Bölüm 34 - 🌘

170 23 28
                                    

Sabırsızlıkla kütüphanede sonsuzlarla ilgili yazılan kitapları birer birer okuyor, işine yarayabilecek en ufak bilgiye aç bir şekilde sayfaları karıştırıyordu.

Ölüm kızı bedenine yerleştirmek üzere gelmiş ancak Aurora'nın hiçbir şeyi hatırlamadığını anlayınca bunun normal olmadığını söyleyip dediğini yapmamıştı. Aurora'ya kendisini hatırlatmanın bir yolunu en kısa sürede bulmalıydı, yoksa onsuzluktan kendi aklını yitirecekti.

"Sonsuzların ölümüne dair işe yarar bir bilgi buldun mu Lucienne?"

"Hayır efendim."

"Ölülerin hafızası?"

"Hayır efendim."

"Sonsuzların bebek sahibi olmasıyla ilgili bir bilgi?"

"Hayır efendim."

"Bana iki kelimeden oluşmayan cevaplar verecek misin?"

Lucienne bakışlarını kaldırıp Morpheus'a baktığında rüya kralı yardımcısının kalbini ne kadar kırdığının farkına varmaya başladı. Aurora'yı rüya krallığında bulamayınca öyle sinirlenmişti ki, o sinirle Lucienne'i boşluğa göndermişti. Ondan özür dilemeliydi.

"Lucienne, sana haksızlık ettiğim için özür dilerim. Hatalı davrandım sana karşı."

"Ö...önemli değil efendim."

Onun özür dilediğini ilk defa duyan Lucienne şok içinde başını kitapların arasına gömmüştü. Aurora'nın rüya kralı üzerindeki etkisi tahmin ettiğinden de güçlüydü.

Onca saat araştırma yapmanın verdiği sıkıntıyla ayağa kalkan Morpheus, Lucienne'e devam etmesini işaret ettikten sonra hızlı adımlarla kütüphaneden çıktı. Önce oğlunu, sonra da kızı görmeye gidecekti. Her ne kadar kendisini hatırlamıyor olmasına rağmen kızın yanında olmak hala onun için huzur sebebiydi.

Hypnos'un odasına doğru yaklaşırken onun ağlama sesi çalındı kucağına. Oğlunu sakinleştirmesi gerektiğini düşünürken gülümsediğinin farkında değildi. Ağlama ani bir şekilde kesildiğinde yüzündeki gülümseme dondu ve koşarak odanın kapısını açtı. Karşısında beklemediği bir manzara vardı.

Aurora Hypnos'u kolları arasına almıştı ve büyülenmiş gibi onu izliyordu. Morpheus'un ani girişi bile ikisinin birbirine olan odağını bozamamıştı. Yine de dikkatli olması gerektiğinin farkında olarak yavaşça yaklaştı.

"Aurora, burada ne işin var?"

Kız Morpheus'un geldiğini görünce korkuyla bebeği kendisine bastırdı.

"B...ben...şey..."

"Kaçmaya mı çalışmıştın?"

Adamın sesindeki sakinlik kızın yenilgiyle bunu kabul etmesine sebep oldu.

"Evet... Koridorda koşarken bu odadan bir ağlama sesi geldiğini duyunca gidemedim. Bu bebeğin ağlaması beni öyle rahatsız etti ki ayrılamadım onu bırakıp. Ö...özür dilerim. Beni zindana mı atacaksın?"

Kız bakışlarını kaldırıp Morpheus'un gülümseyen bakışlarını görünce şaşırarak kaşlarını çattı. Rüya kralı sanki az önce kaçmaya çalıştığını itiraf etmemiş gibi davranıyordu.

"Senin kucağında çok mutlu görünüyor."

"E...evet. Onu ilk gördüğüm anda çok sevdim aslında." Kız yumuşak hareketlerle oğullarının saçsız kafasını okşarken ikisini izliyordu rüya kralı. "Kimin çocuğu bu?"

"Benim oğlum. Rüya prensi Hypnos."

İkisinin yanına yaklaşıp bir elini oğlunun başına, diğerini de kızın beline yerleştirmişti. Kız onun dokunuşuyla kasılsa da kucağındaki bebekle çok tepki gösterememişti.

Beklenmeyen | SANDMAN (+18) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin