4. BÖLÜM - BİLMEZDEN GEL

58K 812 146
                                    

"Hera benimle gel, odana gideceğiz. Alev, anahtarı getir."

...

Biz odaya geleli çok olmuştu, fakat ikimizde ses etmedik. Yüzündeki öfke görülmeyecek gibi değildi, onun gözlerinde olan öfke de benimde payım vardı. Biliyordum.

Gözleri ayaklarıma dolandı, sonrasında yavaş yavaş yukarıya çıkmayı başardı.

"Git ağzını tekrar yıka" dedi keskin sesiyle, bunu birkaç dakika önce yapmıştım zaten tekrarlamamı istiyordu. Derince bir iç çekip başımı hayır anlamında salladım.

Kaşları çatıldı ve yaslandığı kapıdan yavaşça sırtını çekti, camın kenarında oturan bana doğru yaklaştı. Ona emin gözlerle baktım, bana yaklaştıkça gözlerini daha net görmek için başımı kaldırıyordum. Beyaz gömleğini dirseklerine kadar katladı, o sırada o da bana gözleriyle aynı baskıyı kuruyordu. Yutkunmamak için savaş veriyordum.

Ellerini cebine attı ve bir anda sandalyamin ayağına, ayağını sertçe vurdu. Sandalyem sarsıldı ve sırtımı yasladığım tahta düzenek duvara çarptı.

Burnumda olan tampondan dolayı derin bir nefes alamıyordum, ona bakmaya devam ederken sandalyemi düzeltmeyi denedim fakat sandalye hareket etmedi. Gözlerimi ondan çekmem bir üstünlük sunacaktı bu yüzden sandalyemin tahta kolçaklarından tuttum ve ona bakarken kaldırmayı denedim... Olmadı.

Artık bir anlık sinirle başımı eğdim, sandalyenin iki bacağı arasında bulunan tahtaya basıyordu.

"Seni kaldırmamı ister misin?"

sesin geldiği noktaya, Keskin'e dönmek istedim. Başımı kaldırdığım an yüzüme sıfır olan yüzüyle karşılaştım. Gördüğüm yüzü, cehennem ateşinden daha sıcaktı. İrkildim.

Sırtımı iyice sandalyeye bastırdım, başımı oldukça geriye doğru çektim lâkin o da yüzümüz arasındaki mesafeyi kapatmakta ısrarcıydı.

"imbécil (aptal)," dedi duygudan uzak sesiyle, ne dediğini anlamayarak yüzümü buruşturdum. "Ser así de hermosa no te salvará. (Bu kadar güzel olman seni kurtarmaz)" söylediği şeyin hemen ardından dudakları ufak çaplı bi' alay görseline büründü.

Sandalyeyi tuttuğu gibi tamamen kendine çevirdi ve tek elini boynuma çıkardı, işret parmağı boynumdan göğüsüme kadar indi ve sütyenimin çıkıntıları üzerinde dolanmaya başladı. Üstümdeki tişörtü bir engel olarak görüyordu sanki.

"Sizi anlamıyorum Keskin Bey." dedim fısıltıyla, nefesim yüzüne çarptı ve gözleri usulca kapanmayı tercih etti. İçimdeki arzu onuda beni de yakabilirdi, o hayatımda gördüğüm en farklı enerjiye sahip olan adamdı.

Bir anda işaret parmağının yanına diğer parmakları da katıldı ve göğüsümü avuçları arasına alıp kavradı. Bu sert değildi ama oldukça sıkı ve sökücü bir hamleydi. Sessiz bir inleme fırladı dudaklarımdan, belim yay gibi esnedi sandalyede, sırtım tahtayı delip geçecekti. Tek elini bacağıma yerleştirdi ve birleştirdiğim bacaklarımı tek hamlesi ile ayırıp açtı.

Eli iyice yukarı çıktı, şortumun altına giriyor, parmağı kasığıma değiyordu, bu da ellerimi yumruk yapmama neden oldu ve girdiğim büyünün etkisinden çıkıp gözlerimi araladım, onun tepkisiz gözlerine baktım. İçimdeki şehvete daha fazla engel olamadım ve ellerim anında sandalyeden ayrılıp ensesine gitti, o anın verdiği tutkuyla dudaklarına sertçe kapandım.

RANDEVUEVİ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin