8|Rızan var mı?

4.8K 438 109
                                    

Satır arası yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Keyifli okumalar•°

 Keyifli okumalar•°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Dilruba..." diye mırıldandı usulca. "Yemek yapmayı öğrendin mi? Ben para kazanmayı öğrendim."

Öylece durdu ikisi de birkaç saniye. Yiğit yalnızca Dilruba'nın tepkilerini izlerken onun tekleyen nefesini hissetti.

Minik elleri dizleri üzerinden elbisesini avuçladı. Mavi gözleri buluştu aniden Yiğit'in gözleriyle. Bakışları titredi, karşısında o küçük oğlan çocuğunu aradı.

Dudaklarında bir tebessüm vardı bu adamın. Sanki yıllardır tanıdığı bir tebessüm vardı. Bakışlarında vardı bir tanıdıklık, konuşmasında gülüşünde vardı bir yakınlık.
Yiğit miydi bu? Dilruba'nın Yiğit'i miydi? Ondan mıydı gördüğünden beri aklının bir köşesine ilmek ilmek ağ işlemesi?

Yerinde dikleşti, dudakları açılıp açılıp kapandı. Ne diyeceğini bilemedi başta. Karşısındaki adam küçük bir çocuğun ilk kelamını bekler gibi hevesle bekliyordu.

"Yiğit..?" Sesi titredi, mavi gözleri defalarca kez açılıp kapandı. "Sen benim Yiğit misin?"

Kalbi pır pır, gönlünde yılların hevesi o küçük kız olup çocukluğuna döndü sanki.
Yiğit geçmişiydi onun, o nazlı asi kızdan kalan tek hatıraydı.

Onun gülüşünün büyüdüğünü gördü. Aklı yavaş yavaş başına gelirken utandı biraz. Benim falan demeye gerek yoktu sanki. Ama aklındaki neyse diline de vuruvermişti birden.

Başını salladı Yiğit. "Benim... Senin Yiğit."

Gözleri dolar gibi oldu Dilruba'nın. Dizlerinin üzerindeki ellerini ovaladı. Bakışlarını Yiğit'ten çekip küçük odada gezdirdi birkaç saniye.

Dili tutulmuştu sanki. Onca yıl karşısına çıksa ne diyeceğini düşünüp durmuştu amma şimdi lâl olmuştu.

Geçen onca yılın ardından belki de konuşulacak en son şeyi konuştuklarının bilincinde olarak araladı dudaklarını. Ne diyeceğini bilmiyordu ama o da ayak uyduruyordu Yiğit'e.

"Ben de yemek yapmayı öğrendim." diye mırıldandı utangaç bir bakışla. Yiğit'in güldüğünü gördü. Daha da utandırdı bu onu.
Bakışları karşıdaki yüklüğe değince aklına düştü bunca yıl sakladıkları. Ayağa kalkıp bir çırpıda oraya vardı. Üstteki beyaz kenarları işlemeli örtüyü kaldırıp yorganların altından pembe bohcayı çıkarttı.
Yiğit'in meraklı bakışları eşliğinde gelip yerine oturdu geri. Ortalarına koydu, köşeleri özenle işlenmiş saten kumaştan olan bohcanın uçlarını açtı usul usul.
Yiğit'in ona verdiği tüm işlemeli örtüler özenle katlanmış bir şekilde duruyordu bohcanın içinde. Yalnızca özel bir günde, Yiğit'in onu görme ihtimalinin olduğu zamanlarda takıyordu onu.

KIZILCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin