"Yapışsaydın dudağına. Gitme deseydin."
"Öyle kolay mı sanki? Beni öptüğünde resmen haraket bile edememiştim. Nasıl yapışayım dudağına?"
"Bilmiyorum Jimin. Bence çok çatlakça davranmışsın."
"Ya ji!" Bir kere de küfürsüz konuşmadığını görmedim ben bu kızın.
"Bak ama haklıyım. Ona aşkınızın imkânsız olduğunu söylememeliydin."
"Söylemeliydim abla. Bizim aşkımız imkânsız. Benim bir erkekle ilişki yaşamam imkânsız. Bir erkeğe âşık olmam imkânsız. Eğer ona âşık olduğumu düşünseydi gittiği yerde acı çekerdi. Belki beni özlerdi. Hem beni unutacağını düşünüyorum. Ben de onu unutacağım."
Jungkook... Onu şimdi bile çok özlüyorken unutabileceğimi söylemek zor geliyordu. Duygularımın geçiçi olduğunu umuyorum.
"Yanlış düşünüyorsun Jimin. Aşk o kadar basit değil. Unutmak o kadar kolay değil. Aşk karşı cins ile sınırlayabileceğin bir şek değil. Bir kıza duyduğun hisleri bir erkeğe de duyabilirsin."
"Umarım duymuyorumdur. Biz artık birbirimiz için öldük abla. Ölü birine karşı bir şeyler hissedemem."
"Bu kadar kolay vaz geçmemelisin. Türkiye'ye gidip, onu görme ihtimalin hiç mi yok?"
"Hayır. Kardeşinin anlattıklarına göre değil onu görmek, adını bile anamam. Ayrıca o bir katil. Ona güvenemem. Hem çok gizli yerlerdeymiş. Onu görmek istesem bile göremem. Bu onun için de geçerli."
"Bu çok kötü..." Derin bir nefes aldım.
"Evet. Öyle."Telefonu eline alıp saate baktı ve bana da gösterdi.
'06:11' Bir kaç dakika sonra düşüncelerinden kurtulup bir soru sordu.
"Jimin... Korkuyor musun?"
"Neyden korkuyor muyum?"
"Ona bir şey olmasından."
"Korkuyorum. Hem de çok korkuyorum. Hapse girmesinden, yaralanmasından, onu bir daha görememekten korkuyorum.
Ölmesinden korkuyorum..."
Yanımdan kalkıp bana büyük bir bardakta su getirip tekrar yanıma oturdu.
"Sanırım farkında değilsin. Ağlıyorsun Jimin." Hemen elimi yüzüme götürdüm. Gerçekten de ağlıyordum.
O kadar unutmuştum ki kendimi. Ağladığımın bile farkında değildim.
Olanları bir düşününce göz yaşlarım hızlanmaya başladı.
Sırf kendimi kötü hissetttiğim için Sunmin anlaşmalarını ve uçağını iptal edip yanımda kalmıştı. Bense onu terk edip eski arkadaşım ile dertleşiyordum. Eminim hayal kırıklığına uğramıştır.
Jungkook'a onu sevmemin imkânsız olduğunu söylemiştim ama şimdi kalbimin onun için attığını sanıyordum. Gerçekten de söyledikleri gibiymiş. Bir şeyin değerini kaybedince anlıyormuşsun.
Benimki aşk değildi. Benimki vicdan azabıydı.
Şu an nerede, ne yapıyor bilmiyorum.
Umarım iyisindir Jungkook. Umarım....
*Jungkook'dan*
"Oğlum hoş geldin! Benim bir tanem!" Eve girdiğimde koşarak amcama sarılmıştım. Şu an duygularım beni çok zorluyordu.
Acımasız ve imkânsız aşkımdan ayrılıp, Birilerinin canına kıymaya gelmiştim buraya.
Kim bilir benim iğrenç bir insan olduğumu öğrendikten sonra ne kadar nefret etmiştir benden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different ~Kookmin [Yarı texting] 1-2
Fanfic"Sadece bir şans istiyorum. Beni sevemez misin Jimin?" "Sevemem Jungkook... Bu imkansız." Ve işte Jimin her şeyi bitirecek o cümleyi söylemişti. Hiç Acımadan, denemeden...