~İyi okumalar~
...
Bölümdeki Şarkılar:
Manga- Cevapsız Sorular
Dokuzuncu Gün:
07.11.2021
Alarmın sesiyle yataktan fırladım. Hemen yüzümü yıkayıp kahvaltı yapmak için aşağı indim. Dün okuduklarım beni üzmüştü. Ayrıca Milas'a ne kadar kızgın olduğumu hatırlamıştım.
Herkes sofradaydı. 10 saatten fazla uyumuştum. Güzel bir kahvaltı yaptık.
"Sen dün neden ağladın?" dedi babam.
Evet, dün bahçede annemin gözünün önünde sigara içtikten sonra odama çıkmıştım ve uyuyakalana kadar ağlamıştım.
"Birilerinin beni dövdüğü günü okudum da." dedim anneme göz ucuyla bakarken. Yanımda oturan Demir küfretti.
Beni kontrol ettiği günü dün gibi hatırlıyordu. Annemin gözleri sonuna kadar açıldı. Pişman falan değildi. Bazen omurgamın acıdığını kimse bilmiyordu.
Demir bile.
"Neden okudun peki? Canının yanacağını bilmiyor muydun?"
Bunu soran anneme dik dik bakmaya başladım. Eskiden ona asla böyle bakamazdım.
Şimdi ise karşısında eski Deniz yoktu. Ondan asla korkmuyordum. Öldürse bile korkmazdım, ki bunu yapamazdı. "Peki sen neden 16 yıldır benim canımı yakıyorsun?" dedim. Annemin eziyeti ben 4 yaşındayken başlamıştı.
Demir'in yüzü acıyla kaplandı. Bu kadar yıldır kaç gecem abimin kollarında ağlayarak geçti bilmiyorum. Annem başını kaldırdı ve beni korkutacağını düşündüğü bakışlarını yolladı bana. Ama korkutmayı geç, beni güldürmüştü.
"Sen kaşınıyorsun çünkü."
Dediği cümleyle beraber lokmamı yutup hızla ayağa kalktım. Herkesin gözü bana döndü.
"Şu ana hiçbir şey demiyorum. Ama 5 yaşındaki bir çocuk nasıl kaşınabilir bana söyle!" diye bağırdım. Sesim evde yankılandı.
"Sırtıma vurduğun kemerin izinin geçmesi için ne kadar uğraştığımı biliyor musun?" O gün hissettiğim acı tekrar sırtıma vurmuştu.
Gözlerim acıyla kapandı. Babamın bu olaydan haberi yoktu.
"Ne? Bu ne demek Beyza?!"
Annemin dik bakan gözleri babama döndü.
"Yalan söylüyor, Celal."
Demir'le aynı anda onlara baktık şaşkınlıkla. Başak o zamanlar çok küçük olduğu için bundan haberi yoktu. Ve hatırlamıyordu doğal olarak. Yutkundum. İz geçmemişti hâlâ. Sırtımda yılan gibi kıvrılmış bir iz vardı. Babamın iş kemerini alıp sırtıma defalarca vurmuştu. O metalin tenime değişini hissettiğim anda sıçradım. Demir hemen bana sarıldı.
Ben de ona sarıldım.
"İz duruyor anne. Babama yalan söyleme istersen." dedi her zamanki gibi beni savunarak.
Babamın anneme baktığını tahmin edebiliyordum. Ben kafamı Demir'in göğsüne gömüp gözlerimi kapatmıştım o yüzden göremiyordum.
"Hazırlanmaya gidelim mi güzelim?" dedi fısıldayarak.
Başımı salladım. Yavaş adımlarla yukarı çıktık. Odama girdiğimizde beni kollarından yavaşça çıkardı. "Daha iyi misin?" dedi. Başımı yavaşça aşağı yukarı salladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskenin Altındaki Ölü Ruhlar
Genç KurguDeniz, küçüklüğünden beri intihara meyilli olan bir üniversite öğrencisiydi. İlk intihar girişiminde onu kurtaran Ateş'e karşı her zaman bir hoşlantı duymuştu. Deniz ona böylesine bağlıyken diğer taraftan Ateş, gece hayatının vazgeçilmez prensiydi...