bir kaç dakikanın ardından yıldız yağmuru başlamıştı. hayatımdan gördüğüm en güzel olaylardan biriydi. tüm gökyüzü parlak yıldızların kaymasına eşlik ediyordu. en parlak yıldız benim yanımdaydı. başımı ona çevirdiğimde hayranlıkla gökyüzünü izlediğini gördüm. gözleri tüm yıldızlara ev sahipliği yapıyordu.
ona baktığımı farkedince bana döndü. gözlerindeki parıltı hâlâ sabitti. gözlerime baktı ve gülümsedi.
"çok güzel."
"öyle." kollarımı önümde birleştirerek gökyüzüne döndüm. "beni getirdiğin için teşekkür ederim."
"geldiğin için ben teşekkür ederim."
gülümsedim. nasıl kabul etmezdim ki? ben bir bir kayan yıldızları izlerken ve içimde bir sürü fakat tek bir kişiye çıkan dileğimi tutarken, o yana bıraktığı gitarının yanına gitti ve yere oturarak gitarını kucağına aldı.
kulağıma dolan müzik sesiyle ona döndüm ve yanına adımladım. tam önünde oturdum. gitar çalabildiğini biliyordum. tüm sınıf biliyordu. ne kadar güzel çaldığını da biliyordum. her etkinlikte ilk yeonjun çağırılırdı. gitarıyla kulaklarımızı çeşitli müziklerle doldururdu. onu dinlemeyi hep çok seviyordum fakat ilk kez o gece sadece bana çalıyordu. aynı ondan sonraki geceler de olacağı gibi.
o gece yıldız yağmuru altında oturduğum beton zeminde dizlerimi kendime çektim ve başımı dizlerime yaslayarak yeonjun'u dinledim.
i watch the moon
let it run my mood
can't stop thinking of you
i watch you
ŞİMDİ OKUDUĞUN
star | beomjun
Fanfictiongeçirdikleri kaza sonucu paralel evrende sıkışan ve bir birine ulaşamayan iki genç.