2.0

945 50 6
                                    

Herkesee selaaamm❤

Biraz hüzünlü biraz mutlu bir bölüm ile karşınızdayım ama bu bölüme aşık oldum çünkü benim için çok özel bir bölüm.

Umarım benim içime sindiği kadar sizde seversiniz. Hepinize keyifli okumalar diliyorum^^

*
           

Tereddüt ile evden Maçka parkına doğru ilerlerken karşımda kimin olacağı düşüncesi beni fazlasıyla heycanlandırıyordu. Kim olduğunu bilmesem de ondan hoşlanıyordum ve kim olduğunun içimde hiçbir önemi yoktu. Orada beni bekleyen kişi Kutay da olsa Özgür de olsa bu benim için önemsizdi. Ben onun tipinden değil karakterinden hoşlanıyordum. Belki de onun karakterine aşıktım.

Ondan ilk hoşlanmaya başladığım zaman ondan kaçmıştım çünkü korkuyordum. Hemde çok... Ona karşı olan hislerim devam eder ve ondan uzaklaşamam diye çok korkuyordum. Çünkü ben hastaydım. Kimseyi kendime bağlayamazdım. Bu onun içinde benim içinde en iyisi olurdu. Ama artık kaçamıyordum. Ondan gidemiyordum.

Bu zamana kadar onunla buluşma, ona kavuşma hayali kurmuştum ve artık bu hayalimle karşılaşma zamanıydı. Hayatımın en kötü evresinde belki de bana iyi gelecek tek şey bu olacaktı. Onu sevmek...

Onu gördüğüm zaman ne olur bilmiyorum ama yine de ona gidiyordum. Bir ilişkimiz olur muydu acaba? Bazen bu durumdan çok korkuyordum. Ölüme fazlasıyla yakındım ve onu kendime bağlamak bu kadar doğru muydu? Karşımdaki kişinin hayatı bu kadar zorken ona bir acı daha vermek istemezdim.

Çünkü o oldukça yaralıydı. Hayatı acı doluydu. Ve ben ise onun hayatına ölüm meleği olarak düşmüştüm.

Burnumu etkisi altına alan sigara kokusuyla beraber onun yakınlarla bir yerlerde olduğunu anlamıştım. Saniyeler içinde haftalardır bağlandığım bu adamla görecektim. Titrek bir nefes verip birkaç adım daha ilerledim. Kulaklarımı dolduran sesle beraber vücudum adeta taş kesildi.

"Burdayım, çiçeğim." Yavaş adımlarla geriye döndüğümde onu gördüm. Hoşlandığım adamı, belki de aşık olduğum adamı. Özgür'ü...

Haftalardır konuştuğum adam Özgürdü. Beni kendine aşık eden, beni kendine bağlayan Abim'in yakın arkadaşlarından biriydi. Her zaman söylediği gibi o benim hep dibimdeymiş ve ben onu hiçbir zaman fark edememişim. Gerçekten onu hiçbir zaman görememişim.

"Bir şey söylemeyecek misin?" Sigara dolu nefesi tüm yüzümü ele geçirirken yine bir şey diyemedim. Şuan onun karşısında salak gibi duruyordum. Sadece ona sarılmak istiyordum. Ona sarılmak ve onu iyileştirmek. Çünkü buna ikimizinde fazlasıyla ihtiyacı vardı.

Özgür'e doğru birkaç adım atıp, ellerimi sımsıkı boynuna sardığımda hiç beklemeden ellerini hızla belimde birleştirdi ve beni kendine çekti. Yüzünü boyun boşluğuma sokup boynuma minik bir öpücük bıraktığında tebessüm ettim. Saniyelerce birbirimize sarıldıktan sonra konuşmaya başladı.

"Teşekkür ederim, çiceğim." Fısıldadı kulağıma. "Bana neden teşekkür ediyorsun?"

"Bana sana kavuşma imkanı sunduğun için teşekkür ederim, sana sarılmama izin verdiğin için teşekkür ederim, senin kokunu içime çekmeme izin verdiğin için teşekkür ederim, şuan sana dokunmama izin verdiğin için teşekkür ederim, beni iyileştirdiğin için teşekkür ederim, benim yaralarımı sardığın için teşekkür ederim. Her şey için teşekkür ederim." Yavaşca ondan ayrılıp yüzüne odakladığımda belimde olan elleri hâlâ varlığını sürdürüyordu.

canım yanıyor | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin