Merhaba arkadaşlar, bölüm getiremediğim için üzgünüm. Açıkçası bazı sorunlardan dolayı bölüm getiremiyorum. Size sormak istediğim bir şey var.
Öncelikle; hikayeye devam etmek çok istiyorum, Cameron ile Caroline'ı özledim. Beklemek istemezseniz hikayeyi hızlı bir şekilde finale götürecek kurgum hazır. Ha, eğer ayda bir bölüm getirmek şartıyla isterseniz bölüm yazabilirim. Bu konuda lütfen okuyan herkes fikirlerini açıklasın.
Diğer bölüm için aklınız kalmasın diye, şu anlık yazdığım kadarını paylaşıyorum.HERKES DÜŞÜNCESİNİ BELİRTSİN LÜTFEN!
İyi -kısa- okumalar!
--*--
Sonunda eve vardığımda yorgunluktan ölüyordum. Uzun bir mesafe yürümüştüm, Cameron ise beni korkuttuktan sonra yine kaçmıştı. Sanırım ona söyleyeceğim sözler, yapacağım kötülüklerden korkup ortalıktan tüymüştü.Evimiz şehir meydanının tam karşısındaydı, meydandaki büyük saate baktım, aklımdan küçük bir hesaplama yaptım.
Dün gece saate baktığımda 01:47 idi. Üzerinden 15 dakika kadar bir zaman arabadaydım. Skyler gittikten sonra yarım saat kadar arabadan çıkmaya çalışmıştım. 02:30. Sabah kalktığımda saat 6-7 civarlarındaydı. Şimdi ise saat 3'tü.
Tüm öğlen boyunca yürümek ne kadar can sıkıcı ve yorucu olsa da artık hiç kimsenin arabasına binecek kadar saf değildim.
Eve vardığımda kapıyı usulca tıklattım ve geri çekildim. Merdivenden birinin koşma sesi gelince, annemin ya da babamın bu kadar hızlı koşamayacağını düşündüm.
Derinden büyük bir nefes aldım ve nefesimi ciğerlerimde kapı açılana kadar tuttum.
Kapı birden bire, hızlı bir şekilde açıldı.
Karşımda o parlak sarı saçları, kusursuz yüzü ve gökyüzü mavisi gözleriyle Anessa duruyordu.
Ciğerlerim nefessizlikten yanıyordu ve kulaklarım uğulduyordu. Ben onlardan kaçmak için kendimi büyük tehlikelere atıyordum, o ise evime girip üstelik patavatsızca kapıyı bile açıyordu. Anessa ellerini havada sallayıp,
"Nefes alıyor musun sen?" dedi ve elleriyle ağzını kapatarak kıkırdadı. Kaşlarımı çatarak ve arkadaşıma çaktırmamaya çalışarak sessiz bir nefes aldım. Anessa kapının dışına adım attı ve kapıyı arkasından kapatmadan örttü.
"Annen çok tatlıymış Caroline, Anton'la çok iyi anlaştılar."
Anton içeride miydi? Annemle konuşmuşlar mıydı? Eve gelen bu davetsiz ve patavatsız misafirlere babam ne demişti acaba? Anton onlarda kaldığımı anlatmış mıydı? Peki ya, ah, lanet olsun.
Anessa'yı kolundan çekerek kapıya omzumu dayayarak kapıyı açtım. Kapı, sorunsuzca açılırken Anessa ayağıma sert bir çelme taktı. Yerde bir salak gibi uzanırken içimdeki volkanlar patlamaya ulaştı ve o anki içimdeki volkan küllerini Anessa'ya yutturacaktım. Hızla ayağa kalktım ve Anessa'nın boğazına saldırdım.
"Anlattınız değil mi? Herşeyi?"
Düşmemin etkisi miydi bilmiyorum ama vücudumdaki her adele yanıyordu. Alaycı gözlerle tam gözlerimin içine bakarken onun gözlerideki iğrenme duygusunu da görebiliyordum.
Zorlukla konuştu.
"Küçük prensesimiz ailesinden korkuyor mu yoksa?"
Her zaman yaptığım gibi söyleyeceklerimi bir düşündüm. Ve hayır, aklımdan geçenleri dilime dökersem ortaya kötü şeyler çıkabilirdi.
Anessa bir anda ağlamaya başladı. Altımda umutsuzca çırpınırken beni kolaylıkla itebileceğini biliyordum. Kendini tokatlayan delilere döndü.
Son çığlığıyla eşzamanlı olarak Anton merdivenlerden koşarak indi.
"Benden iğrenmeni gerektirecek ne yaptım Nessa?" dedim boğazımdaki yumruyu yutmaya çalışırken.
Yüzünü tırnaklamasından oluşan kanları Anton parmağıyla silerken benim sorumla hızla yüzünü bana çevirdi.
"O gün hiç karşılaşmamalıydık."
Bardaki gün. Bunu neden söylemişti şimdi? Birleştiremediğim parçalar vardı bu yapboz da. Beynim, bulunduğumuz yerdeki zamandan daha hızlı çalışıyordu. Bu yüzden düşünmemi gerektirecek saniyeler beynimin içinde zamanın onda biri kadar yavaşladı.
"Kolyeden mi söz ediyorsun?" Anton Anessa'ya sıkıca sarıldı, bunu kendisinin yaptığını bilmiyor muydu?
"Bıraktığın nottan söz ediyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli
Fantasía""O motor kazasında Cameron'la birlikteydik Bell, ona yavaşlamasını haykırdım, beni duyup fren yaptı." Görüntüler gözümün önüne geliyordu. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Cameron yanımda belirdi, rahatlatıcı sesiyle "Ağlama bebeğim, ben buradayım. Bun...