1. BÖLÜM-YARIŞ

239 83 113
                                    

Bölüm şarkısı: G-Eazy&Halsey- Him&I

Keyifli okumalar dilerim...

Lidya Erçin.
Güzel ve beğendiğim bir ismim var ama bana ne kadar uygundur bilmem. Anlamı cennet bahçesi fakat cennet de bahçede benden uzak kavramlar. 20 yaşında hukuk 2. sınıf öğrencisiyim, hedefim iyi ve başarılı bir savcı olmak. Savcı olmak istememin sebebini bende bilmiyorum. Küçüklüğümden beri "büyüyünce ne olmak istiyorsun?" Sorusuna her zaman savcı diye yanıt vermişimdir. Ve bu soruyu her cevapladığımda bu istek harlanarak beni hırslandırdı. Sonuç olarak sınavda ilk denememle derece yapmış ve istediğime ulaşmıştım. Hukuk okumak güzel ve zahmetliydi (ki zaten istediğim buydu) fakat bundan daha güzel bir şey daha vardı. Motorlar.

Motor sürmek hayatımda kendimi bulduğum ve adadığım bir zevkimdi. Çıkabildiğim en yüksek hızlara çıkmak, günlük yaşamımızda unuttuğumuz veyahutta hatırlamak istemediğimiz ölümü iliklerime kadar hissederken bir o kadar da nefes aldığımı ve yaşadığımı hissediyordum. Ufak tefek kazalar yaşamıyor değildim tabii ama bunlar asla bu zevkten vazgeçmem için yeterli sebepler değildi.

Şuanda da çıkabildiğim en yüksek hızda geç kaldığım dersime yetişmeye çalışıyordum. Elisa defalarca aramıştı ama telefonu sessizde kullandığımdan fark etmemiş ve mutlu rüyalarımda buluttan buluta atlamaya devam etmiştim. Elisa en çok bu huyum yüzünden beni azarlardı. Ama onu çok seviyordum. Hatta bu hayatta tek sevdiğim insan bile olabilirdi.

Düşüncelere dalmışken yanımda bir motor daha belirdi. Sanırım benimle yarışmak istiyordu. İşime gelirdi. Sanki mümkünmüş gibi gaza daha da asıldım. Ben hızlandıkça o da hızlandı. Bir süre buna devam ettik fakat en sonunda bana yetişememiş olacak ki ortalıktan kaybolmuştu. Kaskımın altından galibiyet sevinci ile güzel bir kahkaha attım. Sonunda kampüse ulaşmıştım ve motorumu park etmiştim. Kaskımı çıkartırken karşımda gördüğüm kişiyle kaşlarımı çattım. Bu o'ydu, benimle yarışan ve yendiğim daha doğrusu yendiğimi sandığım çocuktu. Ama nasıl olabilirdi ki benden önce buraya nasıl varmıştı? Çocuğa koyu yeşil gözlerimden alev atarcasına bakmaya başladım. Başta ne olduğunu anlamasada önümde duran motora bakınca anladı ve suratına sinsi bir ifade yerleştirdi. Yaptığı bu şey içimdeki siniri daha da harladı. Kaskımı çıkartıp küt siyah saçlarımı özgürlüklerine kavuşturdum ve seyrek olan kahküllerimi düzelttim. Çocuğa hâlâ gözlerimden alev atarcasına bakıyordum fakat o bir yüzsüz edası ile benimkilerin aksine oldukça açık yeşil olan gözlerle bana bakmaya devam ediyordu. Bu sürede onu incelemeye başladım. Hafif uzun ve dalgalı saçlara sahipti. Uzun boylu ve oldukça yapılı duruyordu. Bakışlarımı tekrar suratına çıkardığımda ise hâlâ yüzsüz gibi bana bakıp sırıtıyordu. Sinirle kaskımı motorumun üzerine bıraktım ve çocuğa bir bakış atarak hızlı adımlarla içeriye girdim.

Derse girdiğimde hoca geç gelmemle ilgi bir şeyler söylemiş ve ardından bir sürü nasihat verip durmuştu. Adımlarımı doğrudan Elisa'ya yönlendirdim ve yanına oturdum. Bana çatık kaşlarla bakıyordu.

"Sen neredesin? Sabahtan beri seni arıyorum ama bir türlü açmıyorsun şu telefonu! Dersten çıkıp yanına gelecektim. Yine o demir yığını ile aşırı derece hız yapıp aniden kaza yapmış olabileceğini bile düşündüm ve çevre hastanelerden iki-üç tanesini aradım ama yine cevap alamadım! Kızım sen beni öldürmek mi istiyorsun?"

HIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin