19. Bölüm

383 23 3
                                    

***
  Medya: Balo salonu, Alef'in elbisesi.

  Merhaba ! Nasılsınız ? En iyisi sizi çok bekletmeden bölüme geçeyim.

  İyi okumalar...
***

  Nova sayesinde okulda yüzden fazla geçit olduğunu öğrenmiştim. Üstüne Louie'nin zoruyla üç günde hepsini ezberlemiştim. Bugünün Cuma olmasına seviniyordum. Yarın  -nihayet- balo vardı. O kadar uzun zamandır erteleniyordu ki. Yarın ayın yirmi dokuzuydu.  Yılın sonuna gelmiştik. Buradakilerin yılbaşı ile ilgilenmemesine ilk başta şaşırsam da sonra bunu sevmiştim. Bu benim açımdan kaçacak bir parti olmayacak demekti.

  Evet, yılbaşı, doğum günü, evlilik yıldönümü gibi kutlamaları annemler ailece yapıyorlardı ama ben her seferinde kaçıyordum. Ne yapayım ? Saatin bilmem kaçına kadar içki içerek, dans ederek ve oyun oynayarak ayakta kalmak bana çok saçma geliyordu. Yapacak daha iyi işlerim vardı. Mesela kendimi geliştirmek gibi. Ya da araştırma yapmak gibi. Veya insan ilişkileri ve manipülasyon üzerine çalışmak gibi. Hatta sadece yatıp huzurlu bir uyku uyumak gibi şeyler.

  Yarın için bir tek ben heyecanlı değildim galiba. Herkes hazırlık telaşındayken ben Rüzgarı arıyordum. Sonunda onu kendi odasında bulmuştum. "Rüzgar, herhangi bir gelişme var mı ? Ya da gerileme ? Uzun süredir rahatsın, bir şeyler bulmuş olmanı umuyorum." dedim. Başıyla onayladı. Ona tek kaşımı kaldırarak cevap verdim. Bu ne demekse artık. Sanki sen tek bir durum sordun. Kafamda söylenen Novaya alışmıştım. Her şeye dahil oluyordu. Rüzgar "Kullanıcıların çoğu olumlu. Sadece birkaçı tereddütte. Onları da ikna etmeye çalışıyorum." dedi. "İyi. Hızlanın. Balodan sonra haber versinler. Yeterince uzun süre beklediler. Defin ve Karan sana yardım etsin. İkna kabiliyetlerine güvenirim. Hatta Ardayı da al. Onu da olaylara dahil et. Yakın dur ve güvenini kazan. Ayrıca gerçekten güvenebileceği biri ol." dedim.

  Arda, Clara, Star ve Louie çok işime yarardı. Gerçi hazır Star'a el atacakken Nara ve Lilyum da iyi olabilirdi. "Baloda görüşürüz." dedim ve oradan ayrıldım. Heyecanlı olmasam da hazırlanmalıydım. Sadece bir saat kalmıştı. Benim odama gidip, giyinip, o yolu yürümem de o kadar sürerdi zaten.

  Odam uzunca bir süredir benim için huzurlu bir yer değildi. Malum içeride Sara da vardı. Bu gece olay çıkmamasını umuyordum. Dolaptan kıyafetlerimi ve makyaj malzemelerimi alıp banyoya geçtim. Balo maskeli olacaktı. Bunun aradaki çatışma ihtimalini en aza indireceğini düşünmüştük.

  Siyah, tek kollu ve zincir detaylı, yırtmaçlı bir elbise giyecektim. Bu Defin'in fikriydi. Alışverişe onunla çıkmıştım. Her zaman fikirlerine güvenirdim. Sadece bu defa biraz tereddütlüydüm. Yüzüme takacağım gümüş rengi maskeye baktım. Elbise ile uyumluydu. Elbiseyi giyip düzelttim. Maskeyi takmadan önce hafif bir makyaj yaptım. Saçımı topuz yapıp önden bir tutam saldım. Saldığım tutam tamamen kırmızıya dönerken zevkle izledim. Kırmızı benim rengimdi. Maskeyi takıp ayakkabılarımı giydim. Siyah sıradan ve rahat topuklu ayakkabılardı.

  Banyodan çıkıp odaya geçtim. Komidini açtım ve en değerli parçayı çıkardım. Ateş Sarayından aldığım kolyeyi. Anka şeklinde, gümüş ve kuyruğunda ve ortasında yakut olan bir kolyeydi. Boynuma taktığım an bana ait olduğunu hissetmiştim. Yakıştı, Kraliçem. Novaya gözlerimi devirip kapıdan çıktım. Balo okula geçici olarak inşa edilen ek binada olacaktı. Gerçekten sihrin sınırı yoktu.

  Balo salonunda önce yemeğin verileceği tamamen siyah koltuklu ve masalı, uzay temalı bir alan vardı. Bunu büyü yeteneğine ithafen yapmıştık. Tavandan lacivert sarkıtlar sarkıyordu. Yerde de gece göğü desenli bir halı seriliydi. Sahnede orkestra hafif bir müzik çalıyordu. Organizatörler olarak birlikte oturacaktık. Tabi partnerlerimizle beraber. Benim bir partnerim yoktu. Gerek duymamıştım.

Ateş KraliçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin