Arkadaşlar derslere çalıştığım için geç geliyor bölümler.
.................
Tek yapabileceğim ondan daha uzağa gitmekti çünkü elimde bir gücüm yoktu yada güvenebileceğim bir kişi sadece tektim yalnız.
Onun beni elde etmesine izin vermeyecektim. Çünkü gün geçtikçe beni daha da şaşırtıyordu. Kesinlikle elinde öyle bir güç vardı ki sanırım yer altı denilen dünyanın sahibi olabilirdi .
Gerçek dünyada yaşıyoruz yer altında dönen uyuşturucu , silah , çocuk,erkek, kadın fark etmeksizin satışları , bircok cinayet , adam öldürme, kaçakçılık ve tabiki de para işlerinin döndüğü bir yerden gelen adamı kim sever?
Tabi psikolojiniz bozuk değilse yada fetişiniz yoksa böyle adamlardan kaçın.
Bir gün olmuştu henüz onu ve adamlarını yakınımda ve çevremde görmemiştim çünkü dikkat çekmemek için elimden geleni yapıyordum. Biraz onun düşüncesi gibi düşünüyordum yapacağım adımı iki kez düşünüp ondan sonra yapıyordum.
Bu şehirden gitmek için çok pahalı olmayan bir araba almıştım. Sanırım bana ulaşması zordu çünkü ne telefonum nede beni takip edebileceği elektronik cihaz vardı kartım daki bütün parayı çoktan çekmiştim ve o büyük ihtimalle kart hesaplarımı kontrol ettiği için en sonunda kartı bile kırmıştım.
Sadece kimliğim kalmıştı. Onu bile kontrol ettiriyordur ruh hastası. Belki de kendimi öldürmeliydim ondan kurtulmak için. Bu son ihtimalim bile olmazdı.
Ya da kendimi ölü gösterecektim. Evet bu fikir nasıl aklına geldi diye sormayın sadece fazla film izliyordum. Taktığım güneş gözlüğü ile etrafıma bakıp arabaya bindim. Şuanlık yapacağım tek şey bu güzel arabaya binip uzun bir yolculuk yapmak olacaktı.
Neden polise gitmedim diye sormayın adam profesyonel bir seri katil sizce bir Türk polisi buna iş atabilir mi ? Anca FBI falan lazım yakalanması için. ( Burada türk polislerine asla laf söylenmemiştir mantıken düşünün)
Arabaya binip çantalarımı yan koltuğa koydum motoru çalıştırdığım da kemerimi takmadan belimdeki iki taneden bir tane silahı torpidoya koyup cantada ki mermi dolu kutuyuda icine gayet dikkatli bir şekilde koyduktan sonra kapattım.Evet silahlanmıştım. Çantalarımda ise para vardı ve birkac tane bıçak.
Yolları bilmiyordum bu yüzden herhangi elektronik bir şey almadan sadece harita almıştım . Katlanabilir harita.
Yavaş yavaş anayola çıkıp şehrin çıkışına doğru sürdüm. Arada bir petrollerde benzin doldurmak için duruyordum. Ama uykum gelene kadar bu arabayı sürecektim.
Şehirden çıktığımda hava kararmıştı ve iki de bir gözüm arkaya takılıyordu beni takip eden var mı diye. Şimdilik şüpheli bir şey sezmemiştim ondan kaçmayı başarmıştım belki de.
İlerde çevirme olduğunu görünce vücudum gerilsede silahların hepsi ruhsatlıydı. Polis eliyle sağa geç yaparken arabayı yavaşlatıp durdum. Camdan adama baktığımda o elindeki tablete bakıyordu.
" Ruhsat " diyerek gözlerime baktığında hemen çıkarıp verdim fotoğrafını çekip bir kaç işlem yaptı. Elindeki el feneri ile arabanın içine bakıp sonra yüzüme baktı.
" Nereye böyle ?"
" Tatile gidiyorum " diyerek bir yalan uydurduğumda kaşlarını çatıp yüzüme baktı. Telefonuna bir mesaj geldiğinde tableti tek elle tutul telefona bakmaya çalışıyordu. Okuduğu herneyse yüzü şekilden şekile girmişti. Arabayı çalıştırıp memura döndüm.
"İyi misiniz memur bey" yüzüme korkan gözlerle baktığında yutkundum. Yakalamıştı beni. " İzin ver gideyim " dedim gözlerine bakarak. " Yapamam " diyerek kafasını sallayıp. Tam arkadaşlarını çağıracak iken torpidodaki silahı çıkardım.
" Bunu yaptığım için özür dilerim sadece onun kulağına gitmesi gereken bir kaç cümlem var " sessizce konuşup silahı havaya sıktım.
" Çekilmezsen kendime zarar veririm ve inan sana daha çok zarar verir!" Bağırdığımda diğer kişilerde duymuştu. Bir kez daha sıktığımda adam geri çekilmişti. Hızlıca gaza basıp oradan uzaklaştığımda umarım az da olsa o adamın hayatını kurtarmıştım.
Gözüm iki de bir aynaya değerken köşedeki haritaya bakıp ara yollardan nasıl giderim diye düşünüyordum. Biraz zorlansamda sonunda yolu bulup hızlıca sürmeye devam ettim. Aynalardan etrafımı kontrol ettiğimde kimse yoktu .
Onun beni yakalamasina izin vermeyecektim. Uzun bir süre daha arabayı sürüp ana yoldan uzak olan bir tenha yola saparak sürmeye devam ettim. Yol baya bir engebeli ve taşlı olduğu için ses çıkarmadan yavaşça sürüyordum. Bir kaç yoldan saptigimda etrafta bir kaç ev görmüştüm. O evlerden uzaklaştığımda karşıma çıkan dağ evi ile yüzüm gülmüştü. Yaz ayında olmamız bana bir avantajdı.
Arabayı görünmeyecek şekilde park edip indim. Çantanın tekini ve silahı alırken. Eve doğru adımladım şuan pek bir şey görmüyordum ama herhangi biri içeride yok gibiydi. Ağaçlık yerden gelen çalı kırılma sesleri ile korksamda içeriye girmenin bir yerini arıyordum. Arkaya giden bir yolu takip ederek bir kapı ve tamamen cam kaplı duvarı görmem ile rahatlamıştım çünkü içeri net şekilde gözüküyordu.
Çantadan çıkardığım bıçağı kapının kilidi ile birazcık uğraşıp açtığımda direkt içeri girmiştim. Kapıyı sessiz olmaya özen gösterip kapatıp anahtarı ile tekrar kitledim. Şimdi içeriyi gezme vaktiydi. İki katlı olan bu ev gayet geniş ve bildiğimiz dağ evleri gibiydi ve biraz modern. Odaları tek tek gezip kimsenin olmayışına göz gezdirirken.
Vücudumu saran titreme ile olduğum yerde kaldım. Dışardan adım sesleri geliyordu. Nefesimi düzene sokarken elime aldığım silah ile dışarı baktım. Kimse gözükmüyordu bu karanlıkta. Aklıma tamamen cam kaplı olan duvar gibi yer gelince merdivenlerin gerisinden yavaşça orayı seyretmeye başladım. Nefesimi tutarken gördüğüm silüet ile olduğum yere çivilendim.
Oydu ve camdan içeriye bakıyordu. Beni arıyordu. Gözleri yukarı kata çıktı beni göremezdi çünkü tamamen karanlıklar içerisindeydim. Yüzünde oluşan korkutucu gülümseme ile sanki beni görürmüşcesine sırıttı. Eliyle arkaya doğru bir şey yaparken adım sesleri uzaklaşıyordu.
Bir kez daha evin içine bakıp gözleri gözlerimde durduğunda. Yerinde durup bir şey yapmadan gitmişti. Bu görüntü asla hafızamdan silinmeyecekti. Evden uzaklaştığında olduğum yerde ağlamaya başladım. Korkuyordum. Hiç olmadığım kadar. Bana takıntılı bir ruh hastasına asla teslim olmak istemiyordum.
........
Selam bölümü nasıl buldunuz
