Biz soylular doğar doğmaz omuzlarımızda büyük yüklerle ve sorumluluklarla doğarız.
Doğduğun günden eğerki kadınsan evleninceye, erkeksen tahta çıkıncaya kadar annenin ve babanın hatta halkın sana dayattığı kalıplarda yaşamak zorundasındır.
Her gün başka bir katı kural öğrenirsin, her gün saatlerce ders alırsın ki ailene ve halkına layık bir soylu olasın.
Belimi sıkan korseler, başıma takılan ağır taçlar, "Nazik ol Liliya!" "Cevap verme Liliya!" "İtaat et Liliya!" "Bunu ye Liliya!" "Bu saatte uyu Liliya!" Ve en can sıkıcısı, "Evlen Liliya!" neden? "Emrediyorum Liliya!"
Alıştım hepsine, ama yıllarca hayatımda yanımda uyuyacak, hayatını benle paylaşacak adama nasıl alışırdım?
Parmağımdaki pırlanta ile oynarken düşüncelerimden sıyrılıp dadıya döndüm.
"Dadı biraz çarşıya çıkmak istiyorum, yardımcı olur musun?"
"Tabiiki prensesim Kraliçemizin haberi var mı?"
"Ona sen iletirsen memnun olurum. Tebdil kıyafetle çıkacağımı da söylersin"
Dadı beni onayladığında kafama yüzümü tülle örtecek şapkamı taktım. üzerimede dışarıda prenses olduğum anlaşılmayacak kıyafetler giydim.
(temsili, bunun sarı saçlısını ve tülün beyazını düşünün)
Dadı odaya girip "Çıkabiliriz efendim" dediğinde bende odadan çıktım.
~•~•~
"Bunlar ipek mi? beyim" deyip elimdeki yeşilimsi kumaşa baktım. "Tabii ipek biz bunlardan saraya yolluyoruz" dediğinde gülmeye başladım. Bari yalan söyleme adam.
Kumaş çok güzeldi evet ama ipek değildi eminim. "Tamam bi top ver bana" dedim ve uşaklar parayı öderken bende mücevher satan bir yere geçtim.
Elime aldığım broşu incelerken birinin "Hanımefendi bu sizin için çok küçük değil mi hm?" Demesiyle arkama döndüm.
Victor'un benim gibi tebdil kıyafetle sanki tüccar gibi gözükmesine güldüm. "Bir yerden çıkmasan olmayacak değil mi?"
"Yüzündeki tülden bir şey göremeyen bir kadın görünce dedim ey ahali bu benim nişanlım olabilir mi acaba?" deyip çenemi eliyle tuttuğunda kalp atışlarım fazlaca artıyordu.
"Her neyse" deyip elimdeki broşu satıcıya verdim ve almadan çıktım.
Başka bir ipekçinin önünde durduğumda elimle kumaşı yokladım ve bu sefer kaliteli bir ipek gibi gözüken kumaşların renklerini seçtim.
Yanıma yeniden Victor'un geldiğini gördüğümde döndüm bıkmışçasına ona doğru.
Cebinden az önce beğendiğim broşu çıkarıp şalıma tutturdu ve kulağıma eğildi.
"Sizin için küçük bir hediye ama prensesim"
Şöyle şeyler yapmayı bırak Victor, bana deli gibi aşıkmışsın gibi gözüküyor.
İçimden söylediğim cümleyi yüzüne söylemeyi çok isterdim ama "Teşekkür ederim prensim" diye fısıldayıp kıkırdamakla yetindim.
"Babanız beni yemeğe davet etti bugün" dediğinde kaşımı çattım "Bakıyorumda babamla aran çok iyi"
Önüne düşen dalgalı perçemlerini arkaya itip ukalaca güldü ve "Sen hariç herkes değerimi biliyor güzelim" dedi.
Aşıksın Victor.
~•~•~
Aşağıdaki yıldıza dokunmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liliya | Tarihi Kurgu
Historical Fiction"Beni sevmeye çalışın Prensesim, çünkü ben şu bir ayda bağımlısı oldum gözlerinin ve aşk bir iki kat ötesidir sevginin" Madeline krallığının güzide prensesi, Kralın, ve Kraliçenin tek kızı güzeller güzeli Liliya, Cordelia krallığının prensi Victor i...