İYİ OKUMALAR!
---
Merdivenlerden odasına doğru çıkarken hala düşünüyordu sarışın kral. Bu kadarı fazla mıydı? Canının acıdığına emindi ama Zain' inde gönderdiği notlarda yazdığı sözler canını fiziksel olarak acıtmasa da ruhsal olarak çöküntüye uğramasını sağlıyordu.
Yani, kendini haklı çıkaracak nedenleri tabiki de vardı.Yemek yedikten hemen sonra kontrol amacıyla zindana inmişti sarışın kral. Askerleri ilacı sürerken gizlice onları izlemişti. Ve bu sebeple de askerlerin yaptığını görmüştü. Aptal adam ne yaptığını sanıyordu? Ona sadece ilacı sürüp yerine dönmesini emretmişti, ahlaksız hareketler sergilemesini değil. Ona iyi bir fırça çekecekti. Ne hakla böyle şeyler yapabilirdi?
Niall sözünün dinlenmesini severdi, eğer dinlemeyen olursa küçük ya da büyük bir şekilde cezasini verirdi. Sarayında belirli kurallar vardı ve bu kuralların çiğnenmesini istemiyordu sarışın kral.Ayrıca o halkı tarafından çok barışçıl ve insan haklarına saygılı bir insan olarak tanınıyordu. Halkı sarışın kralın yaptığı bu büyük vahşetleri öğrenirlerse ne yapacaktı gerçekten bilmiyordu.
Zain' in çok acı çektiğini görmüştü Niall. Bu içinde bir burukluk oluşturmuştu. Ama aklına bir soru düşmüştü. O yumruğu nasıl atmıştı? Yani, kör biri olarak nasıl hedefini tam olarak bulup yumruğunu savurmuştu? Bir ara gidip onu sorgulamayı düşündü. Ama ilk olarak askerin yanına gitmeliydi.
Fakat şimdilik, biraz dinlenmek istiyordu. Saat geç olmuştu ve çok yorulmuştu. Tozlu kıyafetlerinden kurtulmak istiyordu. Bir anlık normal bir insan olmayı istiyordu. Birkaç ay sonra sefere çıkacaktı. O sırada Zain' i ne yapacaktı? Eğer burada bırakırsa onu hemencecik öldürürlerdi, bahane olarak da intihar etti derlerdi. Yani, kimse rahatlığını bırakıp onun sorumluluğunu üzerine almazdı.
Boğulduğunu hissediyordu sarışın kral. Ama bu boğulma hissi oksijensizlikten degildi, asıl onu boğan şey düşünceleriydi. Şimdi anlıyordu, Zain' in planı tıkır tıkır işliyordu. Sarışın kral önceden düşünceleri ile uğraşıyordu, şimdi ise vicdanı ile. Zain' in de asıl amacı buydu.
Ama anlayamıyordu. Neden böyle bir şey yapıyordu? Ne düşmanlıkları vardı aralarında? Hiçbir neden yokken böyle olmaları çok saçmaydı. Ama ilk başlatan Zain'di. İşi gücü yok millete sarıyor diye düşündü sarışın kral."Belanı buldun. Buradan canlı çıkarsan bir daha yapacak mısın, göreceğiz." diye kısık sesle söylendi kendine. Sonra küçük bir tebessüm etti. Kıyafetlerini çıkarmadan yatağına attı kendini. Bazen gerçekten normal bir insan olmayı dilerdi. Böylece bin bir sorunun başında ülkeyi yönetmek olması yerine sadece bir sorumluluğu olurdu; ailesine bakmak.
Düşünceleriyle savaşırken uyuyakaldı sarışın kral. Belki de savaştığı zaman tek yenik düştüğü şey düşünceleriydi..***
Kapının ısrarla çalınmasıyla uyandı Niall. Gözlerini yumruk yaptığı elleriyle ovaladı ve bulanık olan açısını düzelterek netleştirdi. Sabahın köründe kapıya ısrarla vuran şahsı hatırlayıp ayağa kalktı. Üzerini düzeltti, masanın en yakınındaki sandalyeyi kendisine çekti ve oturdu. Kapıyı çalan kişiye girmesini emretti.
Kapı açıldı."Beni emretmişsiniz, kralım" dedi sert yüz hattın sahip olan asker.
"Beni toplantı odasında bekle. Özel durum, Max" Adam kafasını salladı ve selam vererek odadan çıktı.
Sandalyeden kalktı ve üzerini değiştirmek üzere dolabına ilerledi. En hafif olan kıyafetini seçerek hazırlandı. Yardıma ihtiyaç duymuyordu bu konularda.
Odadan çıktı ve ardından kapıyı kapadı.
Şimdi toplantı odasına girecek, bu adamın amacını öğrenecekti.Sonra da Zain' in yanına gidip üstü kara bakıp tekrardan geri dönüp kahvaltısını yapmayı planlıyordu. Belki de bakmakla yetinmeyip yanına girebilirdi. Sadece canı sıkılmıştı, belki biraz eğlendirirdi onu.
****
"Neden böyle bir şey yapma gereği duydun? Biz ne zamandan beri esirlerimize ahlaksız davranışlarda bulunup, aynı şekilde teklifler eder olduk Max?" Gözlerini açıp karşısındaki adamın cevabını bekledi Niall. Sinirlendiği şey onun tercihi değildi, yaptığı davranışlardı.
"B-ben sadece biraz eğlenmek istemiştim. Kralım, özür dilerim. "
"Demek eğlenmek istemiştin, ha?" diye bağırdı Niall. Sandalyesini sertçe ittirerek ayağa kalkmıştı. "Ben sana git ilacı sür dedim. Eğlence ortamı kur değil. Eğer eğlenmek istiyorsan bir bara veya başka siktiğim yere gidebilirsin! Haddini aşıyorsun Max! Geldiğin yeri unutma!" diye kükredi. Bu kadar sinirlenecek bir şey yapmamıştı aslında asker, sarışın kral sadece arta kalan sinirini adama aktarıyordu o kadar.
"Gidebilirsin. Benimle sefere gelmeyeceksin. Görev hakkın elinden alınmıştır." Bu çok önemli bir olaydı. Resmen adamın askerlik hayatını bile bitirmiş sayılırdı. Genelde sarışın kral güvendiği ve sevdiği kişileri yanında götürürdü. Adam itiraz edecekti ki Niall onu durdurdu.
"Çıkabilirsin."
"Kralım, sadece bir şey sormak istiyorum." durdu. İzin vermesini beklemeden sordu. "Size bunu o mu söyledi?"
"Hayır."
"Ben gerçekten çok özür dilerim, kralım. Bir hata yaptım. Lütfen beni affedin. Bunu haketmedim ben, lütfen. " diye yalvardı Max.
Gözleri kızarmıştı adamın, yediremiyordu kendine. Ağlamak üzereydi sinirden. Bir küçük hatam beni bu hale düşüremez, bir aptal kölenin askerlik hayatımı bitirmesini göz göre göre izleyemem diye düşündü.
"Düşüneceğim. Gidebilirsin." dedi ve askerin selam vererek kapıdan çıkışını izledi.
Saçını eline alarak çekiştirdi. Gergin hissediyordu. Güvendiği kişinin de onun sözünü dinlememesi onu fena halde germişti. Zaten ayaktaydı ve unutmadığı şeyi yaparak; kıyafetini düzelterek dışarı çıktı.
İçinde çok kötü bir his vardı sarışın kralın. Neler olacağını kestiremiyordu.Neredeyse herkes uyumuştu. Bunu koridorun sessizliği ve boşluğundan anlamıştı. Merdivenlerden ağır adımlarla indi. Nöbetçinin kendine doğru hızlı adımlarla ilerlediğini görünce irkildi.
İşte, hisleri yine yanılmamıştı. Bakalım bu sefer ne gelecek başıma diye düşündü. Nöbetçi asker yanına varınca nefesini toparlamasını bekledi.
"Kralım. Esirimiz olan Zain yok." Bir an beyni uğuldadı Niall'ın. Nereye gitmiş olabilirdi? "O, kaçmış" diye devam ettirdi nöbetçi. Başının döndüğünü hissediyordu. Nasıl yapabilirdi? Onun kaburga kemikleri kırıktı, hareket edemezdi. Onu yalnız bırakmamalıydı. Böyle bir şeyi ihmal ettiği için kendine kızdı.
Ağır bir küfür etti sarışın kral, şimdi ne halt yiyecekti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden Love | Ziall Horlik |
FanfictionBirbirine düşman olan iki ülkenin kralları. Biri Pakistan kralı Zain Javadd Malik, diğeri İrlanda kralı Niall James Horan. Ülkeleri için canlarını verecek durumda olan bu krallar, büyük bir anlaşmazlık sonucu savaş başlatma kararı alırlar ve büyük b...