Rindou aniden arkasını döndü.
Ayana: Bende ki ani duygu değişikliklerini kimse fark etmez sanmıştım. Ama sandığımdan akıllı çıktın. Ne planladığımı bilmek istiyorsun demek. Sana söylerim ama bir şartım var.
Rindou: Ne istiyorsun?
Ayana: Bunu kimseye söylemeyeceksin ve herkesin tek tek yenildiğine yada öldüğüne şahit olacaksın. Ama hiç bişi yapmayacaksın. Gerçi zaten yapamazsın ama şimdiden uyarıyım.
Rindou: Lafı gevelemede söyle.
Ayana: Madem çok ısrar ediyorsun. Herkesi yeneceğim. Onları bir bir ayağımın altından temizleyeceğim. Kendimi güçsüz gösterdim çünkü böyle daha eğlenceli. Bunu yapmaya devam edeceğim. Mikey karşısına çıktığımda beni güçsüz sanacak ama onu bir tekme ile indireceğim.
Rindou: Sana aşık olduğuma inanamıyorum. Psikopatsın sen!
Ayana: Sizin bana aşık olmanız aslında denklemde değildi ama sayenizde gücümü çoğu durumda kullanmama gerek bile kalmadı. Hepiniz piyonsunuz... Ama İzana'nın değil (daha önceki bölümlerde bunun muhabbeti geçmişti) Benim.
Lafımı bitirdiğim anda düşen tabak sesi ile mutfağın kapısına baktım.
Ran: S-Sen bizi kullandın mı?
Ayana: Rindou keşke biraz abine çekseydin.
Rindou: Ayana lütfen bunlar birer saçmalık. Korkutmak için yaptım de.
Ayana: "Demeyi o kadar isterdim ki" dememi bekliyorsan daha çok beklersin.
Rindou'nun yanından geçerken o hala şok olmuş bir şekilde dikiliyordu. Ran'ın yanından geçtim ve sandalyeyi çekip masaya oturdum. Rindou'nun yaptığı omleti 3'e böldüm. Bana düşen kısmı tabağıma koydum. Kapıya döndüm ve yeniden sevecen sesimle konuştum.
Ayana: Hadi gelin kahvaltı yapalım.
İkisinden de bir ses çıkmayınca yeniden seslendim.
Ayana: Gelin kahvaltı yapın yoksa lunaparkta acıkırsınız.
Ran masaya pattan oturdu ve masayı salladığı için bardaktaki meyve suyu döküldü.
Ran: Bunlar normal gibi davranmayı keser misin?
Ayana: (gülümser) Ben söylemek istemedim. Siz daha doğrusu Rindou ısrar etti.
Rindou: Şaka mısın ya? Şimdi suç bende mi?
Rindou da mutfağa gelmişti. Ağzıma bir peynir attım ve arkamı döndüm.
Ayana: Sen sormasaydın anlatmazdım. Neyse gel otur lunaparka gideceğiz.
Rindou oflayak masaya oturdu. İkisi de sessiz sedasız kahvaltı yaptı. İlk ben bitirdiğim için masadan kalktım kapıdan çıkmadan önce gülümseyerek onlara baktım
Ayana: Kahvaltı enfesti ellerine sağlık Rindou.
Odama çıktım. Üzerime siyah bir şort ve siyah bol tişört geçirdim. Çorablsrımı giyip boy aynamın önüne geçtim. 18 yaşıma girdiğim gece tamamen kırmızı olan gözlerime baktım.
Ayana: Bu gün herşey bitecek. Bunun başka yolu yok.
Omuzlarımı sıktım ve kapıyı açık bırakarak odadan çıktım. Mervidenler hızla indim ve oturma odasında karamsar bir ortam ile oturan ikiliye gülümsedim.
Ayana: Hadi çocuklar lunaparka gidiyoruz.
Rindou: Seninle hiç bir yere gelmiyoruz.
Ayana: Ha! Neden?
Ran: Belki bizi öldürmek istiyorsun. Bize ne yapmak istediğini bilmiyoruz.
Beklemediğim cevap ile karnımı tutarak gülmeye başladım.
Ayana: Dur bi dk (gülmek) Ben doğru mu anladım (gülmek). Ben (gülmek) Sizi öldürmek istiyorum (gülmek) ve b-bu yüzden mi lunaparka götürüyorum.
Rindou: Yani bu bir olasılık.
Ayana: Sabah sabah ne güldük ya. Neyse o yüzden gitmiyoruz. South bu gün Senju'yu öldürmesi için 2-3 adam görevlendirdi. Onun için gideceğiz.
Ran: Bunun bizimle ne alakası var?
Ayana: Bundan benim haberim varsa Mikey'in de vardır. Etrafta olacaklar. Biz de olmalıyız.
Rindou: Bunu tek başına yap.
Ayana: Yerini bil. Kime emir veriyorsun sen.
Sizde geleceksiniz dediysem geleceksiniz.İkisi de istemeyerek kalktı. Dışarı çıktım ve motoruma bindim. 2-3 dakikaya onlarda gelmişti. Motorlarına bindiler ve önde ben arkada onlar sürmeye başladık. Bir süre orada vakit geçirdikten sonra bir yere oturup keyifle pamuk şekerimi yerken duyduğumuz silah sesi ile ayağa fırladım.
Ayana: Hadi gidelim.
Önden hızlıca sese doğru gittim. Senju'nun kanla kaplı bedenini beklerken karşımda Draken yerde uzanıyordu.
💭: Senjuyu ortadan kaldırma görevi yattı. Neyse Draken ölümü işimi biraz zorlaştırır ama. Gücüm yeterli.
Ben olduğum yerde durmuş. Draken'e bakarak düşünürken Ran ve Rindou iki yanımda duruyordu.
Ran: Onun Senju olmadığı kesin.
Ambulans sesleri gittikçe yakınlaşıyordu. Ben ise tüm duygusuzluğum ile öylece planlarımı düşünüyordum. Ambulans geldi, Draken'i aldı ve gözden kayboldu. Takemichi olduğu yerde bakakalmıştı. Yavaşça yanına gittim.
Ayana: Bu planda yoktu. Senju ölmeliydi.
Takemichi: Ha!
Ayana: Yok bişi. (Gülümsedim) Gününüz nasıl geçiyor?
Senju: Kimsin sen? Takemichi'den uzak dur!
Senju ayağa kalmış. Bana korkutucu bakışlar atıyordu. Ona doğru bir adım attım ve aynı bakışlarla karşılık verdim.
Ayana: Asıl sen kimsin? Ölü olmalıydın. Ama planlarının bozulmasına izin vermem şimdi öldüreceğim seni.
Tam hamle yapacağım sırada Rindou omuzumu tuttu.
Rindou: Dinle.
💭: CB250T egzozu.
Ayana: Eğlencenin dozu artıyor.
Senju'ya baktım.
Ayana: Seninle sonra oynayacağım. Ufaklık.
Senju: Ne-
Ran: Ne dediğini duydun uza.
Ayana: Benim tarafımı tuttuğunuzu bilmek içime su serpti.
Rindou: Sana aşık olmak bir hataydı. Ama bilirsin işte aşık olunca insan vazgeçemiyor.
Ayana: Aşk ha... Öyle duygulara o kadar uzağım ki. Savaş bittiğinde ne olacağını bilmiyorum. Tek istediğim herkesi öldürmek.
Elimi kalbimin üzerine koydum.
Ayana: Amacım başından beri aynıydı. En iyisi olduğumu kanıtlamalıydım. İlk başta bu sadece çocukça bir hesefti ama çeteler hakkında daha fazla şey öğrendikçe. En iyisi olmanın en güçlü kişi olmak olduğuna karar kıldım.
Hafif bir gülümseme ile devam ettim.
Ayana: Şimdi buradayım. Buraya gelmek için her türlü karaktere büründüm. Yeterince güçlü olana kadar biraz saklandım Ama şimdi.. En iyisini kim olduğunu ilk ve son kez herkese göstereceğim.
Ran: Sen böyle diyince insan gaza gelmiyor değil.
Motor seslerinin arttığından bir sürü motorun dört yandan geldiğini anlıyordu insan.
Ayana: Buradaki herkes düşmanımız. Acımadan gebertin onları.
830 kelime
_____________________________________________
Evet bu bölüm geç geldi ama şimdi yeni bölüme hemen başlıyorum. Her an yeni bölüm gelebilir. İyi okumalar ❤️❤️❤️