Herkese merhabalar öncelikle okunma sayısına göre oy sayımız biraz düşük... O yüzden haftalık yayınlamak yerine ya 1.5 haftada bir yayınlayacağım ya da bölüm oy sınırı geçince çünkü emeklerimin karşılığını görmek isterim :( Şimdiden düzenli oylayan herkesten özür dilerim... Oy sınırı şimdilik 25-30 arası olacak.
İyi okumalar ❤️
Canavarlar Tanrı tarafından yaratılır mıydı yoksa insanlar tarafından doğar mıydı?
İşte tüm bu zaman düşündüğüm şey bu olmuştu. Ivan gittiğinden beri dünkü yaşadıklarımı tekrardan süzgeçten geçirmiştim. Babam gibi bir canavarı Tanrı mı yaratmıştı? Eğer o yarattıysa nerede yarattığı her şeydeki mükemmelik? Eğer o yaratmadı insanlar doğurduysa, o zaman neler yaşadı neler gördü ki bu kadar kötü biri oldu?
Her şeye rağmen babamın, kendi başına bu hale gelmiş olabileceğini de düşünmeden duramıyordum. Belki de kişiliği buydu, madem kişiliği buydu o zaman annem neden onunla evlendi neden beni doğurdu beni bu dünyaya getirdi? Ve en önemlisi, doğduğu ya da yaratıldığı bir kenara onun bu kadar kötü biri olduğunu bile bile beni nasıl arkasında bırakarak kaçtı gitti?
Kızının neler yaşayacağını tahmin etmesi bu kadar zor değildi. Bana bunu nasıl yaptı? Nasıl bir canavarın eline, gençliğini henüz yaşayamamış neşeli bir ergeni bırakıp, mutsuz ve sürekli ölümü düşünen bir yetişkine dönüşmemi izledi?
Kafam o kadar karışıktı ki... Evet ailem vardı, ama bir ailem yoktu.
Ve ben tüm bu süreçte, yaşadığım her şeye birini sorumlu tutarak başıma gelen kötü olaylardan kaçamayacağımı öğrendim. Ve anlamıştım ki, ben çok güçlü bir kızdım çünkü zayıf bir kadın tarafından yetiştirildim. Annemin aşk konusundaki zayıflığı benim için tamamen bir tabu haline gelmişti. Ben onun gibi olmayacaktım, birini sevdiğim için o kişi kötü biri olsa dünyaya çocuklar getirip sonra onları terk etmeyecektim. Ben kötü veya zorba biriyle olmayacaktım.
Tüm bunlara rağmen, yine de Ivan'a şans da vermek istiyordum çünkü en azından benimle bir sohbete başladığından beri kimseye zorbalık etmemişti. Belki de değişebilirdi? İşte benim zayıflığım da buydu; umut etmek.
Sanki Ivan'dan hoşlanmaya başladığım dünden itibaren, dünyanın satürasyonu artmıştı ve her yer daha canlı daha doygun geliyordu renk olarak gözüme. Ve sanki içimdeki ölen hislerim ve duygularım canlanmıştı, artık kendimi kendime daha çok açıklar hale gelmiştim. Duygularımı ifade ediş biçimim bile değişmişti.
Soğuk esen rüzgarla beraber beynimin içindeki dünyadan ayrılıp gerçek hayata bir iniş yaptım. İşaret parmağım dudaklarıma doğru gittiğinde yüz kaslarımın ağrıdığını hissettim. Ah olamaz, beni öptüğü için hala sırıtıyordum...
O an heyecandan ve nedenini bilemediğim korkudan doğru düzgün düşünemedim bile, rahatsız da olmadım gerçi ama o da beni izinsiz öptü. Kızdığımı bile bile yaptı bunu. Özür diledi evet ama başta yapmamalıydı. O da Colin kadar saygısız bence. Heyecandan olayları düzgün süzgeçten geçiremedim bile bana resmen çıkma teklifi etti bir de üstelik. Madem çıkma teklifi edeceksin o zaman kızdığım şeyleri yapma.
Ahhh kafam gerçekten karışıktı, ondan hoşlanıyordum ve yaptığı kötü işler için kendime bahaneler sunuyordum.
Pekala, daha fazla kendimi zorlamayacaktım çünkü bir şey benim için yaratılmışsa o şey mutlaka beni yeniden bulurdu. Bu yüzden daha fazla Ivan'ın teklifini düşünmeyecektim.
Peki ya bileğimde başkasının adı belirirse ve ben o an Ivan'la çıkarsam? Doğum günüme daha çok vardı, 4 mayısa kadar her şey daha da belirginleşirdi ama ben bileğimde Iva'ın isminin belirmesinden de korkuyordum. Hala bir umut Colin için Tanrı'ya yalvarıyordum ama söylentilere göre Jenna'nın bileğinde Colin'in adı çoktan belirmişti. Tabiki Colin'de de Jenna yazacak diye bir kural yoktu ama ya yazarsa ve benim olmazsa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aşık Olacaksın
FantasyUYARI: Aile içi şiddet ve zorbalık vardır. Tanrı neden bize böyle bir özellik vermişti hiçbir fikrim yok ama 18'ime geldiğimde bileğimde belirecek isim için çok heyecanlıydım. Evet Tanrı bize nedeni hala tam olarak bilinmeyen ama bizim için en doğr...