Bölüm 33 - 🌑

167 21 15
                                    

Morpheus mutluğunu tarif edebilecek hiçbir kelime düşünemiyordu. Hayatının ışığı, karısı karşısında duruyordu. Hata ilk tanıştığı gün söylediği şeylerin aynısını söylemişti. Bununla birlikte bir şeyden emin oldu rüya kralı. Arzu'nun etkisi olsun veya olmasın, Aurora her şekilde onundu. Karşılarına çıkan onca engele rağmen bunu durdurabilecek kimse yoktu.

"Sevgilim..."

"Sen rüya kralı mısın?"

"Evet... hatırlamıyor musun beni?"

Kızın ona yönelmiş meraklı bakışları sinirle gölgelenmeye ve vahşileşmeye başlayınca ters giden bir şeylerin varlığını hissetti. Elindeki hançeri Morpeus'a saldırmak üzere hazır tutuyordu.

"Beni almana izin vereceğimi mi sanıyorsun canavar!"

Şokla bir adım geri attı.

"Neden böyle davranıyorsun Aurora? Sana zarar verm..."

Kız çığlık atarak ona doğru koşmaya başlayınca kendisini korumak için kenara çekildi. Aurora'nın kendisinde olmadığından emindi ancak bunun ne boyutlarda olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.

Üzerine gelen hançer darbesinden kurtulur kurtulmaz kızın saldırmak üzere uzattığı kolundan kavradı ve onu kendisine çekti.

"Kendine gel! Saldırarak hiçbir şeyi çözemezsin."

"Asla seninle gelmeyeceğim anladın mı beni? Asla bana sahip olamayacaksın."

Yüzüne gelen tükürükle afallayan rüya kralı şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırdığı esnada kız bir güvercin formuna girip ondan kaçmaya başladı. Artık sinirlenmeye başlayan rüya kralı ise yüzünü kolunun tersiyle sildikten sonra gökyüzünün en hızlı şahinine dönüşerek kızın peşine düşmeye başladı.

Kız ne kadar hızlı giderse gitsin Morpheus'un hızından kaçması imkansızdı. Rüya kralı onu havada yakaladığında insan formuna geri dönüp ağırlığıyla ikisinin de düşmesine sebep olunca Morpheus'da ister istemez kendi formuna geri dönüp onunla birlikte yerde yuvarlanmaya başladı.

Adam kızın üzerindeyken durabilmişlerdi. Onun kollarını elleri altına alıp yukarıda birleştirdiğinde kızın bal rengi gözlerindeki korku daha önce hiç görmediği kadar belirgindi. Altında çırpınmaya çalışırken Morpheus boştaki diğer eliyle onu belinden kavrayarak yerde sabitledi.

"Bırak beni! Canavar!"

"Sakin ol! Sana zarar vermeyeceğim!"

"Yalancı şerefsiz!"

Morpheus kasıklarına gelen tekmeyle acı içinde kıvranmaya başlamasına rağmen kızı olduğu yerde sabit tutmayı başardı ve başka tekmelerin gelmesine engel olabilmek için bacaklarını aralayıp arasındaki yerini aldı. Kız daha da çırpınmaya başlayınca belindeki elini kaldırıp boğazına yerleştirdi ve onu tamamen yere sabitledi.

Aurora'nın hırçınlığı yerini korkuya bırakmış ve çırpınmaları titremeye dönüşmüştü. Morpheus böyle olmasını istemiyordu ancak kızın kendisinden kaçmasına asla izin vermeyecekti. Gerekirse zor kullanmaktan çekinmeyecekti.

"Sana benim hakkımda ne söylendi bilmiyorum. Ama benden kaçmana asla izin vermeyeceğim anladın mı beni? Bunu yapmak istemesem de eğer kendi isteğinle gelmezsen seni zorla krallığımıza götüreceğim ve kendi bedenine yerleştireceğim."

"İstediğin kadar esir tut beni, bir gün kaçmanın bir yolunu bulacağım."

"Sen esirim falan değilsin! Karımsın ve benimsin. Gittiğimizde sana her şeyi daha detaylı anlatacağım."

"Bir dakika. Senin uğruna burayı yıktığın kişi ben miyim?"

"Evet."

"Canavar! Canavarsın sen!"

Yukarıda tutulan ellerini adamın elinden kurtardıktan sonra Morpheus'un yüzüne getiren kız, onun yüzünde derin tırnak izleri açarken rüya kralı artık sabrının sonuna gelmişti. Ayağa kalkıp onu boynundan tutarak kendisine çeken rüya kralı yarattığı ipleri kızın arkasında tuttuğu kollarına sıkıca doladı. Onun artık kollarını kullanamayacağından emin olduktan sonra bacaklarına inen adam onları da kıpırdayamayacak sıkılıkta bağladıktan sonra ayağa kalktı.

"Boşuna formunu değiştirmeye kalkma. Bu ipler sana temas ettiği sürece hiçbir şey yapamazsın."

Rüya kralının bakışları artık acımasızdı. Kızı omzuna attıktan sonra cebinden kumlarını çıkardı ve havaya doğru fırlattı. Yatak odasında belirdiklerinde kızın titremesini omzundan bile hissedebiliyordu. Onu yatağa fırlatarak bıraktıktan sonra kuzgununun ismini bağırdı.

"Matthew!"

Sarsak hareketlerle gelebileceği en hızlı şekilde gelen kuzgun, nefes nefese konuştu Morpheus'la.

"Buyrun efendim."

"Ölümü çağır. Karımı bedenine yerleştireceğiz."

Matthew şaşkınlıkla yatakta bağlı duran kıza baktı. Çenesini kapatması gerektiğini hemen anladığı nadir anlardan biriydi.

Kuzgun uçarak gittikten sonra yatakta duran kıza doğru eğilen Morpheus, onun bağlı ve çaresiz duruşundan etkilendiği için kasıklarında baskı hissederek kızı ayak bileğinden kavrayıp kendisine çekti.

"Sana gelince, bir daha kocana böyle davranmaman gerektiğini öğreteceğimden emin ol küçüğüm. Eğitiminden zevk alıp almamaksa tamamen sana kalmış. Uslu durmadığın her an için..." elini onun bacaklarının arasına sokup yumuşak tenini yoğurdu. "...seni cezalandıracağım."



Yine geldik dominant Morpheus'a :D yazmaktan asla sıkılmıyorum asdfghjk Yoruldum bu gece artık öpüyorum hepinizi :* iyi gecelerrr..

Beklenmeyen | SANDMAN (+18) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin