Hafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı.
Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözler...
Bölümlere çok az yorum geliyor. Ve inanın bana tek motivasyon kaynağım bu. O yüzden sizden biraz daha yorum rica ediyorum. Keyifli okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Son çiviyi de çakıp şöyle bir kontrol etti divanın ayağını. Sağlamlaştığını görünce düzeltti, yerine koydu.
"Gazel!"
Birkaç saniye sonra Gazel göründü. Kapıdan başını uzattı yalnızca.
"Başka yapılacak bir şey var mı? Kırık dökük..."
"Yok." Kapının önündeki tülü açtı iyice. Eve sinek böcek girmesin diye takıyorlardı bunu da. "Kahvaltı hazır."
Başını salladı Harun. Ellerini çırptı, kaldırdı ıvır zıvırı ortadan. Sabah uyanınca çıkıp dolaşmıştı biraz. Gazel'in uyanmasına yakın da geri gelmişti eve. Bugünlük pek bir işi yoktu. O da evde tamir edilmesi gereken şeyleri halletmişti kahvaltıdan önce.
İşini bitirince içeri girdi. Önce elini yüzünü yıkayıp sonra salona geçti.
Henüz kaldırmadıkları sobanın önüne yer sofrası sermişti Gazel. Menemen yapmış yanına da birkaç kahvaltılık koymuştu.
Besmele çekip oturdu Harun. Tepsideki tek bardağı görünce hâlâ divanda oturmakta olan Gazel'e döndü bakışları.
"Sen yemeyecek misin?"
"Yok." Patikli ayağını altına alarak geriye doğru çekildi divanda. "Canım istemiyor."
Kaşları çatıldı Harun'un ona bakarken. Şöyle bir süzdü baştan aşağı. Yanaklarındaki kızarıklık o an daha da dikkatini çekti.
Sofrayı üzerinden atıp ayağa kalktı. Gazel'e yaklaştı, alnına koydu elini. Yanağına, boynuna doğru indirdi parmaklarını.
"Gazel senin ateşin var." Önünde eğilip gözlerine baktı. Bakışlarındaki yorgunluğu gördü, elini tutunca buz gibi olduğunu fark etti.
Kısa saçlarını geriye doğru attı. Elini yüzünü sildi parmak uçlarıyla. Divanın üzerindeki yastığı çekti biraz yakına.
"Ben Mustafa'dan arabayı alıp geliyorum. Hastaneye gideceğiz."
Gazel'in itiraz etmesine izin vermeden yatak odasına geçti. Tokasını, yemenisini bir de yeleğini aldı yanına.
Önce yeleğini giydirdi üzerine. Sonra saçlarını topladı önden arkaya doğru. "Nasıl takacağım bunu Gazel?"
Onun elinden tokayı alıp zor güç oflayarak bağladı Gazel. Eli ayağı titriyordu sanki, bir yandan üşüyordu ama nefes aldıkça da içten içten sıcak olduğunu hissediyordu. Başörtüsünü de gelişigüzel başına atıp Harun'un bıraktığı yastığa doğru uzandı.
