Bölüm 14

125 14 11
                                    

Son zamanda yaşadıklarım, hissettiklerim daha doğrusu hissizleştiğim her şey etkisini gösteriyordu. Kaçtığım şeyler daha çok üzerime geliyordu çıkışı olmayan bir labirentin içinde peşimden gelenlerle yolumu bulmaya çalışıyordum ama çıkış yok artık. Ben bu labirentin sonsuz ev sahibi olmuştum. Her şey uzaktan çok saçma film gibi geliyordu ama ben bu korku filminin başrolüydüm. Işıklar üstümde kendimi ya bi ormanın derinliklerinde ya cesetlerin ortasında yada bir akıl hastanesinde kaçarken buluyordum. Hahatın bana biçtiği bu rol öyle zordu ki korkuyordum. Her seferinde kendimi ipin ucundaymış gibi hissediyordum tam sona yaklaşırken hayat denen yönetmenin kestiik sözüyle daha beter senaryolar hazırlanıyordu.

Gerçekten kaçtığım şeylerden bir gün aklımı kaçırmaktan korkuyorum yoksa çokta kaçırdım mı onu bile bilmezken yavaş yavaş kendime geldiğimi hissettiğimde etrafımdaki seslerle gözlerimi açıyorum.

Kenan "Açıyor gözlerini"                                                                    
Burcu "Nihaan iyi misin? "

Erdem "iyi misiniz?"

Ve annem "anneciğim buradayım kızım."

Birden çok kişinin meraklı gözleri üzerimdeyken gözlerimi zorla aralayıp karşımdaki yüzlere bakmaya çalıştım. Kenan, Erdem, Burcu, Emre ve annem bütün ofis başıma toplanmış meraklı gözlerini benim üzerime sabitlemişti peki ya ne ara gelmişti annem?

Odamdaki siyah deri koltuğun üzerine beni yatırmışlardı ve bir süre neler olduğunu düşünmeye çalışırken Erdem in gözlüğünün arkasından mahçup bakışlarını yakalamıştım. Şimdi daha iyi hatıırlıyordum her şeyi. Kenan "ben çıktıktan sonra Erdem yanındaydı hatırlıyor musun?"

"evet hatırlıyorum"

Burcu "iyi misin?"

İyi miyim gerçekten bilmiyorum, şuan bu kalabalığın içinden kaçmak istesem arkamdan ne derlerdi? Son zamanlarında tuhaf davranışlarıyla dikkatleri üstüne toplayan biri olarak görünmek istemiyordum.

"evet" Burcu yu cevaplarken dahi yüzüne bakmıyordum kısa bir cevap onlara yeterdi. Uzun bir açıklamaya gerek yoktu. Kimsenin gözlerine bakmak istemiyordum.

"anneciğim hadi kalk eve götüreyim ben seni"

Anneme kim haber vermişti? Hangi ara gelmişti bilmiyorum ama dediği gibi eve gitsem iyi olacaktı bu kalabalık beni daha çok yoruyordu. Yattığım yerden doğrulup ayağa kalkarken Kenan elimi tutarak bana kibarca destek vermek istemişti ama ben gerek duymamıştım iyiyim diyerek elimi kurtarmıştım ondan. Ne düşünecekleriyle ilgilenmiyordum herkes işine baksın yeterdi.

***

Eve gelir gelmez odama girip kapımı kilitledim daha sonra üzerimdekileri çıkarttım tabi çıkardıklarımı kirli sepetine atma zahmetinde bulunmayıp üzerine basıp geçerek yatağıma atmıştım kendimi. Uyuyup her şeyden uzaklaşmak isterken annem kapımı tıklatmıştı.

"Nihan, Samet geldi."

Ah anne hemen haber mi vermen gerekiyordu sanki diye söylenmiştim.

"uyuyorum"

"kızım beş dakika çık konuş çocuk geldi buraya kadar"

"Nermin teyze sorun değil ben sonra ararım onu" 
Arkadan duyduğum kelimeler içimi sızlatmıştı, bu hiç iyi olmamıştı ama benim isyana geçmiş beynim bayrakları indirmeden umursamazca gözlerini kapat ve uyu emrini vermişti bile.

Başlıyorduk yine, dünyanın çekilmez hallerinden kendi korkunç zihnimin cehennemine gelmiştim. Istırabım öyle kuvvetliydi ki uyurken de uyanıkkende aklımı zorluyor beni kendime yenik düşürüyordu. Herkesten ve her şeyden uzaklaşmıştım böyle daha güvenliydi benim için ama yine huzursuzdum. Kapımın ardında, sokakta, telefonumun diğer ucunda daima bir tehtid vardı ve en önemlisi bunların hepsi kafamın içindeydi.

Sen Kimsin?  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin