(MULTIMEDIA' DAKİ MÜZİKLE BİRLİKTE OKUNMASINI ÖNERİRİM)
Sarışın kral, odasına hışımla daldı. Pakistan kralı Zain artık çok olmaya başlıyordu. Sarayına patlıcan gönderip üstüne not olarak 'Seninde yüzünü bu patlıcan gibi morartacağım' yazmakta neyin nesiydi? Haddini kesinlikle aşmıştı.
Büyük bir hiddetle odasına sağ kolu olan Elvin' i çağırdı ve Elvin anında orada oldu. Başıyla selam verip içeriye girdi. Niall hiç vakit kaybetmeden tüm olayları anlattı.
Artık ne olursa olsun, dönüş yoktu. Bu savaş başlayacak ve o esmer kralın kökünü kazıyacaktı. Niall' ın konuşması bittiğinde Elvin yere bakarak biraz düşündü ve Niall onu sabırla bekledi. Sarışın kral 'acaba yerde bir şey mi yazıyor?' diye kendi kendine düşündü ve yere bile baktı. Ama hiçbir şey yazmıyordu. Elvin sonunda aklına bişey gelmiş gibi aniden başını yerden kaldırdı.
''Bana sorarsanız şimdi olmaz, kralım. Askerlerimizin sayısı şu anda normalin altında. Eğer yine de yapalım derseniz, başlamadan kaybetmiş oluruz. Birazdan halkın içine çıkıp asker seçmelerine adam toplayacağız. Tabi ilk önce sizin kararınız önemli.'' Niall, bu çocuğun ona kralım demesinden nefret ediyordu, bunu ona binlerce kez demişti ama o hala demekte ısrar ediyordu.Onlar öz olmasa da kardeşlerdi. Niall bunun için azıcık sinirlense de belli etmedi.
''Lanet olsun. Çabuk olmalısınız. Seçmelere kaybedecek zamanımız yok. Oraya gidip onu ve askerlerinin soyunu kurutmak istiyorum''
Niall o egoist krala fena halde kin beslemişti. Her gün bir kutuya eşya koyup üstüne dalga amaçlı notlar yazarak sarışın kralın sinirini bozmayı başarıyordu. Ama bu yaptığı artık bardağı taşıran son damla olmuştu.
''Peki, kralım.''
''Sana kaç defa dedim Elvin? Bana kralım demeyi keser misin? Biz kardeşiz, aradaki resmiyeti kaldır.''
''Tamam kra- pardon. Tamam Niall.'' dedi ve gülümsedi. Niall' da gülümsemesine karşılık vererek arkasına döndü ve masanın önündeki sandalyeyi çekip oturdu. Biraz sonra sandalyeden tekrar kalktı. Ne yaptığını ve ilerde ne yapacağını bilmiyordu.
''Konuşma bittiyse gidebilir miyim Niall?'' dedi Elvin.
''Evet'' diye kısaca cevapladı soğukça. Elvin neden soğuk olduğunu hemen tahmin etmişti. Niall şimdi şu savaş hakkında bir plan kuracaktı. İş bu konuya geldiğinde oldukça soğukkanlı ve ciddi birine dönüşebiliyordu. Aslında o her zaman ciddi bir insandı. Bu genç yaşınının ve yüzünün aksine ruhu oldukça yaşlanmıştı. Pakistan kralınında onla aynı yaşta olmasını ilk duyduğunda oldukça şaşırmıştı. Askerlerinden esmer kral hakkında herşeyini araştırmalarını istemişti, ondan biliyordu. Tek bilmediği şey onun yüzüydü, merakta etmiyordu yüzünü. Bu yaşta krallar pek görülmezdi. Ama olmuştu işte, yapacak bişey yoktu.
''Tanrım, lütfen bana yardım et'' dedi ve dua etmeye başladı sarışın kral, okyanus gözlerini semaya dikerek. ''Bana yardım et ki, şu hadsizin haddini bildireyim'' diye devam etti. Uykusu vardı ve şu anda sadece uyumak istiyordu. Uyumak ve bir süre herşeyden uzak kalmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden Love | Ziall Horlik |
FanfictionBirbirine düşman olan iki ülkenin kralları. Biri Pakistan kralı Zain Javadd Malik, diğeri İrlanda kralı Niall James Horan. Ülkeleri için canlarını verecek durumda olan bu krallar, büyük bir anlaşmazlık sonucu savaş başlatma kararı alırlar ve büyük b...