Bölüm 12

451 35 22
                                    

Geri döndüüm!
Ne zaman güzel güzel yazsam hep aradan bi engel çıkıyor ve ben buna çözüm bulamayınca deliriyorum arkadaşlar. Bugün de öyle oldu.
Ama buna rağmen güzel bir bölümdü. Bu bölüm fazla heyecanlı olmasa da diğer bölümde kesinlikle bi ekşın yaşanacak yani sjdjdj. Bu seferlik müzik öneremeyeceğim ama sizin güzel bir müzik önerinize hayır da demem.
Her neyse,

İYİ OKUMALAAR!

(Telefondan yazığım için hata/hatalar olabilir. Şimdiden sori shdhdb. Düzeltmeye çalışacağım.)

----

Niall'ın ziyaretinden sonra 4 gün geçmişti. O konuşmayı yaptıktan sonra zindanın yanına bile yaklaşmamıştı sarışın kral.
Zayn ise her zamanki gibi aynıydı. Acı içinde kıvranıyordu fakat kimsenin ona yardım etmesini bırak sesini bile duymuyordu. Fakat duysalar bilr nasıl yardım edebilirlerdi ki? Teknoloji o kadar gelişmiş miydi? En azından bir merhem sürebilirlerdi. Bunu yapabilirlerdi, değil mi?

****

Yine herhangi bir akşamdı. Küçük camdan sızan ay ışığı Zain' in ela gözlerine yansıyor, çok az da olsa gözünün kamaşmasını sağlıyordu. Ağlamaktan acıyan gözlerini kırpıştırdı. Canı fena halde yanıyordu. Keşke şurada ölsem diye geçirmişti içinden. Gözlerinin görmesi için çok dua etmişti ama şimdi istemiyordu. Belki de Tanrı gözlerini verip, hayatından almıştı. Ama hayatsız bir göze ne ihtiyacı olacaktı ki? Bu çok adaletsizceydi. Biri onunla dalga mı geçiyordu yani?

Sert adım sesleri duyunca irkildi. Bu ani hareketine vücudu ters tepki yaptı ve inanılmaz derecede acı çektirdi. Sertçe bir küfür savurdu Zain. Zaten her hareketlerinde canı acıyordu, bir de böyle aniden gelen acılara alışkın değildi. Gözlerinin dolmasına engel olamadı, hayatında hiçbir zaman bu kadar acı çekmemişti.

Acıdan hiçbir ses çıkartmamak icin sertçe dilini ısırdı ve kafasını yere yaslayıp uyuyor taklidi yaptı. Zaten hala kör olduğunu düşünüyorlardı. Bir fark olmazdı. Ama bu hali şu anlık daha rahattı. Ne kadar rahat olabilirse.

"Uyan." Kapının kilidinden çıkan sesin ardından gelen sert ses Zain' in titremesine neden oldu. Ne zamandan beri bu kadar korkak olmaya başlamıştı? Kendi kendine cevabını verdi.
Öldüresiye dövülüp işkence edildikten sonra.
Adamın yanındaki kişiye fısıldadığını duydu.

"Kral ne diye ona özel olarak ilaç getirtti ki? Burada acısından ölseydi ya. Hemen kurtulurduk bu aptaldan da kralın o isteklerinden de"

Yüzünü buruşturdu Zain. Boşluğundan ittirildiğinde acıyla değişik bir ses çıkardı. Neden tam kırığına vuruyordu ki? Lanet asker.

"Günaydın prenses. İlaç vakti" Sert yüz hattına sahip olan askerin son kelimesini uzatarak söylediği iç gıdıklayıcı sesi ve söylediği sözleri Zayn' i sarsmıştı. Şimdi de psikolojik baskı mı yapıyorlardı?
İlaca berbat bir şekilde ihtiyacı vardı. Gururunu bir kenara bırakıp o ilacı kabul etmesi gerekirdi. Öyle de yaptı. Ama rol yaptığını anlamamaları için kör taklidine devam etti.

"Yardım eder misiniz? Göremiyorum da ben." diye konuştu. Adamların birbirine alayla bakmalarından sonra Zain' in yüzüne döndüler. Sert yüz hattı olan asker bir çırpıda değil de yavaşça parmaklarını tenine değdirerek üstünü çıkarınca tüyleri üypermişti Zain' in. Bu asker ne yapmaya çalışıyordu? Umursamamaya çalıştı, biraz sonraki alacağı krem belki ona her şeyi unuttururdu.

"Uzan hadi. Seni bekleyemeyiz." Bu adamın gıcık laflarına sinir olmuştu Zain. Eğer gücü kuvveti yerinde olsaydı, şu anda rezil bir haldeydi ama ne kolunu kaldiracak gücü vardı ne de hareket edecek. O yüzden dediğini yaptı ve yere yüzüstü uzandı dudaklarını kemirerek.
Asker ince uzun parmaklarını Zain' in pürüzsüz teninde dolaştırmaya başladı.
Bir şey diyemiyordu esmer kral. Eğer ağzını açarsa biliyordu ki merhemi yaralarına sürmezdi, ya yedirirdi ya da kim bilir ne yapardı. Biliyordu bu işleri, kendi de bi aralar yaptığı için.

"Artık tedavi yöntemine geçsek" diye bir öneride bulundu. Sert yüzlü asker uykudan uyanmış gibi sıçrayarak irkildi.
Bu adam neyin kafasını yaşıyordu?

Asker arkasını döndü ve arkadaşından torbayı aldı. Paketi seslice açtı ve hepsini Zain' in sırtına boca etti. İlk önce karışımı yavaşca yedirse de sonradan hızını artırmıştı. Biraz sonra durduğunda ise azıcık bıraktığı karışım kremi de karnının oralara sürdü. Acı içinde resmen kıvranıyordu Zain. Sırtının alev aldığını hissediyordu. Bu acının çabucak geçmesini diledi.

"Şimdilik yanabilirmiş. Yatıp uyu. Bu ağrı normal yani sıcaklık hissetmen de kemiklerinin yavaş yavaş kaynaştığının habercisi. Sana her gün gelip bunları sürecekmişiz." adam duraksadı ve hissettiği acıdan dolayı kıpkırmızı olan Zain' in kulağına yaklaştı.

"Başka bir isteğin var mıydı prenses?" Prenses de ne sikim diye bağırmak istedi Zain. Ama sesi çıkmıyordu. Eğer buradan kurtulursa ilk işi burdakilerin soyunu kurutmak olacaktı. Bu adamı özel olarak seçip dövecekti ama. Kafasına koymuştu. İçinden geçirdi. Eğer buradan kurtulabilirsem, siz göreceksiniz.

Adam cevap alamayınca işi bittiği için oturan Zain' in sırtında hayalî şeyler çizmeye başlamıştı. Zain' in aklına iğrenç şeyler geliyordu ama bunlarin olmamasi için dua ediyordu. Bu kadarı da olamazdı. Sarışın kral bunu düşünmüş olamazdı değil mi? Daha geçenlerde yanında ağlayacak gibiydi. Şimdi de.. Bunları yaptırmayı emretmiş olamazdı.

"Eğer hala rahatlamadıysan seni rahatlatabilirim. Ha? Bunu ister misin?" duyduğu sözlere karşı yüzünü buruşturdu Zain. Bu teklif iğrençti. Alaylı bakışları umursamadan adamın sırtındaki elini hızlıca aldı ve ittirdi. Büyük küfürler ederek adamı sertçe arkasına ittirdi. Bu hareket onu resmen öldürmüştü ama az dişini sıkacaktı. Bu ahlaksız adama hakettiğini verecekti. Yere düşen adamın üstüne çıktı ve burnunun üstüne sıkı bir yumruk savurdu. Bu adama yeterdi. Adam saşkın ve sinirli bakışlarla Zain' i süzüyordu.

"Bir köre karşı hedefleri ne kadar sağlam." dedi arkadaşına şaşkınca bakarak. Hiçbir şey yapmayıp geldiği andan itibaren ayni yerde duran asker kafasını hızla salladı.
Asker ayağa kalktı ve parmaklarını hızlıca Zain' e doğru salladı.
"Diğer sefer benden kurtuluşun olmayacak. Ben Niall gibi değilim, ben acımam" diye kükredi ve gitti.

Ne kadar da aptallar diye düşündü içinden Zain. Az önce resmen kör olmadığını belli etmişti ama bunlar anlamamıştı. Sahiden, o adamın teklifi de neydi? Saraylarında eşcinsel birini mi barındırıyordu Niall?
Yüzünü buruşturdu Zain. Bu iğrenç diye düşündü. Mektubunda yazdığı doğrudur belki de. Niall' a eşcinsel misin diye sormuştu, bu olabilir mi diye kendince sorular sordu. Hiç böyle bir şey düşünerek yazmamıştı. Amacı sadece dalga geçmekti.

Hissettiği acılarla beraber rahatsız bir uykuya daldı. Göreceği pis rüyalara bir hoşgeldin diyerek.

Forbidden Love | Ziall Horlik |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin