BALKON SAHNESİ

121 5 0
                                    

"Romeo olarak Jimin Juliet de Buseee"

Herkes ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.

Şaşkın gözlerle Jimin'e baktım. O da bana bakıyordu ama şaşkın değil sinirli gibi sanki "neden ben bununla seçildim"der gibi bakıyordu. Haklı da sevgilisiyle seçilmek ister tabi.

Önüme döndüm tekrar.

Adam konuşmaya başladı "evet Romeo ve Juliet, sizden son bir şey daha istiyeceğiz. Bize Romeo ve Julyet'in balkon sahnesini yapmanızı istiyoruz."dedi.

Bu sefer Jimin bana bakmaya başladı.

Ne ne Romeo ve Juliet sahnesi ya? Hemde Jimin ile.

Adam "evet yerlerinizi alın sizi bekliyoruz"dedi.

Adamın gösterdiği yerlere geçtik. "Başlayabilirsiniz"dedi.

Jimin derin bir nefes aldı.

Jimin (Romeo):
"Yarayla Alya eder, yaralanmamış olan.
Bak nasıl da sararıp soluvermiş Tanırça kederden.
Sen ondan çok daha güzelsin diye.
Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan,
Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan;
Biz dönünceye dek siz parıldayın diye.
Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
Andırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı,
Gün ışığının kandili uyandırdığı gibi tıpkı.
Öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte,
Gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı.
Bak, nasıl da dayamış yanağını eline!
Ah, eline giydiği eldiven olaydım da
Dokunaydım yanağına..."

Ben (Juliet):
"Aaah" Romeo ve Juliet'i gerçekten çok seviyorum. Bu replikleri canlandırmak güzel. Ama biz kral ve kraliçe seçiyoruz neden Romeo ve Juliet'i canlandırıyorum ki??

Jimin (Romeo):
"Ey parlak melek, konuş yine!
Sen göz kamaştıran bir parlaklık veriyorsun geceye;
Cennetin kanatlı ulağısın başımın üstünde,
Tıpkı ölümlülerin hayretle açılan o havanın kucağında,
Onu seyreden insanlar gibi hayranlıkla,
Öylece bakıyorum ben sana.

Ben (Juliet):
Ah, Romeo, Romeo!

"Daha canlı istiyoruz Busecim"dedi adam.

Derin bir nefes aldım ve kendim vererek tekrar konuşmaya başladım.

Ben (Juliet):
Ah, Romeo, Romeo!
Neden Romeo'sun sen?

Jimin (Romeo) Kendi Kendine:
Daha dinleyeyim mi, yoksa açılayım mı ona?

Ben (Juliet):
Benim düşmanım olan adındır yalmızca
Sen sensin, Montague olmasan da.
Hem montague nedir ki?
Ne eli bir erkeğin,
Ne ayağı ne kolu, ne yüzü ne de başka bir parçası.
N'olur başka bir ad bul kendine.
Adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile
Kokmaz mı aynı güzellikte?
Romeo'nun da adı Romeo olmasaydı,
Kusursuzluğundan hiç bir şey kaybolmazdı.
Romeo, bırak, at bu adı! Senin parçan olmayan
Bu ada karşılık at bütün varlığımı.

Jimin ban yaklaştı,

Jimin (Romeo):
Alıyorum öyleyse sözünü dinleyerek.
"Sevgilim"de ki, vaftiz olayım yeniden;
Romeo değilim bundan böyle ben.

"Sevgilim"de ki, vaftiz olayım yeniden;Romeo değilim bundan böyle ben

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkes ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı,

Hala şaşkınlıkla etrafına bakıyordum. Minju ile Woojin'e baktım. İkisinin gözünden de ateş çıkıyordu sanki.

Benim Juliet seçilmem Minju'yu kızdırmıştı. Ama Woojin'e noluyo, o benim hiç bir şeyim sadece arkadaşım ve Jimin ile Minju'nun yanında 'sahte sevgilim'.

GRUBUN YENİ ÜYESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin