2|Safkan Bozuntusu

341 30 8
                                    

selamm yine ben. satır arası yorum okuması çok zevkli oluyor eğer içinizden yazmak gelirse seve seve okurum. umarım beğenirsiniz, iyi okumalarr <3

Büyük Salon'a girdiğimizde Vera ile vedalaştık. O Ravenclaw masasına ben ise Slytherin'e gittim. Biraz bekledikten sonra birinci sınıflar içeri girdi. Hafifçe gülümseyerek onlara baktım. Ne kadar da küçüklerdi. Daha dün gibiydi; Seçmen Şapka'nın başıma konuluşu, Slytherin diye bağırması.

Dalmış bir şekilde masamıza gelen küçüklere bakıyordum. Sonunda bittiğinin Dumbledore'un ayağa kalkmasıyla farkına vardım. Birinci sınıflar için yasaklardan bahsetti ve konuşmasını bitirdi.

"Yumulun."

Bunu dedikten sonra birkaç saniye boyunca bana baktığına yemin edebilirdim. Sonra kafasını çevirdi ve yemeğine döndü. Ben de aynısını yaptım ve tabağıma biraz tavuk eti aldım. Balkabağı suyumu içerken gözüm Gryffindor masasına takıldı. Lily ile göz göze geldiğimizde birbirimize gülümsedik ama bu denk gelişimiz yanıma Regulus Black'in oturmasıyla bozuldu. Ona kaşlarımı çatarak baktığımda sırttı ve Gryffindor masasına bir bakış atıp yüzünü buruşturdu.

"Bulanık Evans ve kanı bozuklarla arkadaş mısın?"

Şimdi gerçekten sinirlenmeye başlamıştım. Bir peçete aldım ve ağzımı sildim.

"Onlara bu şekilde seslenemezsin."

Tekrar Gryffindor masasına baktım. Şimdi bütün tayfa bana bakıyordu. Hepsinin de kaşları çatıktı.

"Ayrıca ağabeyin de onunla arkadaş."

Regulus Black daha iğrenç bir şey söyleyemezmişim ki bana baktı.

"O artık aileden değil."

Ayağa kalktım ve öfkeyle peçeteyi tabağımın içine attım, sinirle güldüm.

"Ah aile dediğin Ölüm Yiyenler mi yoksa? Öyleyse bu, onun için iyi olmuş."

O da aynı hızla ayağa kalktı ve burnumun dibine girdi.

"Ailem hakkında düzgün konuşsan iyi edersin yoksa sana yerini bildirmek zorunda kalırım."

Geri çekildim. Sakin kalmam gerekiyordu. Bugün okulun ilk günüydü. Gözlerimi öfkeyle yumdum ve geri açtım.

"Biliyor musun Black, bana bulaşmasan iyi edersin. Her ne kadar bir Ölüm Yiyen adayını dünyadan silmek istesem de Azkaban'a gitmek için çok gencim."

Bir şey demesine izin vermeden ona omuz attım ve Büyük Salon'dan başım dik, olabildiğince hızlı adımlarla ayrıldım. Zindanlara ulaşmak için merdivenleri inerken parolayı bilmediğimi hatırladım. Sınıf başkanını beklemem gerekiyordu. İç çekerek basamağa çöktüm. Daha ekspresten inerken onunla arkadaş olabileceğimi düşünmüştüm ama beni önceki düşüncelerim konusunda yanıltmamıştı. O kelimeleri kullanarak ona olan bütün sempatimi yok etmişti. Zaten uğraşmam gereken onca şey vardı. Endişelenmem gereken de...

Derin bir nefes aldım ve gözümden düşen bir damla yaşı sildim. Babamın sağ olduğunu bilmeye o kadar çok ihtiyacım vardı ki. Şu an evde annemle birlikte oturup çay içmeleri gerekiyordu. O zindanlarda acı çekmesi değil. Zindanlar? Birden aklıma gördüğüm rüya geldiğinde onun ne kadar gerçek hissettirdiğini düşündüm. Babam gerçekten orada mıydı? Ölseydi haberi gelirdi, değil mi?

Yanıma birinin oturduğunu hissettiğimde hızla ona döndüm. Severus Snape yanıma oturmuş kayıtsızca gözlerini bana dikmişti. Hemen gözlerimi tekrar sildim.

"Babanı hâlâ bulamadılar sanırım?"

Bunu önemsediğinden sormadığını biliyordum ama yine de başımla onu onayladım. Konuşursam sesimin çatlayacağını biliyordum bu yüzden sessiz kaldım.

courage (regulus black)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin