Bölüm 8

451 45 26
                                    

Alın size uzun bir bölüm! lkasdjfgk

(MULTIMEDIA' DAKİ MÜZİKLE BİRLİKTE OKUNMASINI ÖNERİRİM. BİTERSE BAŞTAN ALIN ÇÜNKÜ O ZAMAN DAHA HEYECANLI OLUYOR ALKSDJHASD)

Sınır; 11 oy veee 2 yorum.

***

Sarışın kral son emirlerini verdikten sonra atına bindi. Önden giderek askerlerine yolu gösterecekti. Arkasında kocaman bir ordu vardı. Bu yol günlerce sürebilirdi çünkü İrlanda ve Pakistan arasında çok yol vardı. Önlemlerini almış, yanlarına erzak depolamışlardı.

Saraydan çıkarken Elvin atını Niall' ın yanına sürdü ve içinde kalan konuşmayı dışarı döktü;

''Niall, hala şu savaş konusunda emin misin?'' Kralının zarar görmesini istemiyordu. Tamam, her şeyi güvene almıştı ama içinde hala kötü bir his vardı. Pakistan zayıf bir ülke değildi. Kazanma şansı da vardı. Ayrıca savaşı kazanamazlarsa Niall dahil hepsi ölürdü. Tüm askerlerin ölmesini istemezdi Elvin. Özellikle de ülkesinin kralının ölmesini istemezdi. Bu sefer ülkesi açıkta kalır, herkes zarar görürdü.

''Artık attık adımımızı. Geri dönüş yapamayız Elvin'' 

''Umarım her şey istediğimiz gibi olur.''

''Olmak zorunda'' Elvin sustu ve yollarına devam ettiler. Niall Elvin' in bu halini gördü ve 

''Ne düşünüyorsun?'' diye sordu. 

''Karımı'' dedi ve güldü Elvin. Şimdiden çok sevdiği karısını özlemişti. Hiçbir zaman aklından çıkmıyordu o yüzü. Kendisine göre Dünya' nın en güzel kadınıydı. 

Niall kıskanıyordu fakat belli etmedi. Kendisi hep yalnızdı. Hiç özel bir ilgi duymamıştı onlara karşı. Yalnızlığı seviyordu fakat bir süre sonra bu yalnızlık onu sıkıyordu. Fakat yapacak birşey yoktu. Sadece... insanlar ona göre değildi.

''İyi, fazla düşünmesen daha iyi olur çünkü çok önemli bir savaşımız var. Onu düşün çünkü bunu kazanamazsak o güzel karının yüzünü bir daha göremezsin.'' dedi ve kahkaha attı. Onunla dalga geçmeyi seviyordu, özellikle değişen yüz ifadeleri onun daha çok gülmesine neden oluyordu.

Elvin omzuna bir yumruk atmak istedi fakat buna cesaret edemedi. Eskiden en yakın arkadaşıydı fakat şimdi koskoca kraldı. Ne yapacağı belli olmazdı. Belkide sırf vurdu diye şuracıkta kafasını kopartabilirdi. Aslında bunu yapacağını sanmıyordu ama olabilirdi sonuçta.

 Niall' ın son cümlesiyle yavaşlayarak arkadaki askerlerin yanına geçti Elvin. Bu gerçeği ona söylediği için azıcık üzülmüştü.

Şimdi yalnız kalmıştı Niall. Kendi kendine düşünüyordu, acaba nasıl bir kraldı? Gençti fakat onun gibi bir zekası var mıydı? Tüm bu olanlara nasıl bir karşılık verecekti? 

Bir korkak gibi kaçacak mıydı yoksa onunla cesurca savaşacak mıydı?

***

 Saatler süren uzun yolculuğun ardından hem atlar hem de kendileri için mola vermişlerdi.  Saat gecenin bi yarısıydı ve ortalıkta kimse görünmüyordu. Bu onlar için iyi olmuştu. Birde milleti çekemezlerdi. 

Ortaya bir ateş yakmışlardı ve etrafında toplanmışlardı. Çok kişi olduklarından dolayı tek ateşle değil birkaç ateş yakmak zorunda kalmışlardı. Sabahtan beri bir şey yemedikleri için açlıktan ölüyorlardı ve neyse ki biri akıl ederek çantasından yemeğini çıkarmış ve diğerleri de ondan görerek çantalarındaki erzakları çıkarmışlardı. 

Forbidden Love | Ziall Horlik |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin