yes or yes

388 33 11
                                    

Gecenin bir yarısı işim sonunda bitebilmişti. Tam çıkacakken kalp krizi ve acil bir ameliyat çıktığı için hastanede kalmıştım. İzin günümün yarısını uyuyarak geçirecektim ne harika ama. Eve sessizce girdiğimde salondan televizyonun sesi geliyordu. Chanyeol bu saate kadar uyanık kalmış olamazdı herhalde. Yine de ses çıkartmayarak salona doğru ilerlemiştim. İtiraf ediceksem biraz korkutucu gelmişti bu ortam. Odayı sadece televizyonun ışığı aydınlatıyordu. Hemen televizyonun karşısında büyük ihtimalle üşüdüğü için kendini toplamış şekilde uyuyan chanyeolle karşılaşmıştım. Televizyonu kapatıp chanyeol'un yanına gidip yavaşca koluna dokunmuştum. Burada uyumaya devam ederse üşütecekti bu yüzden uyandırmalıydım.

"Chanyeol uyan hadi"

Hemen uyandığında karanlıkta olmayı beklemiyor gibi etrafını incelemişti bir süre.

"Ne zaman geldin ? Saat kaç oldu ?"

"Bir sonraki güne geçtik herhalde bir iki saate güneş doğar. Hastanede işim çıktı yeni geldim o yüzden. Hadi kalk odaya gidelim üşümüşsün uyuma burda"

"Seni bekliyordum. En azından geç kalacağını haber verebilirdin"

"Kafamı kaşıyacak vakit bile bulamadım nasıl haber vereyim ? Hem sen de doktorsun hastanede son dakika işlerimiz olabilceğini iyi biliyorsun"

"Merak ettim sadece. Çok yoruldun değil mi ?"

"İzinliyim dinlenirim bir şey olmaz. Hadi odamıza gidelim çok uykum var"

Odaya geldiğimizde ikimizde yumuşak ve rahat yatakla buluşabilmiştik. Chanyeol düzgün uyuyabilmenin mutluluğuyla uzanırken ben sadece uyuyabilcek bir yer bulduğuma seviniyordum. Ayaklarımın acısını daha yeni hissetmeye başlamıştım. Gözlerim yavaşca kapanırken çok uzun sürmemişti uykuya dalmam.

----

Cama çarpan yağmur damlalarının ve gök gürültüsünün sesiyle uyanmıştım. Sonbahara çoktan girmiş olmamıza rağmen yağan ilk yağmur olabilirdi. Biraz sert ve şiddetli yağması korkutucu duruyordu. Saat öğle vaktine doğru geliyordu. Dinlenerek aralıksız güzel bir uyku uyumuştum. Chanyeol yine yanımda yoktu sabah giderken sesini duymamış olmalıydım. En azından gitmeden önce beni öperdi bu yüzden uyanabilirdim ama çok derin bir uykudaydım herhalde. Komidinin üzerindeki küçük boylarda olan kutu gözüme çarptığında onu daha önce görmediğime emin olsam da bir yerden garip bir şekilde tanıdık geliyordu. Gizli bir şey olsaydı chanyeol onu saklardı biliyordum bu yüzden merakıma yenik düşüp kutuyu elime aldığımda önce açıp açmamakla kararsız kalsam da açmıştım. Bir yüzükle karşılaştığımda gülümsemeden edememiştim. Chanyeol'un evlenme teklifi ettiği yüzüktü bu. Daha çok yeni olduğu için parlıyordu üzerindeki küçük taşlar eşsiz bir yüzük gibi gösteriyordu metal parçasını. İç kısmında chanyeol'un adı yazıyordu garip bir şekilde mutlu etmişti beni.Yavaşca halkayı parmağıma geçirirken ellerimin heyecandan titremesini durduramıyordum. Yüzük tam olarak parmağıma oturduğunda gerçekten bana aitmiş gibi hissettirmişti. Parmak ölçümü ne ara almıştı bilmiyorum ama boyunun tam olması , desenlerinin benim için harika olması chanyeol'un ne kadar zevkli bir insan olduğunu gösteriyordu. Kutunun içindeki küçük kağıtta cevabımın ne olduğunu işaretlemem için iki şık yazıyordu.
'evet ya da evet'. Sanırsam bu şekilde evlenme teklifini yapıyordu ve bende yüzüğünü takarak kabul etmiştim. Yüzüğe alışmam da çok uzun sürmemişti sanki hep parmağımdaymış gibi yabancılık çekmiyordum. Aslında cevabımı söylemek için onu süründürmek istiyordum ama bu harika adamla daha fazla evlenmeden duramazdım. Şu an ki halimizin de evli çiftlerden bir farkı yoktu tabiki sadece evlilik ikimizede iyi gelicekti. Vakit kaybetmeden yağmura ve tek izin günüme rağmen hastaneye gittiğimde ıslanmaya göz yumarak chanyeol'un bahçeye gelmesini beklemiştim. Beni çok bekletmek istemediği için onca işine rağmen gelicekti. Acil kapısında onu gördüğümde tamamen ıslanmış bedenimi bir süre incelemişti. Şemsiyeyle bekliyor olduğumu düşünüyordu herhalde. Kollarıyla kafasını yağmurdan korumaya çalışarak yanıma koşarak geldiğinde daha da şiddetlenen yağmur yüzünden beni içeriye doğru çekmeye çalışmıştı. Ama ben tüm enerjisini atmaya çalışan yağmura rağmen orda durmak istemiştim.

"Baekhyun delirdin mi ? İçeriye girelim hasta olucaz"

"Chanyeol sana önemli bir şey söylemeliyim"

"Tamam içeride konuşalım"

"Kabul ediyorum"

Yağmur sesinden birbirimizi çok duyamıyorduk. Bu yüzden biraz bağırarak konuşmak zorundaydık.

"Ne dedin ?"

"Dedim ki seninle evlenmeyi kabul ediyorum"

"Ciddi misin sen ?"

Evet anlamında kafamı sallarken bir yandan benim için aldığı yüzüğü taktığımı göstermek için elimi uzatmıştım. Chanyeol önce şaşırmış sonra yüzünde kocaman bir gülümseme belirmişti. Çocuk gibi seviniyor olması bu hayatta görebilceğim en güzel tepki olabilirdi.

"Tanrım teşekkür ederim. Söz veriyorum seni asla üzmiycem sevgilim"

Donumuza kadar ıslanmış olmamız umrumuzda değildi. Orda öylece sarılırken çok mutluyduk.

"Seni seviyorum"

"Ben de seni seviyorum"

Soğuktan titreyen vücudumu ısıtan tek şey chanyeol'un dudaklarının dudaklarıma değmesiydi. Birbirimize üstünlük savaşı vermeden sadece bağlılığımıza söz verdiğimiz bir öpüşmeydi bu.

Doc. Cardio GodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin