Bölüm 12/Küçük Kötü Kız

190 16 8
                                    

"O, gitmemi istedi. Gidiyorum. Her şey için teşekkürler. -C"

İnce sesimi taklit ederek ve el yazımı elleriyle oynatarak yazdığım notu canlandırdı. Ben yüzümü buruştururken, Nessa aptal sırıtmasını yüzüne yerleştirmiş, abisini izliyordu.

"Ve puf! Caroline ortada yok!" Anton'un böyle abartılı hareketleri var mıydı?

Konuyu ustaca değiştirdim. Gitmem hakkında konu açılırsa, araya Cameron girerdi ve burada olmasını istediğim en son kişiydi.

"Evimi nasıl buldunuz?" Kapımızın önünde daha 3 gündür tanıştığım birine hesap verecektim. Ve bu, kesinlikle istediğim bir şey değildi. Anton'la öpüştükten sonra alelacele kalkmam, elinde bıçakla Anessa'yı gördüğümde Cameron'la saçma sapan konuşmam. Bunların hiçbirinin açıklaması yoktu. Anton, hastaneden kaçtığımı biliyordu. Ama ne için kaçtığım hakkında en ufak bir fikri yoktu.

"Anessa! Kim gelmiş?" diye bağıran annemin merdivenlerden inen ayak sesleri beni yerimden sıçratmıştı. Her şey açığa çıkacaktı, annem beni burada görünce çıldıracak, ona delice hesap vermemi bekleyecekti.

Kural 1; Konuyu daha önemli bir konuyla değiştir.

Merdivenlerden tam olarak indi ve inerken basamaklara baktığı için beni görmemişti. O sırada Anessa'nın o salak sırıtışı hala yüzündeydi.

Annemin aşağı inerken ki sorusuna kimse cevap vermemişti.

Kural 2; Olay kızışmazsa daima neşeli ol!

Yüksek sesle bağırdım, "Biricik kızın Care geldi!"

Annemin yüzünden ne olduğunu sadece ben anlayabilirdim. İlk önce sevindi, gözündeki parıltılar arttı ve bana bakışının üçüncü saniyesinde bakışları sertleşti. Sonra genzinden bir hırıltı çıktı ve sertçe yutkundu.

"Acil katındaki camdan atlayıp, sokak ortasında dans ettin, ah bir de şarkı söyledin!"

Tam anlamıyla sıçtım!

Anne, bunları misafirlerimiz gidince konuşsak?

Sesini incelterek o herkesin dilinde olan şarkıyı mırıldandı.

"C'mon skinny love, what happened here?"

Anton sesli bir kahkaha attı. Ona dönüp sert bir bakış attım, Anessa sırıtmayı bırakmış, gülmemek için kendini tutuyordu.

Ne?! Aldığım narkoz fazla gelmiş olabilirdi.

Ama annem bunları nereden biliyordu?

Anneme dönüp kaldırdığım kaşlarım 'nereden biliyorsun?' anlamını taşıyordu.

"Psikiyatri kliniğinden kaçmış olman, polislerin kamera kayıtlarına bakması için geçerli bir sebep tatlım."

Elimi hızlıca alnıma vurdum.

Hay ben böyle işin! Öğrenmemeleri gerekiyordu!

Kafamı hızlıca kaldırıp anneme imalı bir bakış attım. Annem anında cevap verdi.

"Hayır Care! İmalı bakışların işe yaramaz. Şimdi misafirlerle birlikte yukarı geliyorsun, onlara bir şeyler ikram ediyorsun ve bu konuyu derinlemesine konuşuyoruz." Sonra aklına bir şey gelmiş gibi yerinden sıçradı. "Ve siz tanışmışsınız ama yine de yeni ev misafirlerimize merhaba de!"

Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Ellerim ve yüzüm uyuştu. Anessa ve Anton gülerek annemin arkasından gitti ve ben holde öylece kalakaldım.

Son anda anneme bağırmayı akıl ettim. "Kaç gün kalacaklar?!"

Annemin şaşırma nidası evde yankılandı ve ardından güldü.

"İstedikleri kadar!"

--

"Masumsun demiştim ya güzel Caroline," dans ederken ki sözleri aklıma geldi.

"Çok masumsun. Tepkilerin çok..."

Derin bir nefes aldı.

"Masum."

Son kelimeyi Cameron sinirle dişlerinin arasından tamamlamıştı. Yanıma iki dakika önce gelmişti, ama sinirden kuduruyordu. Dinlemem gereken 3 yer vardı;

Birincisi Anton, saçma sapan sözleriyle beni delirtmeye çalışıyordu. Aptal!

İkincisi Cameron, Anton'a zarar vermemesi için onu frenlemek zorundaydım.

Üçüncüsü kendi iç sesim, bazen mantıklı, bazense çok salakça şeyler söylüyordu.

Deli olmama şaşırmamak gerekti. Abartılı bir şekilde göz devirdim.

"... bak ne diyeceğim Care, masumluğun salaklığından mıydı, yoksa, yoksa, yoksa." düşünürken parmağını dudağına vuruyordu.

Cameron sinirli bir şekilde ayaklandı, açık açık küfür ederken, Anton'un üzerine yürüyordu. Benim de onu durdurmak için ayaklandığımı gören Anton, hiç bir şey anlamadığından yerinden sıçradı.

Gerçi, onu bıraksam Anton Cameron'u hisseder miydi? Denemeye değer diye düşünürken tüm gerçekleri öğrenmek istiyordum.

Fakat sonrasında olacakları düşününce Cameron'u durdurarak Anton'un tam önünde arkamı Cameron'a vererek onu durdurdum.

Hemen bir bahane bulmam gerekliydi.

"O parmağını kırıp, bir taraflarına yerleştirmek isterdim çok sevgili mavi göz.

Kulağına eğildim, istediğimde çok terbiyesiz olabiliyordum.

"Ama benim evimdeyiz ve mobilyaları kirletmek istemiyorum."

Geri çekildiğimde Cameron arkamdaki koltukta yayılmış sırıtıyordu. Sesini duydum. "Aferin kızıma!"

Tanrı aşkına biri şu hayaleti sustursun.

Anton kollarını kendine sararak ve yüzünde korkulu bir ifade oluşturarak, "Çok korktum küçük kötü kız,"

Burnumdan hızlıca soludum, "senin küçük kötü kızına..."

Sonra yanındaki sandalyeye uzanarak içinde kola olan bardağı yere fırlattı.

Normalde utanınca kızaranlardan değil, sinirlenince kızaranlardandım.

Yüzümü ateş basarken, Cameron, "Kıpkırmızı olduğunu arkandan bile görebiliyorum." dedi.

Sakince yere eğildim ve gülerek kırık cam parçalarından büyük olanları topladım. Sonra Anton'un yüzüne gülerek "Seni lanet olasıca mavi göz, o yüzünü parçalayacağım." dedim. Ama gücüm ona yetmeyeceğinden elimdeki cam parçalarını yüzüne atmadan önce Cameron'un sesini işittim.

"Oh, hayır!"

Not; Hikayeye sonuna kadar devam etme kararı aldım. Haftada 1 bölüm getireceğime söz veriyorum. Lütfen okuduysanız oy verin ve düşüncelerinizi belirtin! (Diğer bölümler için tahminleri de bekliyorum.) Öpüldünüz :)

DeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin