Gülce ve Ömer yine eski günlerine dönmüşler, Monica sorunsalı ortadan kalkmış gibi gezip eğlenmeye başlamışlardı. Tarihi yerleri gezmeye devam ederken kısa bir öğle yemeği yemişler ardından da dondurmayla bu yemeği taçlandırmışlardı. Aşk çeşmesi civarlarında oturup yorgunluklarını hafifletmeyi beklerken de kahve içmişlerdi butik bir kafede.
"Dönelim mi artık eve?" Diye sordu Gülce.
"Dönelim. Saat kaç oldu?" Diyip cebinden telefonunu çıkartmıştı ki Ömer, gelen mesajları gördü. Biraz uzağa doğru çekmişti telefonu Gülce'den.
Geri cebine koyarken telefonunu Gülce'ye doğru baktı. Belli ettiğinin farkındaydı telefonuna gelen mesajı göstermek istemediğini. Bu yüzden açıklama gereği duydu.
"Monica, bir partinin linkini atmış. Gitmeyeceğim. Bu gece tamamen seninleyim" dedi Ömer. Elini Gülce'nin beline atarak masanın kenarından geçmesine izin verdi.
"Beraber gidebileceğimizi söylemiştim" dedi Gülce.
"Bu partiye beni götürmek istediğine emin misin? Daha ne partisi olduğunu söylemedim bile." Diyince, Gülce ters bir bakış attı.
"Bugün tatil olmasaydı gidecek miyidin?" Diye sordu.
"Bilmem, Monica çok ısrar ederse giderdim" dedi.
"Senin cevapların biraz canımı sıkmaya başladı bugün" dedi Gülce.
"Hep aynı mevzular ya içim şişti artık" dedi.
"O zaman bana aynı mevzuyu yaratmayacaksın" dedi Gülce.
"Tamam her neyse. Güzel geçen bir günümüzü daha berbat etmeyelim" dedi Ömer.
"Bence de" diye mırıldandı arabaya binerken Gülce. Kemeri takıp Ömer'in arabayı sürmesini bekledi.
Eve vardıklarında Ömer arabadan inmemiş, teslim etmeye gitmişti arabayı. Gülce yukarı çıkıp bilgisayar başına geçip mimar şirketleri hakkında araştırma yapmaya başladı. Ama o kadar çok yorgundu ki geçmişi temizlemeyi unutup kendini duşa attı. O sırada da Ömer gelmiş ve açık bilgisayara bakmıştı. Ömer'in bilgisayar başında olduğunu görünce duştan çıkar çıkmaz çok fazla gerilmişti Gülce.
"Bu şirketlerde çalışmayı mı düşünüyorsun?" Diye sordu Ömer.
"E-evet" dedi. Hala kendine gelememişti ama Ömer'e çalışmak istediğini söylemesi şuanda hayatını kurtarmıştı.
"Bu iki şirket de seni bu cv ile almazlar. Daha basit bir yerden başla. Sana bir kaç şirket adı daha verebilirim" dedi Ömer.
"Daha sonra bakarız" dedi Gülce yatak odasına geçip. Üzerindeki havluyu yatağa bırakırken Ömer odaya girmişti. Arkasından gelip sarılınca Gülce kasıldı.
"Sorun mu var?" Diye sordu Ömer kendini uzaklaştırmaya çalışan Gülce'yi fark edince.
"Hayır bir sorun yok" dedi Gülce. Ömer onu kucağına oturttu çekip.
"Tamam karışmayacağım nerede çalışacağına. Belli ki Traintlers Mimarlık Şirketi benim yüzümden aklında kalmış. Mükemmel bir şirket bebeğim ama çok deneyimli kişilerle çalışıyorlar. Diğer baktığın Trailer Mimarlık Şirketi ise Traintlers'in en büyük rakibi. İkisi de aynı işi yapıyor. Yaptıkları çalışmalar haricinde tek farkları güvenlik sistemlerinde. Birinin telefon üzerine yapılan koruma programı yapması diğerinin de güvenlik sistemleri üzerine çalışma yapması. Eğer güvenlik sisteminde Trailer varsa Traintlers bilgisayar ve telefona güvenlik sistemini yükleyemiyor. Bu yüzden birisiyle anlaşırsan diğeriyle anlaşamıyorsun." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK TARAF
ChickLitHerkesin karanlık tarafı vardır. Peki ya en saf beyazın bile içinde siyah var mıdır?