B1

751 8 11
                                    

Selam canlar. Bu benim ilk kitabım. Umarım bu kitap aracılığıyla burada bir aile oluruz. Fikirlerinizi belirtirseniz hatalarımı düzeltirim.
28.08.2022

Eski, boyası atmış yeşil tahta panjurların arasından sızan güneş demeti Gülce'nin yüzüne vuruyordu. Soluk teni, dağılmış saçıyla oldukça bitkin gözüküyordu.

Odanın kapısından içeriye yavaşça giren siyah saçlı uzun boylu çocuk Gülce'nin eşi Ömer'di. Yeşil gözlerini bir süre Gülce'nin yüzünde oyaladı.

"Akşam dokuza kadar olmayacağım" dedi soğuk bir ses tonuyla.
"Seveceğini düşündüğüm bir kaç workshop bileti aldım" diyip komodinin üzerine bir kaç kâğıt parçası bıraktı.
"Seveceğini düşündüğüm bir gezi planı oluşturdum. Öğle yemeği için rezervasyon da yaptırdım. Hepsi burada yazıyor"  Derken üzerine deri ceketini giydi.

Gülce'nin gözleri deri ceketin kolundaki fermuara takıldı. Bir süre fermuarların hareket ettikçe sallanışını izledi. Ardından gözlerini yumdu.

"Gülce" diye çıkıştı Ömer.
"Buraya benimle gelebilmek için çok büyük kavgalar ettin ve şimdi iki gündür yataktan çıkmıyorsun " diyip ayağının yanına oturdu.

Gülce gözlerini açıp yeşil gözlerine doğru baktı Ömer'in. "O kadınla çalıştığın için çok tedirginim." diye mırıldandı.

"Bana olan güvenini tekrar gözden geçir. Lütfen bizi yıpratacak bir fikre de kapılma. Aynı kavgaları tekrar yaşamak istemiyorum" dedi.

"Neyse. Sen işine geç kalma" diyip yattığı yerde doğruldu Gülce.

Ömer "görüşürüz. Takıldığın bir yer olursa ararsın beni tarif ederim yada şöför gönderirim. Cüzdanına da para bıraktım. Kartı da kullanabilirsin" diyince kafasını salladı Gülce.

Ömer'in çıktığını kapının kapanma sesinden anladı. Biletlerin hangi workshop'a ait olduğunu, gidebileceği yerlerin listesini inceledi.
Ömer, Gülce'yi çok iyi tanıyordu. Ne sever ne izler ne yer ne giyer her konuya hakimdi.
Bunu da belli eden bir kaç seçim yapmıştı. Gülce derin bir nefes alıp yataktan aşağıya kaydı.

Bir noktada gerçekten harekete geçmesi gerekiyordu. Boşluk, boşluğu getiriyordu. Eğer kendini salarsa daha da kötüye gidiyordu.

Panjurlar kadar eski yer döşemelerine bastığında bazı bölgelerden gıcırdama sesi geliyordu.

Kendini duşa atıp uzunca bir süre çıkmadı. Duştan çıkıp tekrar yatağa oturdu. Dolaba bakıp seçtiği en kalın bir şeyleri giydi. Bugün hava oldukça soğuk ve yağmurluydu. Güneş sadece kendini ısıtıyor, arada yer yüzüne selam verip tekrar bulutların arkasına saklanıyordu.

Hızlıca çantasını toparlayıp evden çıktı. Elindeki biletleri çantasına koymuştu ve gideceği müzeye doğru yürümeye başlamıştı.

KARANLIK TARAF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin