Bölüm 4 / Bar.

612 27 6
                                        

Multimedya'da süpriz karakterimizi görebilirsiniz!

İyi Okumalar!

Sinirimi bozmaya devam ediyordu. Yüzümü ekşitip sisli ama bir o kadarda yakışıklı yüzüne baktım.

"Ne!?"

"Yaptıklarıma sinirlisin sanırsam? Yoksa başka birşey mi var?"

"Her ikisi de. Hem yaptıklarına hem sana! Yalnız bırak beni!"

Hafifçe sırıtıp yanıma yaklaştı.

"Gece, yalnızsın, üzerinde okul balomuzda giydiğin elbisen var, ve şu an potansiyel olarak çok güzel gözüküyorsun. Dikkat etmelisin."

Onu kovmak istiyordum aynı zamanda da alay etmek. Bu yüzden ilk olarak onunla alay edecektim, sonra onu kovacaktım.

"Dolaylı yoldan güzel olduğumu mu söylüyorsun?"

Sırıttım. Sonra alt dudağımı ısırıp kahkaha attım.

"Hiç değişmemişsin inan. Evet, güzelsin. Eskiden de güzeldin."

"Teşekkür ederim yakışıklı. Şimdi gitme zamanı." deyip elimi ona doğru salladım.

Dağıldı. Bir buluta elinizi atarsınız da bulut dağılır ya o şekilde dağıldı. Dağılırken elimde bir zincir hissettim.

Elime baktığımda içinde onu ne kadar çok sevdiğimi yazan ve benim ona doğum gününde aldığım camın içindeki kağıt parçası duruyordu. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

Kalbime doğru bastırıp boynuma taktım. Onu hala koşulsuz seviyordum.

*

Yüksek ses başımı ağrıtıyordu. Önüme konulan kaçıncı olduğunu sayamadığım tekila'ma baktım. Başımla garsona teşekkür edip bar sandalyemde arkamı döndüm.

Annemin hastaneye getirmek için bu kıyafeti seçmesi ne kadar saçma olsa da buraya geldiğimde buna şükretmiştim.

Hemen yakınımdaki pistte gençler dans edip birbirlerine sürtünüyorlardı. Yüzümü buruşturdum. İğrençti. İnsanların bunları barda değil kendi evlerinde yapması gerekmiyor muydu? Belki de alkolün etkisindeydiler? Bu ihtimali düşünmek daha çekiciydi.

Arkamı dönerken kolum yanımdaki oturan genç adama çarptı. Daha genç adamın yüzüne bakmamıştım.

Elimi kaldırıp özür diledim.

"Şeyy, pardon yanlışlıkla oldu." deyip kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Ve o anda deniz mavisi gözler, yakışıklı bir surat, ve inci gibi parıldayan dişlerle karşılaştım.

Ben bunları düşünürken gülümsemesi devam ediyordu.

"Hiç bu kadar güzel bir yanlışlıkla karşılaşmamıştım."

Bugün neden herkes bana güzel olduğumu söylüyordu. Makyajım yoktu, herhangi güzellik için bir çaba harcamamıştım. Önce Cameron sonra bu yanımdaki genç adam.

Hafifçe güldüm. "Teşekkür ederim."

Ve önüme döndüm. Yakışıklı olduğunu kabul ediyordum ama bir Cameron değildi.

Garsona dönüp, "Bir tane daha."dedim.

O sırada yanımdaki genç adam yine bana seslendi.

"Birileri üzgün herhalde?"

Gerçekleri anlatacak mıydım yoksa geçiştirecek miydim? Yalanla karışık doğruyu söylemeyi tercih ettim.

"Ağır içki severim ve hastaneden kaçtım. Yeterince açıklayıcı mı?"

DeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin