23. Bölüm

274 14 2
                                    

  Nasılsınız ? Uzun zaman oldu galiba. Sizi yeni bölümle başbaşa bırakıyorum. İyi Okumalar...

***
 
  Kalktıktan sonra hızlıca soğuk bir duş aldım. Masama oturup günümü planlamaya karar verdim. Pek yapacak bir şey var gibi durmuyordu.

  Yarışma için bir şey yapamazdım. Yine de bu beni huzursuz etmesini engellemiyordu. Listeye yarışmayı araştırmak için bir başlık yazdım.

  Bugün yeni birkaç büyü çalışmak istiyordum. Onları da listeye ekledim. Ardından Defin'i ikna etmek istediğimi fark ettim. Definle görüşmeyi de yazdım.

  Yapacak başka bir şey yok gibi duruyordu. Varsa bile gün içinde ortaya çıkardı.

  Odadan çıkıp sınıfa ilerledim. Bugün erken gitmek istiyordum. Sınıf arkadaşlarıma bir sürprizim vardı.

  Saldırı sınıfına girdim. Normalde bu ders bahçede işlense de sınıfı yok değildi.

  En ön sıraya oturdum ve cebimden büyüyle küçülttüğüm kitabımı çıkardım. Yapacağım büyüyü kontrol ettim ve suya odaklandım.

  Içimden geçen serin suyu ve onun etrafında dairesel bir şekilde dolaşan ateşi hissettim. Zihnimde kelimeler şekillendi. Canlı bir hal aldı sanki. Oluşan büyünün avuçlarımdan çıkıp etrafa yayıldığını hissettim. Sınıfı gözümün önünde canlandırdım. Büyünün yerleşmesini istediğim yerlere odaklandım. Sihrin benim bedenimden ayrıldığını ve emrettiğim yerlere yerleştiğini hissettim. Bu muhteşemdi.

  Gözlerimi açtım. Sınıfın duvarlarında, tavanında ve yerlerde belli noktalarda yalnızca benim görebildiğim parlak noktalar oluştuğunu gördüm. Gülümsedim. Ve kendi sırama yerleştim.

  Yarım saat kadar kitabımı okumuştum. Insanlar içeri girmeye başladı. En son Tarık Hoca da gelince kitabı kaldırdım. Oyun başlıyordu.

  Ders ilk kez pratik olarak değil de teorik olarak işleniyordu. Benim emrimle.

  Zaman ilerledi. Dersin ortasına gelmiştik. Tarık Hoca'nın zihnine baktım. Müdür hakkında bir şey bilmiyordu. Ben bu adamın nerede olacağını nasıl bulacaktım ?

  Sanırım biraz doğaçlama takılacaktım. Sihir noktalarına odaklandım. Büyü titreşti. Sara kafasını kaldırıp etrafa baktı. Hissetmişti. Bana baktı. Sırıttım.

  Büyü harekete geçti ve sınıfta patlamalar olmaya başladı. Sıralar havaya uçtu, sandalyeler kırıldı, insanlar farklı yerlere savruldu, duvarlara ve yerlere çarptılar. Sadece ben kıpırdamamıştım bile. Bugün burada hiçbir Ateş Kullanıcısı ve destekçisi yoktu. Sadece karşı olanlar vardı.

  Hepsinin haberi vardı çünkü. Sınıflara girmemeleri gerektiğini biliyorlardı. Sadece bu sınıfa değil, bütün sınıflara büyüyü yerleştirmiştim. Gece uyku tutmayınca ufak bir intikam almaya karar vermiş ve kalkıp harekete geçmiştim. Sonra da hepsinin zihnine zorlama yerleştirmiştim. Şimdi isteseler bile sınıfa gidememişlerdi. Bu onların iyiliğineydi. Çünkü her yer patlıyordu şu an.

  Aslında bizden de bilmeyen biri vardı: Defin. Ona sinirlenmiştim. Belki hata yapmıştım ama şimdi pişman olmak için çok geçti.

  Havaya savrulduğunu gördüğümde içim acıdı. Aklıma gelen fikirle yüzümde bir sırıtma oluştu.

  Defin'e, onun kanına odaklandım. Onu sabitlemek zorundaydım. Defin bir anda durunca korkuyla gözleri büyüdü. Güldüm. Onu kendime doğru çektim. Yerde yürüyordu. Büyü onu etkilemiyordu. Kanının akışı yavaşlamıştı. Ama onu öldürecek kadar değildi. Belki bayılırdı. Yanıma ulaştığında bana dehşetle bakıyordu. Kalbim kırıldı. Oysa buna hakkım yoktu. Onu ben korkutmuştum.

Ateş KraliçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin