GRUBUN YENİ ÜYESİ

BAHŞİŞ

En sonunda dersler bitti ve okulun ilk gününü de atlattım. Şimdi ise gitmem lazımdı bu yüzden koşarak sınıftan çıktım oraya da geç kalmak istemiyordum.

Gene bir şeye çarptığımı farkettim. Bu gün yeterince çarpıştım bu sefer özür dilemeye niyetim yok. Kafamı kaldırdım tam bağıracakken dilim tutuldu. Bu bu Jimin'di.

Ağzım açık ona bakıyordum. Gerçekten eskisinden de yakışıklı gözüküyordu. Hemen arkamı dündüm tam gidecekken bileğinden tuttu ve kendine çevirdi.

"Oo Buse sen buralarda mıydın?"dedi. Neden herkes bu kadar şaşırıyor.

"E-evet buralardayım neden buna bu kadar şaşırdın?"

Jimin tekrar konuşacakken arladan birisi Jimin'e seslendi.

"Jimin ben geldim sevgilim"dedi. Ne sevgilim mi Jimin'in sevgilisi mi vardı?

Hemen sesin geldiği yöne baktım ne bu bu Minju. Gerçekten Jimin'in sevgilisi Minju mu?

Minju yanımıza geldi.

"Oo Buse hemen sevgilimin yanına koşmuş sun"

"Senin sevgilinin yanına falan koşmadım ben Minju."

"Ee ne işin var o zaman yanında?"

"B-ben"

"Tamam tamam konuşma. Hadi sevgilim gidelim"dedi. Jimin'in koluna girdi ve gittiler.

Gerçekten mi ya. Şu hayatta en nefret ettiğim iki insan bir araya gelebilir mi?

Ben neden bunları düşünüyorum ki. Banane Jimin den Minju'dan.

Hemen çalıştığım yere gittim. Bu gün fazlasıyla kalabalıktı. Önlüğünü taktım ve çalışmaya başladım.

Boş bir masaya yeni kişi geldi. Hemen siparişini almak için yanına gittim. Yüzüne baktığımda bir çığlık attım. Bu Woojin'di onu özlemiştim. Kısa bir arkadaşlığımız olsa da o benim Kore'deki en iyi arkadaşımdı.

"Aa Buse sen Kore'ye mi döndün?"dedi ve bana sarıldı.

"Evet yeni geldim biraz burada kalacağım masaya oturduk biraz sohbet ettik.

Bir masadan ses geldi "pardon bu masaya bakarmısınız?"

Bu ses tanıdık geliyordu ama umarım tahmin ettiğim kişi değildir.

Masaya gittim evet tahmin ettiğim kişiydi hatta kişilerdi. Bunlar Jimin ve Minju'ydu. Ah onları her yerde gördüğüm yetmezmiş gibi bir de burada gördüm.

Minju suratıma aşalayarak bakıyordu."aa Buse sen burada mı çalışıyorsun?"dedi.

Aldırmadan "evet"dedim ve sözüme devam ettim "siparişlerinizi alabilirmiyim?"

"Jimin bundan sonra buraya daha çok gelelim"dedi.

"Sipariş vermeyecekseniz gidiyorum"dedim. Her an elimdeki not defterini ona yedirebilirdim.

"İkimizde suşi alalım"dedi.

"Emin misiniz Jimin bey ne yiyeceğini kendi seçebilir bence"Jimin bey mi? Bey demeyide nereden çıkrarttım ben iyiyce saçmalamaya başladım.

"Ah tatlım ben sevgilimin ne yiyeceğini bilirim"dedi ve sırıttı.

'ah totlom Bon sovgolomon no yoyocoğono bolorom'ahh bu kız beni sinir ediyor.

"Tabi siz bilirsiniz"dedim ve sırıtarak oradanuzaklaştım. Kız haklı Jimin'in ne yiyeceğini benim bilecek halim yok ya.

Hemen siparişlerini götürdüm ve beni bekleyen Woojin'in yanına gittim. Bol bol sohbet ettik. Neden bilmiyorum ama onu seviyordum arkadaş olarak yani.

"Buse bana hala bir yemek sözün var"dedi.

"Ah tabi. Şey bu akşam müsaitsen bir yemek yiyebiliriz"

"Tabi ben müsaitim o zaman seni akşam sekizde almaya gelirim"

"Tamam bekliyorum"dedim ve gülümsedim.

"Buse ben artık kalmayım"dedi ve kalktı. Tekrar sarıldık ve kafeden çıktı.

Ben hemen işimin başına döndüm.

Minju'nun oturduğu masadan ses yükseldi "aa neden bu masaya hiç kimse bakmıyor?"dedi. Hemen yanında gittim ve

"Buyrun sorun ne?"dedim. Kibar olmalıydım işten kovulmamak için yoksa şimdiya elimdeki tepsiyi Minju'nun kafasına geçirmiştim.

"Senin görevin ne bizimle ilgilenmek değil mi?"dedi.

"Evet sizinle ilgilenmek"dedim.

"Ee nerelerdesin sen? Ama sen görürsün"

"Gördüğün gibi buradayım"dedim. Ben sinir etmek için yapoyordu bunu biliyordum ama istediğini elde edemiyecek.

"Neyse ben kibar bir kızım. Bu seferlik affettim ama bir daha olmasın. Biz hesabı istiyoruz"dedi Jimin'e bakarak.

"Tabi hesabı getiriyorum hemen"

Hesabı getirdim ve verdim.

"Busecim sana bahşiş de vereyim mi?"dedi gülerek.

Sabrım taşımak üzere ama sabretmem gerekiyor.

"Yok sen ilk önce kendi hesabını ödemeyi başar"dedim ve yanlarından ayrıldım. Böyle söylemezsem içimde kalırdı.