36. BÖLÜM - YILDIZLAR

16.3K 540 213
                                    

Kokusu ciğerlerine yayıldı, Çok özlediği sevgilisinin kokusunu içine çekti.

••• YENİ BÖLÜM •••

Keskin kapıya yaklaştığı an kapı aralandı ve içeriye bir doktor girdi ama Keskin onu görmezden geldi. Mavi önlük giydirilmiş olan sevgilisi üzerini örtmeye çalışıyordu, Keskin koridorda duran koltuklardan birine oturdu, Hera kucağındayken üzerindeki ceketini çıkardı ve Hera'nın bacaklarına örtüp onu tekrar kucakladı, ayağa kalktı.

Bütün doktorlar koridora toplanmış onları izliyordu, onların gözünde Hera şu an odada olmalıydı. Fakat Keskin'in içindeki pişmanlık koca bir canavar besliyordu, her an patlamaya hazır gibiydi.

Merdivenlerden inmeye başladı, dilini bilmediği insanlar arkalarından sesleniyor lâkin ne dediklerini sormuyordu bile.

"Onları dinleme, duysan bile arkana bakma... Gidelim buradan, yalvarırım."

Hera, Keskin'in gözlerine bakıyordu bu cümleyi kurarken. Keskin gözlerini Hera'ya çevirdi, bu bakış uzun sürmeden önüne döndü. Soner belirdi, Keskin'in bakışları direkt çıkışa yönelikti, insanların onlara bakışından korkarcasına Keskin'in göğüsüne gömüldü Hera.

Soner koşarak Keskin'in önüne geçti ve geçebilmesi için bütün kapıları önden açtı. Hastaneden çıktılar, arabayı Soner'e başıyla işaret etti Keskin, Soner arabanın kapısını açtı ve Hera'yı arka koltuğa bıraktı, ön koltuğa geçmek için ayrılıyordu ki Hera, Keskin'in elini tuttu.

"Yanıma gel... Lütfen."

Keskin, Hera rahatça uzansın diye bunu yapıyordu lâkin Hera böyle bir şeyi istemiyordu. Keskin itiraz etmeden yanına geçti, Hera Keskin'in dizlerine yattı.

Sevgilisinin saçlarına dokundu adam, yumuşacık saçlarına. Hera, saçlarını okşayan sevgilisinin gözlerine baktı uzanırken.

"Neden ağlayacak gibisin...?"

Keskin dudaklarını yaladı, başını kaldırdı ve gözlerini başka bir noktaya çevirdi. Fakat dizlerinde uzanan sevgilisi kolunu kaldırıp, elini Keskin'in yüzüne yerleştirdi.

"Keskin, seni canlı kanlı görmeyi özledim."

"İlaçları-"

"Daha sonra sor, bana kendini ver şimdi... Konuş benimle."

Keskin, Hera'nın gözlerine baktı.

"Pera'dan... Ömrümün en güzel mevsimi sensin..."

Hera elini indirdi, gözlerini yavaşça kapattı. Keskin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştı.

"Gözlerimi kapatıyorum, sen varsın; açıyorum, sen varsın."

Gözlerini açtı, Keskin'in zifiri gözleri onu içine aldı.

"Sen çok farklısın, sevgilim; kimseye benzemiyorsun."

Keskin'in yüzüne bir tebessüm yerleşti. Daha fazla kıvırmak istemediği dudaklarını ısırdı ve başını kaldırıp yola baktı.

RANDEVUEVİ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin