🎶Sinnerman, Iyeoka🎶
✨Keyifli okumalar!🛸
9. BÖLÜMKalbimdeki yıldızlar ateşlerin içerisine bırakılmamıştı; benimle, karanlık aydınlığa kavuşuncaya kadar yanımda kalmışlardı. Güneşin tenimi okşamasını izlemiş, sevdiklerimin kalbimdeki yerini görmüşlerdi.
Tüm yaralarıma, hayatın mucizesine, teşekkürlerime ve üzgünlüklerime... hepsine ortak olmuşlardı. Bazıları kayıp gitmişti, bazıları tutunmak için mücadele etmişti.
Ama yıldızlar beni hiç terk etmemişlerdi.
Ben edebilirdim. Bunu kendime neden yapıyordum?
Ilgaz'ın gitmesiyle kafamı yıldızlara çevirdim. O güneşle beraber gitmişti, ben burada yıldızlarla beraber kalmıştım. Kalbimden gelen hüzünlü kadının o şarkısını dinliyordum, tellerini ellerim değil de rüzgâr çalıyordu.
O an anladım ki hüzünlü bir kadının yüreğinden daha derin bir okyanus yoktu.
Hayat defterim karalanabilir, yırtılabilir, üzerine basılabilirdi ama ben onu hiçbir zaman öyle görmeyecektim. O benim için daima aydınlık, iç açıcı ve güzel kalacaktı.
Olduğu gibi.
Gökyüzüne bakarken bunu düşündüm, çevremde akan giden zamana inat ben hep bunu düşledim.
Eve vardığımda Alin'e de aynı masalı anlatacaktım, Ilgaz'a anlattıklarımı, hepsini. Yanımda olurdu, bana sarılırdı; beni anlardı.
Biliyordum.
Alin'de yıldızlara benziyordu.
İnsan, bir şeyi kaybetmediği sürece değerini bilmeyen bir varlıktı. Bu herkes için geçerliydi. "Ben senin değerini biliyorum, benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorum." diyenler, buna inananlar için de geçerli bir sözdü bu.
En iyi örneği de bendim, kendi evrenimi kaybedene kadar değerini bilememiştim.
Anneme ve kardeşime hediyeler vermek istiyordum. Bunu düzenli olarak yapmadığımı biliyordum, oysa şu anda çok pişmandım.
Şu anda eğer oraya dönebilseydim ona daha sık sürpriz yapar, daha az söylenir ve daha çok sarılırdım. Melisa'nın bana söyleyeceklerini dinler, ona okuluyla ilgili sorular sorar ve yardım ederdim. Sima'ya giderdim ve aramızın artık düzelmesini istediğimi söylerdim.
Geri dönebilseydim küçücük şeylere bağırmazdım, Cihan için anneme kızmaz ya da sürekli evden kaçıp ormana gitmezdim. Otururdum, sarılırdım, gülerdim.
Ben uzak bir geçmişin içerisinde yapayalnız kalmış küçük bir kızdım.
Evet, nasıl geldiğimi bilmediğim bir şekilde, ben hala dünyadaydım, evime ne zaman döneceğimi bilmiyordum ama dönmek istiyordum. Bu, ne olduğu ya da olacağı belirsiz gezegende sıkışıp kalmıştım. Her yerde karmaşık sözler ve insanlar vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ TOZU
FantasíaHer uykunuz sevdiğiniz kişiye söylediğiniz bir elveda olsaydı son gününüzü nasıl geçirirdiniz? Safir Soykan, gözlerini açtığında bilmediği bir evrende buldu kendini. Kendine temiz bir sayfa açabileceğini düşünürken, rüyalarıyla geldiği bu evrene bi...