Jimin'in ağzından...
"Hey, bebeğim eşyalarımı hazırlamama yardım eder misin?" Jungkook kapıdan kafasını uzatmış bana bakıyordu. Gözlerimi devirdim. "Hiçbir işi kendin beceremiyor musun?" Tişörtümü katlayıp valize koyarken konuştum. Adım seslerinin odanın içine girdiğini anlayabiliyordum. Yavaşça yanıma geldi ve bana arkadan sarıldı. "Dur bir Jungkook! Şunları da yerleştirmem gerek." Kollarıyla beni sardığı için hareketlerim kısıtlanmıştı. Boynunu eğerek omzuma koyduğunda kollarını itmeye çalıştım. Ancak başarısız olmuştum. Fazla kaslı ve güçlüydü. Boynumda hissettiğim nefesin ardından duraksadım. Ve küçük bir öpücük... Hadi ama Jk, bunu şu an yapmamalısın!
"Her şeyin yeri ve zamanı var bebeğim."
"Bebeğim, hmm? Sence de fazla koca bir bebek değil miyim Jimin?"
"Hayır." Dedim arkamı dönüp burnunun ucunu sıkarken. Kolları hala çözülmemişti. "Ahh, Jungkook; toparlanmam lazım. Bırakırım bak her şeyi, gelmem seninle. Tek başına yaşarsın o evde." Sözlerimle ellerini serbest bırakıp geri adımladı. Dolabımı açtığında ona doğru döndüm. İç çamaşırı çekmecemi kurcalıyordu. "Sana daha güzel şeyler almalıyız. Daha seksi şeyler." Utançla önüme dönüp eşyalarımı yerleştirmeye devam ettim. "Sen ne düşünüyorsun sevgilim?" Duraksayıp yanıtladım. "Ne hakkında?" Çok geçmeden soruma cevap verdi. "İç çamaşırı zevkini soruyorum. Ne tarz şeyler hoşuna gider."
"Aish, Jungkook! Kapat şu konuyu!" Şu an kıpkırmızı olduğuma emindim. Bu durum onun kıkırdamasını sağlamıştı. Çekmeceyi kapatıp dolabın içine göz gezdirmeye başladı. Hoşuna giden birkaç parça kıyafeti yatağın üzerine koydu. "Bunlar sana yakışıyor. Yanına almalısın." Başımla onaylayıp verdiği parçaları da valize yerleştirmeye başladı. Yatağın kenarına oturmuş beceriksizce kıyafetlerimi katlamaya çalışıyordu. Gülmemi tutamamıştım.
"Bu da hazır." Valizin fermuarını kapatırken konuştum. Yatağın üzerindeki valizi yere indirip dik konuma getirdim. Jungkook onu da arabanın arkasına yerleştirmek için dışarı çıkardı. Telefonumu ve cüzdanımı da alıp arkasından çıktım. Aşağı inip arabaya oturdum. Jungkook da bagajı kapatıp sürücü koltuğuna geçti.
"Hangi şarkıyı açalım?"
"Bilmem, sen kafana göre bir şeyler aç."
Taşınoyorduk... Hayal gibi geliyor ancak hayal olamayacak kadar gerçekti yaşadıklarımız. Ayrı bir evimiz olacaktı.
Dubleks ve büyük bir evin önünde durduğumuzda sanki evi ilk defa görüyormuş gibi heyecanlıydım. Arabadan indiğimizde Jungkook bagajdaki valizlerimizi çıkarmakla uğraşıyordum. Ben ise hayran hayran eve bakıp küçük bir çocuk gibi zıplayarak alkış tutarcasına ellerimi birbirine vuruyordum.
Valizleri taşırken Jungkook'a yardım ettim. Evde bize yardım edecek bir hizmetli olmayacaktı. İşleri yapabileceğimi söyledim. Her an yalnız kalmak istiyordum onunla. Çok zor kabul etti Jungkook. Evin kapısını açıp içer girdik.
"Jungkook, gerçek olamayacak kadar mükemmel hissettiriyor." Yüzüme aptal bir gülümseme yerleştirmiştim.
"Eğleneceğiz gibi gözüküyor, ne dersin Jimin?"
"Bilmem. Göreceğiz."
Fazla oyalanmadan valizleri üst kattaki odamıza taşıdık. Yatak odasına girdiğimde şaşkınlığımı gizleyemedim. Mükemmel görünüyordu, kusursuzdu. Jungkook, bu odayı kendi dekora etmek istediğini söylemişti. Ona güvenerek doğru kararı vermişim.
"Beğendin mi?"
"Bu yatakta sevişmek için can atıyorum." Ağzım açık aptal aptal odayı incelerken sesli düşündüğümün farkına vardım.
"Ne?"
Panikle toparlamaya çalıştım. Düşünmeden aklıma gelen kelimelerin hepsini sırayla söyledim. "Güzel güzel, çok güzelmiş olmuş. Çok sevdim. Sen dekore ettin ya ondandır. Senin elinin değdiği her şey güzel. Bayıldım dekorasyona, muhteşem gözüküyor. Duvarlar falan süper oh oh."
Jungkook kıkırdamasını tutamamıştı. "Giyinme odası da burada." Eliyle odanın içindeki kapıyı işaret etti. Giyinme odası da mı vardı? Hızla kapıyı açtım ve içer girdim. Muhteşemdi. Güzel bir ışıklandırma kullanılmıştı ve küçük olmasına rağmen ferah görünüyordu.
"Jungkook." Dedim duraksayıp. Endişeyle yüzüme bakıyordu. "Muhteşem gözüküyor."
"Senin gibi mi?" Göz kırpıp odadan çıktı. Birlike aşağı indik ve salondaki koltuğa yayıldık.
"Nasıl hissediyorsun Jimin."
"Huzurlu, huzurlu hissediyorum. Garip bir şekilde endişe de duymuyorum."
"Şaşırtıcı."
"Aslında değil. Alıştım sana, seninle alakalı çoğu şeye, varlığına. Aşkına alıştım. Kolay adapte olabilen biri değilim ama-"
"Ama bir birbirimiz için yaratıldık güzelim. Adapte olman gereken bir durum değil bu."
Kibarca gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUDE BOY | YARI TEXTING | TAEGİ
Fanfictiontae: ikimizin de erkek olduğunun farkındasın değil mi?