Arabadan indiklerinde Ömer basıp önden önden gitmişti.
Gülce bunu fırsat bilip "Bize neden karışıyorsun?" Diye sordu Monica'ya.
"Ömer'in mutlu olmasını istiyorum. Onun aklını dağıtıyorsun." Dedi.
"Beni merak etmesi normal değil mi? Senin önünde ben varım Monica. Bu yüzden normal değil mi? Ona her istediğini yaptıramazsın" Dedi Gülce.
"Ömer ben gel derim gelir git derim gider. Anlat derim bülbül gibi şakır. Ağzımın içine bakar. İki dudağımın arasındaki bir söze bakar Ömer'e istediğimi yaptırmam. Beni kendinle yarıştırma. Yenilirsin" dedi Monica.
"Bu ne demek şimdi?" Diyip kaşlarını çattı Gülce.
"Ömer'i gördüğüne dua et diyorum. İstersem hiç salmam, tasması bende diyorum" diyip gözlerinin içine doğru baktı Monica.
"Seni çok seviyor ve sen ne dersen onu yapıyor bunu zaten biliyorum" dedi Gülce. "Ama unuttuğun nokta onun eşi benim. Benimle evli"
"Bir imza değil mi sadece? İstersem onu bile yaptıracağımı çok iyi biliyorsun. Benden korkman güzel. Bu hoşuma gitti. Benim Ömer için daha değerli olduğumu da anlaman lazım. Sen şimdi seyret bakalım beni. Sana bunun dersi de lazım" diyerek omzuna çarptığı gibi kapıya doğru ilerledi Monica.
Gülce, neredeyse bayılacak gibi hissediyordu kendini. Derin derin nefes aldı ve binaya girdi Monica'nın arkasından.
Ömer'in yanına geçip "tüm mesele bensen eğer, çalışmayacağım" dedi.
"Onlarla birlikte çalışmanı gerçekten isterim. Bu sana iyi gelecektir" dedi Ömer.
"Sonrasında karşıma çıkartacaksan bazı şeyleri, hiç boşuna uğraşma şimdiden" dedi Gülce.
"Senin bana olan sevgine güveniyorum. Bunu söylemem senin için yeterli mi?" Diye sordu Ömer.
"Ben aynı şeyi söyleyemiyorum Ömer. Çünkü az önce seninle tehdit edildim" dedi.
"Korkacağın bir şey yok. Sana olan sadakatimi sorgulayacaksan bu işleri değiştirir" dedi Ömer.
"Kendimi şu an bayılmamak için çok zor tutuyorum" dedi Gülce. "Yalnız kalmak istiyorum. Devam edemeyeceğim Ömer" dedi.
"Tamam. Nasıl istersen. Çıkışı biliyorsun" dedi. Gülce arkasına dönüp binadan çıktı. Onlar hala asansörü bekliyorlardı. Gülce olabildiğince hızlı bir şekilde şirketin bahçe kısmından kendini dışarı attı.
"Gülce" dedi Çınar. Gülce, Çınar'ın sesini duymasıyla biraz daha tuttu kendini ağlamamak için.
"Gülce ne işin var burda?" Diye sordu.
"Gülce sen iyi misin?" Diye sordu Çınar.
Gülce hala cevap vermiyordu.
"Gülce" diyip koluna dokundu Çınar."İyiyim" dedi Gülce. Nefesini düzenlemeye çalışsa da başı dönüyordu.
"Gel, gel otur şöyle" dedi ve banka onu oturttu.
"Sen işine dön lütfen. Ben iyiyim" dedi Gülce.
"Ofiste işim yok. Arabayı teslim etmeye gelmiştim." Dedi.
"Tamam." Dedi Gülce.
"İyi misin sen? Neden burdasın?" Diye sordu.
"Ömer'ler burda. Şirketi Monica satın alacak" dedi Gülce.
"Ne? Burası onun için çok küçük " dedi Çınar.
"Benim yüzümden" dedi Gülce ağlamaya başlayıp."Neden senin yüzünden" dedi.
"Çınar boşsan lütfen beni götür burdan" dedi Gülce.
"Gel. Arabayı yarın bırakırım. Bana gidelim" dedi. Gülce hiç sesini çıkarmadan arabaya bindi ve onunla evine kadar gitti.
Evin kokusu bile üniversitedeki evinin kokusuyla aynıydı. Bazı dekor eşyaları bile aynıydı. Aynı tablolar bu evde de asılıydı. Gülce bu manzaraya ile karşılaşınca biraz olsun geçmişe gitmiş, güzel anıları hatırlamıştı."Hala aynı" dedi.
"Sevdiğimde vazgeçmem zordur. En iyi sen bilirsin" dedi Çınar.
Gülce gülmüştü bunun üzerine. Çıkar mutfak tarafına geçip kahve yaptı. Gülce de bar taburesine geçip oturdu.
"Bana her şeyi anlatabilirsin Gülce. Yine söylüyorum. Bıkmadan da söyleyeceğim. " dedi.
Gülce kafasını sallayıp olan biteni anlattı. Hem ağlıyordu hem anlatıyordu. Anlattıkça anlattı. Anlatmaktan içemediği kahvesi buz gibi olmuştu. Ama o hala anlatmaya devam ediyordu. Çocuğunu düşürdüğü gece bile yanında olmayan Ömer'i anlattı. Monica'nın elinden alırım diye savurduğu tehditi anlattı. Takip edildiğini anlattı. Her şeyi en baştan anlattı.
Çınar sabırla dinlemişti. Arada cevap verse de genel olarak dinlemeye devam etmişti onu.
"Gülce, fikrimi ve tavsiyemi merak ediyorsan" diye başlayınca Çınar cümlesine, Gülce kafasını hayır anlamında salladı.
"Duymak istemiyorum. Şu an değil" dedi Gülce.
"Neden" diye sordu.
"Dinlerim çünkü seni" dedi Gülce. "Şu an sadece uzaklaşmak istiyorum Ömer'den"
"Öfke ile karar veriyorsun" dedi. "Biraz sakinleşip üzerine uyuduğunda konuşalım olur mu?" Dedi Çınar.
Sonrasında Çınar, Gülce'ye yatağını gösterdi.
"Değiştirmene gerek yok" dedi Gülce yastık kılıfını çıkarmaya çalışan Çınar'ı tutup."Tamam" dedi Çınar ve ona izin verdi. Odadan çıkarken "sadece uyu" dedi Çınar.
"Tamam" diye mırıldandı Gülce.
Bu kadarı çok fazla geliyordu artık Gülce'ye. Monica'nın tehditi aklına geldikçe deliye dönüyordu. Bunu hak etmediğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK TARAF
ChickLitHerkesin karanlık tarafı vardır. Peki ya en saf beyazın bile içinde siyah var mıdır?