BEN SENİN ABİNİM

138 9 0
                                    

"Günaydın"dedim kendi kendime. Gene okula gidicem ama bu sefer dimdirek eve geleceğim.

Hemen üzerimi giydim kahvaltımı yaptım ve okula gittim. Hala yorgundum aslında ve dün olanlardan sonrada korkuyordum ya adam beni bulursa.

Kendimi motive ettim ve sınıfın kapısını açtım "nee" kapıyı açmakla sırılsıklam olmuştum. Üzerime buz gibi sular dökülmüştü mecaz anlamda değil gerçek anlamda dökülmüştü.

Kafamı kaldırdım sınıfta Minju ve çetesi vardı.

"Ah hoş geldin Buse hediyemi beğendin mi?"diye sordu.

Islak bir şekilde yanına gittim ve "sen benden ne istiyorsun"diye bağırdım. Gerçekten bunu neden yaptığını benden ne istediğini merak ediyordum.

"Ah sana söylemiştim Busecim benim çok Türk arkadaşım oldu ama hiç biri bana dayanamadı"dedi.

Cevap vermeden sınıftan çıktım gözlerim dolmuştu ağlamak üzereydim.

Okuldan çıktım ve yolda ıslak bir şekilde yürümeye başladım insanlar bana garip bakıyorlardı ama şu an hiç birini önemsemiyordum. Yürümekte zorlanıyordum ayağımla hala ilgilenmemiştim bu yüzden fazlasıyla acıyordu.

Artık dayanamayıp sokağın bir köşesine oturdum. Kafamı ellerimin arasına aldım ıslak elbiselerimden su damlaları akıyordu.

Yanıma birinin oturduğunu hissettim kafamı çevirip baktığımda bu Suga'ydı nasıl yani Suga benim yanımdaydı aslında şaşırmamalıydım sonuçta onlarla aynı gurptaysım ben.

"merhaba Buse"dedi soğuk bir sesle. Ondan biraz korkuyordum ama o benim biasımdı. Hala ağlıyordum ama ona güçlü görünebilmek için bende.

"Merhaba"dedim.

"Neyin var iyimisin?"

"Hič bir şeyim yok iyiyim"dedim ve gülümsemeye çalıştım aslında iyi değildim dolmuştum.

"Zorla gülmeye çalışma"dedi.

"Anlamadım"

"Zorla gülmeye çalışma diyorum"

"Zorla gülmüyorum"ona çaktırmamaya çalışıyordum ama anlamıştı bile.

"Buse ikimizde iyi olmadığını biliyoruz noldu?"dedi.

"Gerçekten iyiyim ben"

Bileğimdeki morluğu farketti "dövdülermi seni?"dedi.

"Hayır"

"Noldu o zaman?"

"konuşmasam olmazmı?"

"Ben senin abinin sende benim kardeşim bunu öğrenmeye hakkım var"

Suga'nın gözlerinin içine baktım ve konuşmaya başladım

"Artık dayanamıyorum hep başkalarını düşünmekten hemen inanmaktan ben artık çok yoruldum ben artık kendim için değil de başkaları için karar alıyorum ve gerçekten bundan çok yoruldum"dedim ve tekrar ağlamaya devam ettim.

Suga beni dinliyordu.

"Ah Buse bana küçüklüğümü hatırlatıyorum"dedi.

Hiç bir cevap vermedim. Suga tekrar konuşmaya başladı.

"Bence artık kendini önemsemeyi öğren ben senin yaşlarında ögrenmeliydim"dedi.

Hala onu dinliyordum.

"Küçükken sokakta kartonları üzerinde uyuduğumu hatırlıyoru neden biliyormusun?"

"Neden?"

"Babam evde rahat etsin diye o zaman hep başkalarını düşünürdüm ama artık öğrendim kendimi düşünmeyi"dedi.

"Peki ya şimdi"

"Şimdi artık üyelri yani kardeşlerimi önemsiyorum onlardan başkalarını düşünmüyorum bence sende öyle yap en sevdiğin insanı ya da sadece kendini önemse bence açık ve güzel konuştum umarım demek istediğimi anlamışsındır"dedi.

"Evet"dedim. Gerçekten güzel konuşmuştu anlamıştım dediklerini. Suga ayağa kalktı. Bende ayağa kalktı elbiselerim hala ıslaktı.

"Sen nereden geliyorsun"dedim.

"Ee benimde kendime göre işlerim var sulu göz"dedi.

"Ne sulu göz mü?"

"Senin bir daha ağladığını görürsem sana salya sümük derim tamammı?"

"Ne gerçekten dermisin?"

"Tabi ki derim hem de her ortamda. Ağlama bundan sonra tamammı?"

O gerçekten bir abiydi benim abim di ona olan saygım ve sevgim iki katına çıkmıştı. Ona sarıldım.

"Tamam tamam ben çok yapış yapış sevmem yeter bu kadar duygusallık hadi evine git şu ıslak elbiselerden kurtul nedenini bilmiyorum ama neyse"dedi ve gitti.

Bende evime gittim üzerimi değiştirdim ve televizyonun karşısına geçtim. Telefonum çaldı arayan Jimin di dün kü konuşmamızda sonra nasıl arayabiliyordu gerçekten şaşırdım.

"Alo"dedim.

"Alo Buse sana ihtiyacım var"dedi. Ne yani dün beni yarı yolda bıraltıktan sonra tekrar beni mi arıyor.

"Noldu Jimin?"

"Buse lütfen buraya gelmelisin"

"Neden dün ben seni aradığımda gelmemiştin"

"Bak Buse biliyorum sana yardım etmedim ama özür dilerim şu anda sana ihtiyacım var" özrünü hemen kabul ettim nede olsa her gün Park Jimin'den özür duymuyordum nadir bir olaydı.

"Noldu Jimin iyimisin?

"Değilim Buse"sesi kesik gelmeye başladı.

"Nerede olduğunu söyle hemen geliyorum"

"Senin geçen yalnız dolaşmaya gittiğin ormandayım"dedi ve telefon kapandı. Ne orada ne işi vardı ki.

Hemen üzerime bir şey alıp dışarı çıktım ayağım acıyordu bu yüzden çok koşamıyordum. Bir taksi durdurdum ve bindim.

GRUBUN YENİ ÜYESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin