"

"Lucifer'i öldüren."

Aurora'nın yüzünde buruk bir gülümseme belirdi ve Morpheus'un yanağını okşadı.

"Geç bile kalmıştım. Özür dilerim aşkım. Tüm bunları yaşamak zorunda kaldığın için."

"Senin için değerdi."

Aurora eğilip alnını Morpheus'un alnına dayadığında, rüya kralı uzun zamandır ilk defa huzurun tekrar vücuduna sirayet ettiğini hissetmeye başlamıştı.

***

Tahtına doğru elindeki asanın yardımıyla yürüyen Morpheus, tebaasının ona sevgiyle bakışına alışkın olmadığından kızarmasına engel olamıyordu. O hep korkulmuş, saygı duyulmuştu. Sevgi, alışkın olmadığı bir histi.

Krallığını nasıl kahramanca koruduğunu gören rüya diyarı sakinleri krallarına yarım etmekten geri durmamış ve bulabildikleri bütün silahlarla üzerlerine gelen şeytanlarla savaşmışlardı. Savaşın en göz alıcı noktası çocukların rüyaları için yaratılan pembe filin burnunda tuttuğu bir meşaleyle diyar içinde koşturması ve önüne çıkan her şeytanı ayakları altında ezmesiydi.

Herkes için göz açıcı olan bu deneyim, tebaanın krallarına daha çok bağlanmasına sebep olmuş ve onu lordları olarak görmenin yanında, kurtarıcıları olarak görmelerine ve sevmelerine sebep olmuştu.

Morpheus tahtına oturduğunda parmak işaretiyle mahkumun getirilmesini işaret etti. Aurora kucağında Hypnos ile olanları yanında oturarak izliyordu. Tahtına kraliçesi için eklentiyi çoktan yaptırmıştı.

Beklenmeyen | SANDMAN (+18) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin