Yorumlarınızı bekliyorum 🤍
Kolunu Gülistan'ın koluna sarıp birkaç adım daha ilerledi. Gözleri pazar tezgahlarının üzerindeki kıyafetlerde, illerde asılı olan elbiselerde geziyordu.
Dükkanlarda belki daha güzel elbiseler vardı ama Dilruba'nın onlara verecek kadar parası yoktu. Amcasıyla yengesine de fazla yük olmak istemiyordu.
Zaten görücüler için oldukça masraf yapılmıştı. Eve her zaman alınmayan ikramlıklar alınmış, önlerine koymak için üç beş kuruyemiş de alınmıştı.
Kolunun yandan yandan dürtüklenmesiyle gözlerini mavi elbiseden çekip Gülistan'a çevirdi.
"He?""Şimdi yarın anasıgil seni görmeye gelecek ya, oğlan da mı gelecek ki?"
Omzunu silkti Dilruba, gözlerini ondan çekip yoluna devan etti. "Bilmiyorum ki. Gelir belki."
"Gelirse ne yapacaksın?"
"Tövbe tövbe, ne yapayım konuşurum herhalde."
Koca bir of çekti Gülistan. Gözlerini devirdi bıkkınlıkla. "Kızım onu mu diyorum. Ya oğlan senin Yiğit çıkmazsa."
Eğilip tahta tezgahın üzerinden bir penye aldı eline. Oraya buraya çevirip sağına soluna baktı. Boncukları hoşuna gitmeyince geri bıraktı yerine. "Çıkmazsa he demem bende. Emmim ben istemeden kimseyle evermez beni."
"Orası öyle tabi." Yönünü Dilruba'ya döndü.
"O vakit baktın seninki değil, hemen bana işaret et. Ben seni çıkarırım oradan."Kıkırdadı Dilruba, dudakları kapalı yemenisinin ardından görünmedi ama mavi gözleri kısıldı.
Onu uzaktaki direğin ardından izleyen koca adamın da gözleri kısıldı. Dudaklarında bir tebessüm belirdi aniden.
Ellerini cebine yerleştirdi, omzunu tezgahın tahta direğine yasladı. Dudaklarını dişledi ona bakarken, öyle çok gülesi geliyordu ki kendine hakim olamıyordu.
Birileri görse, onu tanımamış olsa deli derlerdi herhalde. Yahut şu halde koca Yiğit meftun olmuş derlerdi.
Her işi haline yoluna koyan, gerek görmedikçe konuşmayan, pek kimseyle muhatap olmayan o adam divane olmuş derlerdi.
Desinlerdi...
Yeter ki Dilruba öyle gülsün de Yiğit'in adı divaneye çıksındı. Pek mühim değildi onun için.
"Ağabey!" Onzuna hafif bir yumruk yedi.
"Ağabey! Daldın gittin, ne gülüyorsun öyle?"Mavi deryadan aniden çıkıp kendine geldiği an toparlandı, Yusuf'un kolunu ittirip doğruldu yerinde.
"Ne lan?!""Ağabey daldın gittin yengeye. Gelen geçen sana bakıyor."
"Baksın." dedi omzunu silkerek. Başını çevirip şöyle bir göz gezdirdi etrafa. Ona dönük olan yüzler birer birer kayboldu bununla birlikte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZILCA
Historical FictionHafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı. Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözler...